Tarih dizileri hayat kurtarıcı mı? Yoksa ifsat kaynağı mı? C şıkkı ikisi de… Ama böyle bir seçenek olmasaydı… A veya B’yi seçmek zorunda olsaydık… Topluma; milli eğitimi ile üniversiteleri ile siyaseti ile dernekleri ile hâsılı yüzlerce kurum ve kuruluş ile aşılanamayan tarih sevgisini ve kimlik bilincini aşıladığı için kurtarıcı olduğunu söylerdim. Bir insan gusül abdesti almayı bilmiyor ama Fatih’in lalası Çandarlı’nın fetihten sonra idam edildiğini biliyorsa… Yahut vakit namazlarının kaç rekât olduğunu bilmiyor, Nizamiye medreselerinin Batıniliğe karşı olan mücadelesini biliyorsa… Cihat kavramının anlamını bilmiyor, ricat kavramının anlamını biliyorsa sorun dizilerin değildir… Sorun din ve eğitim ile bağlantılı tüm kurum ve kuruluşlarındır… Asıl başarı bu dizilerin ortaya çıkmasında dahli olan herkesindir… Ha sorunlu yanları yok mu? Tabi ki var. Onları da konuşacağız inşallah.
Tarih Dizileri Hayat Kurtarır mı?
İlkokuldan üniversiteye hatta mezun oluncaya kadar her yerde tarih dersi görmelerine rağmen, çocuklarımız tarih bilmiyorlar. Kimliklerini bilmiyorlar. Ait oldukları din algıları oluşmuyor. Hayatlarını sürdürdükleri memleketlerin tarihini sorgulamıyorlar. Araştırmıyorlar. Çünkü eğitim sistemi 100 yıl öncenin safsataları ile tasarlanmış paçavra Siyonist zihniyetin ürünü… İnsan yetiştirmek için değil, insanları öğütmek, tek tipleştirmek için tasarlanmış… Toplum olarak teknoloji çağında her şeyin güncellenmesi gerektiğini kabul ediyoruz. Bir tek eğitime çözüm bulamıyoruz… Eğitimin teknik özelliklerini güncelleyemiyoruz. Yeterince çözüm aramıyoruz… Esas güncellenmeli demiyoruz. Usul güncellenmeli demiyoruz o da çok geniş bir ifade… Yeni bir şey söylüyoruz. Eğitimin teknik özellikleri usule ve esasa göre güncellenmelidir. Acilen!
Tarih dizileri bu anlamda çok büyük bir adım atmış oldu. Farklı farklı dönemleri ve devletleri manevi yönleriyle birlikte ele alarak, Müslüman çocukların tarihe olan merakını arttırdı. Gerek gerçeklerden esinlenen hayatlar, gerekse ara ara eklenen kurgusal karakterler ile evlatlarımızın ecdadımıza olan hayranlığını katmerlemiş oldular. Örneğin medyanın efektif, büyüleyici özelliğini, Fatih Sultan Mehmet’in muazzam hayat hikâyesi ile birleştirince ortaya özendirici bir yapım çıkıyor. O yapımdan yola çıkan çocuklar sadece diğer bölümde ne olacağını merak ettikleri için dahi olsa açıp Fatih dönemi Osmanlı okuması yapıyorlar. Merak ettikleri kişiler ve olaylar üzerinden derinlikli araştırmalar yapıyorlar. Bu yolla aslında zihinlerini ve yüreklerini geliştirebiliyorlar. Halkın ilmi anlamda kendini geliştirmeyen çoğunluk kesimi de bu vesileyle bu alana motive edilmiş oluyor.
Tarih Dizileri İfsat Kaynağı mı?
Tarih dizileri tarih dizileridir. Tarih dizileri akademik metinler değildir. Tarih dizileri Allah kelamı değildir. Ancak maalesef okumayan araştırmayan insanlar bu dizilerde yer alan tüm bilgileri gerçekmiş gibi alıyorlar ve naklediyorlar. Bundan dolayı bu dizilerin yapımcıları senaryo konusunda ekstra hassas olmaları gerekirken, bazen reyting uğruna tarihe takla attırabiliyorlar. Bu dizilerin zararlı yanı olarak sayılabilir. Örneğin bir Selahaddin Eyyubi dizisi çekildi. Neredeyse doğru bilgi yok… Selahaddin kaç bölüm Hristiyan bir kızın peşinden koştu mecnun avare bir şekilde… Hint dizisi edasıyla beraber parçalar söylediler filan… Yahut tamamen İslami kaygılarla cihat eden devletleri dahi aşırı bir milliyetçilik söylemi üzerinden aktarabiliyorlar.
Hâsılı
Zararlı yanları olmak ile birlikte bu diziler evlatlarımız açısından hayati konumdadır. Bu dizilerin varlığını sorgulamak yerine daha iyi hale getirebilmek için çabalanması gerekmektedir. Allah’a emanet olunuz.