Gelin hep beraber 1382 sene önceye gidelim.
Yer; Mekke
Tarih; 23 Şubat 632.
Allah’ın sevgili ve aziz resulü “Kusva” isimli isimli devesinin sırtında yüz yirmi binlik bir sahabe topluluğuna hitap ediyor. Diyor ki;
“Ey insanlar! Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım. İnsanlar! Bugünleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız, namuslarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecavüzden korunmuştur.
Ashabım!
Muhakkak Rabbinize kavuşacaksınız. O’da sizi yaptıklarınızdan sizi sorguya çekecektir. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönmeyiniz ve birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyetimi, burada bulunanlar, bulunmayanlara ulaştırsın. Olabilir ki, burada bulunan kimse bunları daha iyi anlayan birisine ulaştırmış olur.
Ashabım!
Kimin yanında bir emanet varsa, onu hemen sahibine versin. Biliniz ki, faizin her çeşidi kaldırılmıştır. Allah böyle hükmetmiştir. İlk kaldırdığım faiz de Abdulmutallib’in oğlu (amcam) Abbas’ın faizidir. Lakin anaparanız size aittir. Ne zulmediniz, ne de ulme uğrayınız.
Ashabım!
“Dikkat ediniz, cahiliyeden kalma bütün adetler kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Cahiliye devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib’in torunu Iyas bin Rabia’nin kan davasıdır.
Ey insanlar!
Muhakkak ki, şeytan şu toprağınızda kendisine tapınmaktan tamamen ümidini kesmiştir. Fakat siz bunun dışında ufak tefek islerinizde ona uyarsanız, bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız.
Ey insanlar!
Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah’ın emaneti olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allah’ın emriyle helal kıldınız. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınların da sizin üzerinizde hakkı vardır. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınız yatağınızı hiç kimseye çiğnetmemeleri, hoşlanmadığınız kimseleri izniniz olmadıkça evlerinize almamalarıdır. Eğer gelmesine müsaade etmediğiniz bir kimseyi evinize alırlarsa, Allah, size onların yataklarında yalnız bırakmanıza izin vermiştir. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, meşru örf ve adete göre yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir. Kadınların haklarını gözetin zira onları siz Allah’ın huzurunda kendinize helal ve emanet aldınız. Kadınları horlamayın şiddet kullanmayın. Kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır. Yanınızda çalışan hizmetçileri kendinizden ayrı tutmayın onlara giydiğinizden giydirin ve yediğinizden yedirin. Arap’ın arap olmayandan üstünlüğü yoktur. Tek üstünlük “TAKVADADIR”.
Ey mü’minler!
Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler, Allah’ın kitabi Kur-ân-ı Kerim ve Peygamberin (a.s.m) sünnetidir.
Mü’minler!
Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman Müslümanın kardeşidir ve böylece bütün Müslümanlar kardeştirler. Bir Müslümana kardeşinin kani da, mali da helal olmaz. Fakat malını gönül hoşluğu ile vermişse o başkadır.
“Ey insanlar!
Cenab-ı Hakk her hak sahibine hakkını vermiştir. Her insanin mirastan hissesini ayırmıştır. Mirasçıya vasiyet etmeye lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden kimse için mahrumiyet vardır. Babasından başkasına ait soy iddia eden soysuz yahut efendisinden başkasına intisaba kalkan köle, Allah’ın, meleklerinin ve bütün insanların lanetine uğrasın. Cenab-ı Hakk, bu gibi insanların ne tövbelerini, ne de adalet ve şahadetlerini kabul eder.
“Ey insanlar!
“Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Âdem’in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahîn da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah’tan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız O’ndan en çok korkanınızdır. Azası kesik siyahî bir köle başınıza amir olarak tayin edilse, sizi Allah’ın kitabi ile idare ederse, onu dinleyiniz ve itaat ediniz. Suçlu kendi sucundan başkası ile suçlanamaz. Baba, oğlunun suçu üzerine, oğlu da babasının suçu üzerine suçlanamaz.
Dikkat ediniz! şu dört şeyi kesinlikle yapmayacaksınız: Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayacaksınız. Allah’ın haram ve dokunulmaz kıldığı canı, haksız yere öldürmeyeceksiniz.
Zina etmeyeceksiniz.
Hırsızlık yapmayacaksınız.
İnsanlar Lâilahe illallah deyinceye kadar onlarla cihad etmek üzere emrolundum. Onlar bunu söyledikleri zaman kanlarını ve mallarını korumuş olurlar. Hesapları ise Allah’a aittir.
İnsanlar!
Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz ”
Sahabe-i Kiram birden söyle dediler:
Allah’ın elciliğini ifa ettiniz, vazifenizi hakkıyla yerine getirdiniz, bize vasiyet ve nasihatte bulundunuz, diye şahadet ederiz!
