Demokrasinin büyüsü devam ediyor. Dünya demokrasi ile oturup demokrasi ile kalkıyor. Günümüzde meydana gelen bütün toplum olaylarının demokrasi kriterlerine göre yorumlanması acaba doğru mu
Varsa demokrasi yoksa demokrasi.
Peki, halkın kendisini idare etme sanatı olan demokrasinin iki kanadı olan hürriyet ve eşitlik hakkında ne düşünülüyor Hürriyet, eşitlik sosyal olgudur kendi zemini ve doğal yapısıyla insanı kuşatır.
“Hürriyet” denilen büyüleyici kelime hakkında sözlerim olduğu gibi “Eşitlik” denilen hukuki süreç için de değerlendirmeler yapacağım.
İnsanın neyi yapmak isteyip neyi ise yapmak istemediğine kendi iradesiyle karar vermesi ve kararın gereklerini yerine getirirken başkaları tarafından engellenmemesi. Mutlak özgürlük göreli özgürlük şeklinde ikili tasnif yanında felsefi anlamda paradoksal bir içeriği olan özgürlük cazibeli bir kavram. Eşitlik ise bütün insanların eşit haklara sahip olduğu, dolayısıyla toplumsal ilişkilerde eşitsizlik sonucu getiren tüm sınıfsal farklılıkların yok edilmesi veya en azından asgariye indirilmesi olarak bilinen bir kavramdır.
Peki, bu böyle mi oluyor
Modern zamanların kitleler için mükemmel örnek olarak idealize ettiği demokrasinin bedeli yok mu Elbet var, bundan da en çok etkilenenler de nasıl oluyorsa oluyor bizler oluyoruz. Dünyanın sömürge düzeni için demokratlık kategorisinin farklı anlamları olmasın.
Demokrasi ile irtibatlandırılan liberalizm serbest ekonomik sistemidir. Sosyalizm üretim vasıtalarını cemiyete mal eder, faşizm, devletin aşırı otoritesini kabul eder. Komünizm, tüketimin bütün fertler arasında eşit yapılması ve üretimin bu esasa göre düzenlenmesini önerir. Demokrasi bütün bu yönetim biçimleriyle ilgili kılınabilir. Dahası buradan hareketle kadim değerleri bile yorumlayabiliyoruz. Acaba durum böyle mi
Libya için demokrasi;
Mısır için demokrasi;
Pakistan için demokrasi;
İsveç için demokrasi;
İngiltere için demokrasi;
Suriye için demokrasi.
Dünya ülkelerini böyle iki kavramla yan yana getirmekle kitleler için problem çözülüyor sanılıyor.
Şimdilik sözü Rousseau’nun şu sözü ile tamamlayalım hele, “Tam bir demokrasi hiçbir zaman olmamıştır ve olamayacaktır.”