İyi bir aile terbiyesinden geçip değerlerimiz konusunda
sağlam bir eğitim alarak akademik alanda da çok iyi yetişmiş bir insan olma
meziyetleriyle siyasî hayata atılan Erbakan Hoca, önce Türkiye ve dünyayı
analiz etmekle işe başladı. Tarihte büyük medeniyetler kurmuş, hak ve adaletin
öncüsü olmuş bir ülkenin acıklı halini yakından gördü. Lider ve öncü olması
gereken bir milletin çeşitli oyunlarla Batı ya kuyruk yapılmak istendiğini fark
etti. Maddî ve manevî alanda ülkenin geliştirilmesi gerektiğine inandı.
Türkiye nin öncülüğünde huzur ve barış dünyasının kurulmasını amaçladı.
Saltanatlarının sarsılacak olduğunu gören sömürgeci
küresel güçler, yerli işbirlikçilerini de kullanarak Erbakan Hoca ya karşı
amansız bir direnç cephesi oluşturdular. Erbakan ve Millî Görüş hareketini
halkın gözünden düşürebilmek için yalan ve iftira başta olmak üzere her yolu
denediler. Halkın bilgi eksikliğinden faydalanarak onları emellerine alet
etmeye çalıştılar.
Bu iş için en etkili güç olarak basını kullandılar.
Rabbimiz Müslümanları şöyle uyarıyordu: Ey iman edenler! Eğer bir fâsık bir
haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa
kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz. (Hucurât, 6)
Halk ve aydınların çoğunda tahkik edip araştırarak karar
verme anlayışı gelişmemişti. Bizi biz yapan değerlerle ilgili kavramlar
zihinlerde netleşmiş değildi. Kavram kargaşası yaşanıyordu. Okuma ve ilim
örenme merakı köreltilmişti. Bu yüzden küresel şer güçler halkı kolayca
etkileyebiliyordu.
NİCE OYUNLAR OYNANDI
Şerefli bir maziye sahip olan bir milletin inancına,
özüne, aslına dönmemesi için nice oyunlar oynandı, nice entrikalar denendi.
Erbakan Hoca ve Millî Görüşçüleri alaya alıyorlar, yıldırarak halkın gözünden
düşürmeye çalışıyorlardı.
Halkın Millî Görüş hareketine teveccüh etmesi karşısında
hakaret ve şiddet yöntemine başvurdular. Erbakan Hoca nın konvoylarına
saldırılar düzenlediler. Isparta, Serik gibi yerlerde mitingleri taş yağmuruna
tutuldu.
Basında nice yalan haberler yayınlandı, iftiralar atıldı.
Fotomontaj yoluyla Erbakan Hoca yı küçük düşürücü resimler yayınladılar.
Erbakan Hoca nın vefatı münasebetiyle, A. Turan Alkan 7.
3. 2011 tarihli Zaman daki köşesinde, bir gazetede Yazı İşleri Müdürü olarak
çalıştığı yıllarda yaşadığı bir olayı Bir Utanç Hatırası başlığıyla
yayınladı: 1977 Haziran ında genel seçimler yapılacak. Bütün siyasî liderler
sırayla şehre gelip miting yapıyorlar. Bizim gazetenin patronları AP li; buna
mukabil başta ben olmak üzere çalışanların çoğunun gönlü daha millî bir
partiden yana. ( )
Akşama yakın saatlerde AP li patronlardan biri büyük bir
heyecan ve telâşla gazeteye geldi; halbuki pek uğramazdı.
-Duydun mu Ahmetçiğim dedi, mitingde pankart açmışlar.
Peygamber Erbakan yazıyormuş, bunu da yaptılar, olur mu kardeşim, olur mu bu
( )
Ömrümün büyük utançlarından biriydi o; tam
hatırlamıyorum, manşeti şöyle çektik: Millî Selamet in mitinginde peygamber
Erbakan pankartı açıldı . Ardından Ne kadar ayıp, herkes lânetledi vb ( )
Gazeteyi bastık; nedense o günkü baskı sayımız mûtaddan
yirmi otuz kat fazla tutuldu, meğer birtakım kara propaganda çalışmaları için
köylerde dağıtılacakmış!