Bunun üzerine Resul-i Ekrem Efendimiz (S.A.V.) şahadet parmağını kaldırdı, sonra da cemaatin üzerine çevirip indirdi ve söyle buyurdu:
Şahid ol, yâ Rab! Şahid ol, yâ Rab! Şahid ol, yâ Rab!”
Kadın İnsan mıdır
Cihan Peygamberi, alemlere rahmet olarak gönderilen Efendimiz’in (S.A.V.) “Veda Hutbesi”ne, ne hikmetse dünya ilim çevrelerinde hak ettiği yeri bulup “Dünyanın ilk İnsan Hakları Beyannamesi ve Kadına ilk defa “İnsan” diyen ilk bildiri” gözüyle bakılmıyor. Bu durum karşısında en büyük suç bizim yani biz Müslümanların. Çünkü elimizde bulunan böylesi pırlanta gibi parlayan ve insanlığın ufkunu parlatan metni dünyaya takdim edemiyoruz.
Evet. Cihan Peygamberi, alemlere rahmet olarak gönderilen Efendimiz’in (S.A.V.) “Veda Hutbesi”ne, ne hikmetse dünya ilim çevrelerinde hak ettiği yeri bulup “Dünyanın ilk İnsan Hakları Beyannamesi ve Kadına ilk defa “İnsan” diyen ilk bildiri” gözüyle bakılmıyor. Bu durum karşısında en büyük suç bizim yani biz Müslümanların. Çünkü elimizde bulunan böylesi pırlanta gibi parlayan ve insanlığın ufkunu parlatan metni dünyaya takdim edemiyoruz. Hâlbuki Avrupa, bizim Veda Hutbemizden 600 sene sonra İngiltere’de yazılan “Magna Carta Libertatum” denen paçavrayı dünyanın İlk İnsan hakları beyannamesi olarak ilim dünyasına takdim etmeyi başarabilmişlerdir. Nedir bu ucube Magna Carta şimdi ona bakalım isterseniz;
Magna Carta Libertatum’un Kitaplaşmış hali...
Bilim dünyası tarafından dünya insanlık tarihinin “İlk İnsan Hakları Beyannamesi” olarak kabul edilen “1215” tarihli “Magna Carta Libertatum” Latince büyük sözleşme, ilk özgürlük fermanı olarak kabul edilir. Oysa bu sözleşme “Sadece İngiliz soylularını insan kabul eden bir sözleşmedir.” Sıradan İngiliz vatandaşlarına haklarını, çoktan paylaşılmış İngiliz topraklarından başka yerlerde, başkalarının topraklarında aramayı öğretmiş bile olabilir aslında. Ve en önemli husus ise; söylendiği gibi dönemin kralı olan john tarafından imzalanmış da değildi. Çünkü okuma yazma bilmiyordu. Belgede sadece kraliyet mührü vardır. Bilim dünyasının ilk olarak kabul ettiği bu beyanname paçavradan başka bir şey değildir. Çünkü bu paçavra beyannameye göre yaratılmışların en üstünü “ERKEKTİR”.
Sonra sırasıyla at, köpek, kedi, inek, koyun ve en son “KADIN” gelir. Evet, yanlış okumadınız Magna Carta’ya göre kadın insan değildir ve hatta hayvan bile değildir. Hayvandan daha aşağı bir yaratıktır. Ve kocasının malıdır. Koca bu kadın denilen eşyasını dilediği gibi kullanmakta ve hatta belirli bir ücrete başkalarına kiraya bile verebilmektedir.
Kadına Hayvan kadar bile değer vermeyen Magna Carta Libartatum’u okuma yazma bilmediği için mühürle tasdik eden İngiliz Kralı John.
Bu beyannameden sonra batı dünyası 1663, 1717, 1779, 1789, 1812 ve en son 1913 yıllarında evrensel insan hakları beyannameleri ilan etmişler ama hiç biri 1400 sene evvel Allah resulü tarafından okunan “VEDA HUTBESİ” kadar insana insan muamelesi yapmamıştır. Avrupa’da kadının insan olup olmadığı tartışıldığı dönemlerden asırlarca önce tek hak din olan “İSLAM” bütün Müslümanların girmek için mücadele ettikleri “CENNETİ KADINLARIN AYAKLARI ALTINA KOYMUŞTUR.” Kurtuluşu batıda arayan güruh gözünü bu tarafa dikerse sanırım daha isabetli olur. Avrupa ve batı dünyası elbetteki “Veda Hutbesi” hakkında hiç söz etmemiştir. Çünkü bilmiyor. Ama biz Müslümanlar düşen en mühim vazife tüm dünyaya haykırıcasına İslam nimetinin ne demek olduğunu haykırmamızdır.
Muhabbetle…