Bismillahirrahmanirrahim
Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.
Türkiye’de AK Parti eliyle yürütülen şey, hile rejimi ve faizci kapitalist köle düzenidir. Ahlaki ve manevi tahribat AKP iktidarı döneminde zirve yapmıştır. Benimsenen materyalist eğitimle, ahlaki ve manevi değerlerden uzaklaştırılan gençlik, Batı cahiliyesinin dayattığı din dışılığa kurban edilmiştir. Edep, sevgi, saygı, hürmet, muaşeret kuralları fert ve toplum hayatından sökülüp atılmıştır. Faiz ve ağır haksız vergilerle, toplumun maddi varlıkları zulmen elinden alınmış, bir avuç çıkarcı yandaşların kasasına aktarılmıştır. Bunun için AKP iktidarı, refah ve saadet iktidarı değil, zulüm iktidarıdır. Fert ve toplumu yok olmaya götüren, kumar, içki, fuhuş, haksız kazanç gibi ne kadar kötülük varsa yaygınlaştırılmış, buna mukabil fert ve toplumun saadetini sağlayacak ne kadar iyilik varsa, hepsi engellenmiştir. AK Parti ve de Sayın Erdoğan, Adil Düzen yerine, bir zulüm düzeni olan faizci kapitalist kölelik düzenini yürütmeyi benimsemiştir. Bu, ben Müslümanım diyen bir kimsenin tercih edeceği bir düzen değildir. İslam’ın özü adalettir, emeğe hürmettir, helal lokmadır. Faiz, Yahudi vergisidir. Allah ve Resulü’ne açılmış bir savaştır. Haksız zulüm vergilerini icat edenler ise hahamlar ve rahiplerdir. Tevbe 34: “Ey iman edenler, bilin ki, Yahudi hahamları ile Hristiyan rahiplerinin birçoğu, insanların mallarını haksızca yiyip yutuyor ve onları Allah’ın yolundan alıkoyuyorlar. Fakat bütün o altını, gümüşü toplayıp Allah yolunda harcamayanlara, işte onlara ahiret hayatında çok çetin azabı müjdele.” Bu ve benzeri ayetlere göre, ülkemizde ve Batı’da toplanan vergilerin tamamına yakını haksız zulüm vergileridir. Siyonistler, Batılılar ve işbirlikçi kadrolar, faizi ve haksız vergileri yasaklayan Adil Düzen’den korkarlar. Çünkü Adil Düzen onların işine gelmez.
ADİL DÜZEN
Adil Düzen; bolluk ve bereket düzenidir. Türkiye’de Adil Düzen uygulansa, dünyanın en güçlü ekonomisine biz sahip oluruz. Adil Düzen’de önemli olan, önce ahlak ve maneviyattır, adalettir, üretimdir, helal kazançtır. Emeğe saygı göstermek, Adil Düzen’de esastır. Adil Düzen; hakkı üstün tutan inancın düzenidir. Hakkı üstün tutan inanca Millî Görüş denir. Millî Görüş; D-8’leri kurmuştur. İkinci adım D-60’lardır. Üçüncü adım ise D-160’lardır. Nihai hedef, Adil Düzen’e dayanan “Yeni Bir Dünya” kurmaktır. Böylece insanlığa en büyük hizmet yapılmış olunacaktır. Bunun için Türkiye’nin aslına, Millî Görüş’e dönmesi gerekir. Millî Görüş’e dönmüş bir Türkiye; “Yaşanabilir Bir Türkiye, Yeniden Büyük Türkiye” olur ve “Yeni Bir Dünya”nın kurulmasına öncülük eder. Faiz dünya gerçeğidir, tercihimiz Avrupa Birliği’dir, faizci kapitalist düzeni yürütmek istikametimizdir, ABD ve İsrail stratejim müttefikimizdir diyen Sayın Erdoğan ve AKP kadrolarının bu ülkeye ahlaki manevi tahribat, ekonomik yıkım ve dış politika faciasından başka kazandıracağı hiçbir şey yoktur. Millî Görüş gömleğini çıkarıp işbirlikçilik gömleğini giyenler, Türkiye’yi lider ülke yapamazlar. Faizle, haksız vergilerle, kumarla, materyalist eğitimle Türkiye, sadece Siyonizm’e köle yapılmış olunur. Öyle de oluyor zaten.
