Türkiye nin genel manzarasına şöyle bir bakın! Halkın oy

vererek sorumluluk mevkiine getirdiklerinden güven veren ve halkın gönlünü

ferahlatan sözler duyabiliyor musunuz Pek çoğu, gerilim oluşturup insanları

kutuplaştırmayı çalışma yöntemi olarak seçmişler. Yanlış ve çarpık

zihniyetlerin oluşturduğu kaos ortamından bütün ülke zarar görüyor. Ortalık toz

duman. Dosyalar ve operasyonlar havada uçuşuyor. Menfaat odaklı

birlikteliklerin uzun süre sürdürülemediğine şahit oluyoruz. Çıkarları sona

erdiği zaman birbirlerini demediklerini bırakmıyorlar. 75 milyonluk Türkiye nin

böylesine hastalıklı zihniyetlere mahkûm gösterilmesi üzüntü verici.

30 Mart Mahallî İdareler seçimine giderken, 45 yıldır

istikrarlı bir yol izleyen, hep insanı önceleyen ve ülkesinin geleceğini

düşünen sağlam, güvenilir ve onurlu bir topluluğu görüyoruz: Siyasî arenada

Saadet Partisi yle temsil edilen Millî Görüş kadroları. Onlar, Türkiye ye

belediyeciliğin ne olduğunu öğrettiler. Efsanevî bir belediyecilik hizmeti

ortaya koydular.

Son 1.5 aydır Türkiye nin değişmeyen gündemi rüşvet ve

yolsuzluklar. Hem merkezî yönetimde, hem de belediyelerde. 1522 belediyenin

rüşvet ve yolsuzluk iddialarıyla anılması hiç de hayra alâmet değil. 75

milyonluk bir ülke, bu çirkin ortamı oluşturanlara mahkûm olmamalı.

Türkiye halkı, 30 Mart ta oylarıyla kavga ve kaos yerine,

huzur ve hizmet istediği mesajını vermelidir. Belediyecilik hizmetlerinde

destanlar yazan inançlı, fedakâr, halkla bütünleşmiş ve çözümü bilen Millî

Görüşçü Saadet Partisi kadrolarına emaneti teslim etmelidir.

İşin tılsımı Millî Görüş tür. Millî Görüş gömleğini

çıkararak hırs ve menfaatlerinin kurbanı olanların diğerlerinden farkı

kalmamış, ülkeyi kaos ortamına sürüklemişlerdir.

ÇARE VAR, ÇÖZÜM BELLİ

Siyasî partiler içinde, yalnız Saadet Partisi Önce ahlâk

ve maneviyat bayrağını dalgalandırıyor. Kendilerine güveniyorlar. SE-DE -

Seçtiklerini Denetle projesi Millî Görüşçülerin eseri. Saadet Partisi İstanbul

Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Selman Esmerer, basın mensuplarına bu ve

benzeri projelerini açıklarken ilgi odağı oldu ve farklılığıyla büyük takdir

topladı.

Yetkili merciler kontrol ve denetim mekanizmasını

sağlıklı işletemediği için 1522 belediyede rüşvet ve yolsuzluk gerekçesiyle

soruşturma açıldı. Millî Görüşçü Saadet Partisi belediyelerin kapısını sonuna

kadar halka açıyor, SE-DE - Seçtiklerini Denetle projesiyle şeffaf bir

belediyecilik anlayışı ortaya koyuyor.

SE-DE projesi, hem Saadet Partili başkanların bir uzman

misali belediyecilikte kendilerine güvendiklerini ortaya koyuyor; hem de halka

Belediyenin asıl patronu sensin mesajı veriyor. Özellikle 1994 Mahallî

Seçimleri nden sonra belediyelerde oluşturulan Beyaz Masa ve Halk Meclisleri

ile bu projenin yaygın bir uygulamasına şahit olduk.

Peki, Millî Görüşçü başkanlarda bu anlayış nasıl

oluşuyor Anlatalım:

1. Millî Görüşçü başkan maneviyatçıdır, âhiretini

düşünerek icraat yapar.

2. Verilen başkanlık görevini emanet olarak görür,

emanete sahip çıkmakta titizlik gösterir.

3. İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır prensibiyle

çalışır, hizmette insan ayrımı yapmaz.

4. İbadet anlayışı ile hizmet eder; bu ona güç ve çalışma

azmi kazandırır.

HER ŞEY AÇIK, ADRES BELLİ

Bir tarafta, senelerdir Türkiye yi kavga ve kaos ortamına

sürükleyen yanlış ve çarpık zihniyetler; diğer tarafta faydalı projeler

oluşturarak ibadet aşkıyla halka hizmet etmeyi bekleyen Saadet Partisi

kadroları.

Bir tarafta uygulamalarıyla belediyeciliği eş dost

kayırma, cep doldurma sanatı olarak gören zihniyetler; diğer tarafta kul

hakkına riayet konusunda kılı kırk yaran Millî Görüşçüler!

Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak ın

sık söylediği bir söz var: Millî Görüş ün iktidardan uzak kaldığı her bir gün

Türkiye, İslâm âlemi ve insanlık için bir mahrumiyettir. Bu mahrumiyet

belediyelerde de kendisini hissettirdi.

Bir süre önce, Araştırmacı Yazar Cevat Topkara nın Asıl

yetimler ilim ve ahlâktan yoksun olanlardır başlığı ile verilen şu sözlerini

okumuştum: İktidarlar, belediyeler yolları altından da yapsa, parklardaki

bankları gümüşten de yapsa, lâle değil de para ağacı dikse, sorumlu olduğu

vatandaşların ahlâkî çöküşlerine engel olmadıkları, ahlâk ve maneviyatı düstur

edinmedikleri sürece asla Allah indinde sorumluluktan kurtulamazlar.

Bu örnek ve ölçüleri dikkate aldığımızda her şeyin açık

ve adresin de belli olduğunu görürüz. Halkını düşünen ülkesine sevdalı

kadrolar, halkı uyandıran efsanevî hizmetler yaparken şer güçlerin hışmına

uğramış, bir süre hizmetten uzak kalmışlardır. Bu süre içinde istikametlerini

bozmamış, azim ve heyecanlarını kaybetmemiş; mütevâzi imkânlarıyla ülkeye

reçete olacak Millî Görüş davasını günümüze taşımışlardır. 30 Mart seçimleri,

efsane hizmetlerin yeniden başlaması için güzel bir fırsattır.

Rüşvet alan da, veren de mel ûndur sözünün yeniden

belediyelerdeki yerini almasıyla rüşvet ve yolsuzluk sıfırlanacak, belediyeyi

hizmet kapısı olarak gören bir zihniyet iş başına gelecektir. Bu levhanın

belediyelerden kaldırılmasının iç yüzü şimdi daha iyi anlaşılıyor, değil mi