Karnı aç bir adama kapitalist bir optimist gelse ve "Hep ekmeği hayal et ve yüz defa "ekmek" kelimesini söyle" dese, aç adam da onu yapsa ekmek gelmez, adamın karnı doymaz.

Aynı adama pessimist bir Komünist gelse ve "Ekmeğimi çalanlar kahrolsun" diye her gün bağır " dese o da bağırsa aç adamın karnı doymaz.

Ekmek için ekmek gerekir.

"Din elden gidiyor" diye bağırmak yerine herkes bir iş yapmalıdır.

Bu din, hepimizin. Din, yalnız hocaların dini değil. Parti ayırımı yapmadan bütün halkımız, son günlerde sağcı oylarla Kur an ın, kanunla yasaklanmasından ve çocuklarına Kur an okutamadıklarından hocalara bahane bulmaya başladılar.

Hocalar da kendilerine tebliğ edilen yönetmeliklere bahane buluyorlar. Herkes kendi üzerindeki sorumluluğu yükleyecek birini bularak sorumluluktan kurtulacağını zannediyor.

Bir işi yapmak istemiyorsanız bin türlü bahane bulmak en kolay iştir. Eğer o işi yapmak istiyorsanız, önünüze çıkarılan engeller dahi size yardımcı olabilir.

Üniversiteyi bitirdiği halde başörtüsü nedeniyle görev verilmeyen kadınlarımız kendilerini Allah ın görevlisi kabul etsinler, makamlarını böylece terfi ettirsinler ve hemen evin çevresinde oyun oynayan çocukları belirli saatlerde evde toplayarak dini bilgiler vermeye ve Kur an okutmaya başlasınlar.

Başörtüsü nedeniyle okullarına devam edemeyen, üniversite imtihanlarına alınmayan kızlarımız da aynı hizmeti verebilirler.

Bazı şehirlerde camiler ihtiyacı karşılamayabiliyor. Bu durumda evinizin bir odasını Kurs haline getiriniz ve okutacak birini bulup başlayıveriniz.

İzine ayrılamayan memurlarımız, mesaiden önce veya mesaiden sonra arkadaşlarınızla yarım saatliğine bir araya gelerek Kur an dersi yapabilirsiniz. Ben bir memurun beş-altı arkadaşıyla beraber, mesaiden önce bir araya gelerek Kur an-ı Kerim in mealini, Riyazussalihi ni ve Kuduri yi okuyarak bitirdiklerini duydum.

Bir terzimiz birkaç seneden beri dükkânında, çarşının esnafının çocuklarına Kur an okumasını öğretmeye devam ediyor.

Geçen sene yaz aylarında camide ders başlatan gencecik bir imamımız, okuttuğu çocukları yüzmeye de götürmek ister ve beş yıldızlı otelin birinin işletme müdürüyle saatine pazarlık yapar. En son fiyatta anlaştıktan sonra İmam arkadaş, müdür hanıma buraya yaz kursuna katılan çocukları getireceğini söyleyince müdire hanım biraz düşündükten sonra son fiyatın yarısını da kaldırıverir ve bizim de bir katkımız olsun deyiverir.

Bizim halkımız okumasını bilmese bile Kur an ı sever.

Ünlü bir bayan türkücüye paparazzi programında sorulan bir soru karşısında "Yaşamasam bile Kur an ın söylediği her şeyin doğru olduğuna inanıyorum" deyiverir.

Sevgili peygamberimiz "Yeryüzü bana mescid kılındı" (Buhari, teyemmüm 1) buyurduğu için yeryüzünün temiz olan her yerinde Kur an, hem öğrenilir hem öğretilir.