YÖNETMEK
Sayın Erdoğan ve AK Parti kadroları, Batı ve yerli işbirlikçileri tarafından genellikle İslamcı olarak tanımlanıyor. İslamcılık, sağcılık ve solculuk gibi Batı tarafından üretilmiş kirli bir kavramdır. Kur’an’da din ve düzen olarak İslam’a teslim olmuş kimselere İslamcı değil, Müslümanlar adı verilmiştir. Hac 78: “Allah’ın dini uğrunda, cihadın bütün icaplarını, sorumluluklarını yerine getirerek, samimiyetle, hayatlarınızı ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak cihat edin. O sizi seçti. Dinde, şeriatta, medeni kurallar arasında size ağır gelecek hükümler koymadı. Atanız İbrahim’in dini, sünneti de böyleydi. Daha önce de, bu Kur’an’da da, bütün peygamberlerin ümmetlerine ve size İslam’ı yaşayan Müslümanlar adını verdi. Allah’ın, ilahi hükümleri icraya, ülkeyi imara, dünya düzenini kurmaya, sağlamaya memur tek yetkili Resulü; Kur’an’ı bilen, size tebliğ eden, çözüm getiren güvenilir örnek önder, doğruları konuşan şahit olsun, siz de Kur’an’ı bilen bütün insanlara tebliğ eden, çözüm getiren güvenilir örnek önderler, doğruları konuşan şahitler olasınız istedi. O halde, namazı adabına riayet ederek, ikame edin. Vicdanlarınızı, servetinizi, sosyal bünyenizi arındıran, berekete vesile olan zekâtı verin. Allah’ın kitabına, emirlerine sımsıkı sarılarak himayesine sığının. O sizin mevlanız, emrinde olduğunuz otorite ve koruyucunuzdur. O ne güzel mevla, ne güzel otorite ve koruyucu, ne güzel yardım edendir.” Buna göre biz, İslamcı değil, Müslüman olmak zorundayız. İslamcı diye tanımlanan kadrolar, Siyonizm’in ürettiği faizci kapitalizmi yürütebilir ama ben Müslümanlardanım diyen hiçbir fert ve toplum İslam’ın telkin ve teklif ettiği Adil Düzen’den başka bir yerde karar kılmaz. Türkiye gibi tarihin en büyük devleti ve coğrafyanın merkezindeki bir devleti idare etmek, yedi tane Allah vergisi; bilgi, tecrübe, hidayet, feraset, dirayet, şuur ve vizyon ister.
BEN DE…
“Efendim, ben Türkiye’yi idare etmek istiyorum” diyebilirsin. Ama bu iş istekle olmaz. Allah, bu vergileri verdiyse yapabilirsin. Yoksa bir an için gelsen dahi, arkadan gitmeye mecbur kalırsın.
Önce “bilgi” sahibi olacak, bu milletin inancını bilecek, bu milletin tarihini bileceksin. İkincisi “tecrübe” sahibi olman gerekir. İş yapmak tecrübe ister. AK Parti ne yapıyor? Borçla, faizle, vergiyle, zamla, kumarla ülkeyi yönetmeye çalışıyor. Bu böyle gitmez. Hidayetsiz, ferasetsiz, dirayetsiz, şuursuz ve vizyonsuz yönetmek olmaz. Bunların hepsi Millî Görüş ister. Hayır, ‘ben Millî Görüş bilmem, illa Siyonizm’in söylediğini yapacağım’ dersen, bu vatan şehitlerin vatanıdır, bizim vatanımızdır, o zaman bunlar seni çarpar. Selam hidayete tabi olanlara…