Yazar, patronunun Mitingin fotografları arkadan gelecek
diyerek yaptırdığı haberin fotografının, hatırlatılmasına rağmen bir türlü
gelmediğini anlatarak düşürüldüğü tuzaktan dolayı Hâlâ utanırım; Allah
taksiratımı affetsin! diyerek bitiriyor yazısını.
Kendisini Türkiye ve insanlığın mutluluğuna adamış bir
ilim ve dava adamına, çalışkan ve idealist bir lidere neler yapılmadı ki Nice
inançlı insan da bunlara alet edildi.
28 Şubat ta tanklar yürütüldü; ona gözdağı verildi;
caydırılmaya çalışıldı. Hiçbiri onun azmini kıramadı. Kendisine her türlü
kötülüğü reva görenlere hiç düşmanlık etmedi; hep onların eğitilerek doğruyu
görmelerini istedi.
İFSADA KARŞI OLDU
Erbakan Hoca Siyonizm e karşı mücadele verdi. Çünkü
Siyonizm şer ve fesat ocağıydı. Dünyayı
sömürüyor, insan hakkı diye bir şey tanımıyordu. Yapılacak en büyük hizmet,
insanlığı Siyonizm in kıskacından kurtarmaktı.
Siyonistler, huzur ve barışın sigortası olan Müslümanları
yönetimlerde görmek istemiyorlardı. 1897 de Theodor Herzel öncülüğünde Basel de
yaptıkları Yahudi Kongresi nde İslâm ı ortadan kaldırmayı amaçladılar. Bu iş için
100 seneyi kapsayan 4 kademeli hedef belirlediler. Buna göre, 10 sene içinde 2.
Abdülhamid i tahttan indirecekler, 25 senede Osmanlı yı yıkacaklar, 50 senede
İsrail i kuracaklar ve 100 sene sonra da Arz-ı Mev ud a ulaşıp büyük İsrail
devletini kuracaklardı. Siyonistler, ilk üç hedefine zamanında ulaştı.
4. hedeflerine ulaşma sürecinde Millî Görüş hareketi
başladı. Erbakan Hoca, Siyonistlerin kendilerini dünyanın efendileri , diğer
insanları da köleleri olarak gördüklerini anlattı. Bu amaçla oluşturdukları
çalışma planlarını içeren ve 1 dolar üzerinde de var olan 13 basamaklı
piramidin ne anlama geldiğini dünyaya ifşa etti. İnsanlığı köle haline
getirecek tuzakları belgeleriyle açıkladı. Türkiye ve insanlık Siyonizm in
ağına düşmekten kurtuldu. Kasap lâkaplı İsrail in eski Başbakanı Ariel Şaron un
1977 de söylediği, basına da yansıyan şu sözleri bu gerçeğin açık ispatıdır:
-Erbakan yarım dönem iktidarda kaldı, biz planlarımızı
10 yıl ertelemek zorunda kaldık. Eğer bir dönem kalsaydı, planlarımızı unutmak
zorunda kalacaktık.
Erbakan Hoca nın bilinen hizmetlerine ilâve olarak en
büyük hizmetlerinden biri de Türkiye ve insanlığı Siyonist tehlikeye karşı
uyanık hale getirmesi olmuştur. Eğer Siyonistler, belirledikleri süreden 17
sene geçmesine rağmen hâlâ 4. hedeflerine ulaşamamışlarsa bu Erbakan Hoca nın
zorluklardan yılmayan azmi ve Millî Görüşçülerin gayretleri sebebiyledir.
Unutmayalım ki, hak temsil edilirse, bâtıl tutunamaz.