Muhterem Müslümanlar!
“İmkânı olanların Kâbe’yi haccetmeleri, insanlar üzerinde Allah’ın hakkıdır.” (Al-i İmran Suresi, âyet: 97)
Gerekli şartları taşıdığı hâlde Allah’ın davetini yerine getirmeyenleri Peygamberimiz Efendimiz: “... Bunlar ister Yahudi, ister Hıristiyan, ister Mecusi olarak ölsün” buyurmaktadır. Yani o dine inanmış olarak değil de onlar gibi düşünerek ölmüş olur” demektir. (Tirmizi)
Peygamberimiz buyururlar ki:
“Allah bir şeyi murat ederse sebeplerini de halk eder.”
Hacc için artık yola çıkmaya başladı hacı adaylarımız. Kimin hacca gitmesi Hakk’ça matlup ise, niyetindeki ihlâsın mükâfatını Allah (C.C.) verir ve ona imkân bahşeder. Kulun vazifesi, yolunda bulunmak ve ona göre ihlâs ile hazırlanmaktan ibarettir.
“Hacc ve umre için Beytullah’a gidenler, Müslümanların Allah’a gönderilmiş temsilcileridirler. Dua ederlerse Allah kabul eder; mağfiret dilerlerse bağışlar.” (Nesai, İbni Mâce) buyuran Peygamberimiz olayın önemini bu derece net ifade ediyor. Bir başka hadiste şu haber verilir:
“Kim Allah için hacceder, bu esnada kötü işlerden ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsa (kul hakları müstesna) annesinin onu doğurduğu günkü gibi (günahlarından arınmış olarak) döner.” (Buhari-Müslim.)
Muhterem Müslümanlar!
Hacc ibadeti, o yıllık olağan İslâm Ulusal Kongresi demektir. Bir yönüyle İslâm Ortak Pazarı, İslâm Savunma Paktı anlamına gelir. Bugünkü yapılan haccın bu anlama geldiğini söylemiyorum. Gerçek anlamıyla yapılacak haccdan söz ediyorum.
Muhterem Müslümanlar!
Hacc, her şahısta önceden mevcut bulunan dini düşünce ve tasavvuru gözden geçirmeye vesile olmalı, sadece farizayı yerine getirmek için programlanmış olanlar bunu başaramazlar.
Hacc, ölmeden ölme provası yapmaktır. Öldükten sonra tekrar günahları diriltmemek lazım. Burada yaşadıklarını oraya götüren ve onları tekrar yanına alıp geri getirenler görüntüde hacc yapmış oluyorlar. Böylelerine insan acımadan edemiyor.
Muhterem Müslümanlar!
Hacca giden bir Müslüman bulunduğu bölgenin örnek insanı olmak durumundadır. Maalesef genelde böylesi güzellikleri göremiyoruz.
Hacca gidenler oralarda kendilerine göre gördükleri noksanlardan buraya geldiklerinde bahseder dururlar. Bu gıybet olur ve üzerlerine kul hakkı almış olurlar.
Muhterem Müslümanlar!
Haccın ve umrenin anlamı, Resûlullah ile ashabının hayatlarından izler kapmaktır. Çünkü sahabenin yaşayış tarzı bir Kur’ân tefsiridir. Zira sahabe, vahyin Peygamberimizden insana ulaşmasının ifadesidir. Resûlullah canlı Kur’ân, sahabe de onun rengidir, tonudur. Peygamberimizin şahsında tecelli eden vahyin aydınlığını bize ulaştıran bir ışık hüzmesidir. Hacc ve umreye gidenler, sahabenin hayatından izler getirirlerse, kendilerini ve ülkelerini yeniden inşa edebilirler.
Hacca gidenler Mekke’de Allah’ın, Medine’de Resûl-i Kibriya’nın misafiridirler. Bu, bir kul için ne büyük bir lütuftur.
Muhterem Müslümanlar!
Hacılar Arafat’ta vakfeye durduğunda bizler de burada durabilirsek…
Hacılarla birlikte şeytanımızı taşlayabilsek...
İçimizdeki şeytanla da büyük cihad yapabilsek...
Vakfeye durup Allah’a seslenebilsek ve her şeye yeniden başlayabilsek...
Ahh bunu bir başarabilsek!..
İşte hacc böyle ifa edilir.
Yol sıra gidip çay sıra gelenler, gidişleriyle gelişleri arasında hiçbir fark oluşturmayanlar sadece oraları görüp gelmiş olurlar. Hacca gidecek kardeşlerimizden haccı bihakkın yapmalarını diliyoruz.