Önceki yazımda, Saadet Partisi İstanbul İl Başkanlığı Sosyal Birim Başkanı Özlem Gerek Serenli’nin, Karayolu ile Bosna Hersek’e giderken ailesiyle yaşadığı mağduriyeti yazdım.

Dışişleri Bakanlığı bir açıklama gönderdi. Açıklama şöyle;

“30 Nisan 2014 tarihli Milli Gazete’de Adnan Öksüz tarafından kaleme alınan yazıda,  bahse konu Özlem Gerek Serenli isimli vatandaşımız, 20 Nisan 2014 Pazar sabah saat 02.28’de  Konsolosluk Çağrı Merkezi’ni (KÇM) arayarak, toplam beş kişi turistik amaçla  karayoluyla Kosova’ya geldiklerini, ancak araçlarının bozulduğunu, kendilerine yardımcı olabilecek herhangi bir teknik servise ulaşamadıklarını, civarlarında bulunan bir grup araç tarafından taciz edildiklerini belirterek, Priştine Büyükelçiliğimizin numaralarını talep etmiştir.

Vatandaşımıza, anılan numaralar verilmiş, Büyükelçiliğimize ulaşılamadığı takdirde tekrar KÇM’yi araması telkin edilmiştir.

Vatandaşımız aynı gece saat 02.49 ve 03.14’te tekrar aramış, Büyükelçiliğimize ulaşamadığını belirterek, yardıma ihtiyacı olduğunu tekrarlamıştır. Söz konusu çağrı kayıtları mevcut olup, gerektiğinde tekrar dinlenilmesi mümkündür.

KÇM’de görevli vatandaş temsilcisi, aynı gece DışNet’te sürmekte olan güncelleme çalışmaları nedeniyle Priştine Büyükelçiliğimiz ve ilgili Daire çalışanlarının cep numaralarına ulaşamamıştır.

Vatandaş temsilcisi bu kez Konsolosluk.Net programı üzerinden Priştine Büyükelçiliğimiz ve ilgili Daire çalışanlarının telefon numaralarını bulmayı denemiş, ancak sonuç alamamıştır.

Keyfiyet aynı gün gündüz saatlerinde Bakanlığımız Nöbetçi Memurluğu’na aktarılmıştır. Bilahare vatandaşımız aranarak, mevcut durumları hakkında bilgi alınmıştır. Olay hakkında Priştine Büyükelçiliğimize de bilgi verilmiştir.

Söz konusu çağrıların kayıtları mevcut olup, gerektiğinde tekrar dinlenilmesi mümkündür. Haberde yer alan ve vatandaşımızın “oyalama taktiği” olarak algıladığı konuşmalar esasen Çağrı Merkezi personelinin durumu ayrıntılı olarak öğrenmek amacıyla sorduğu sorular olup, görüşmelerde herhangi bir usul hatası bulunmamaktadır.

Ancak, vatandaşımız aynı gece içinde kendisine dönülmemesi ve daha sonrasında bu gecikmenin gerekçeleri kendisine izahat edilmediği için hayal kırıklığı yaşamıştır.  

Özlem Gerek Serenli ile telefonla görüşülerek keyfiyet hakkında kendisine izahatta bulunulmuştur. Saygılarımla arz ederim.” (GÜLSUN ERKUL- T.C. DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI KONSOLOSLUK İŞLERİ GENEL MÜDÜR YARDIMCISI)

 

Konsolosluk çağrı merkezi hakkında bilgiler

En lazım olan bir anda gerektiği gibi hizmet ver(e)meyen, Özlem hanımın mağduriyetine sebep olan Konsolosluk Çağrı Merkezi hakkında da Bakanlık bir açıklayıcı not gönderdi. Yurtdışına çıkacak olanlar için faydalı olur temennisiyle bu bilgi notunu da köşeme alıyorum;

* T.C. Dışişleri Bakanlığı Konsolosluk Çağrı Merkezi (KÇM) konsolosluk mevzuatı konusunda eğitimli 1 Birim Yöneticisi; 2 Takım Lideri; 4 Mevzuat Uzmanı, 33 Vatandaş Temsilcisi olmak üzere toplam 40 personel ile 7 gün 24 saat boyunca, Türkçe’nin yanı sıra beş dilde (İngilizce, Almanca, Fransızca, Flamanca ve İtalyanca) hizmet vermektedir.

* Konsolosluk Çağrı Merkezi ilk kurulduğu 2007 yılından bu yana sürekli artan oranda çağrı karşılamaktadır.  Şu ana kadar  KÇM’ce yaklaşık 1.7 milyon vatandaş talebine (1.681.731 adet) yanıt verilmiştir. KÇM’ye aylık ortalama 40.000-45.000 talep gelmektedir.

* Konsolosluk Çağrı Merkezi (KÇM)’nce yıllık yaklaşık 5.500’ü acil duruma ilişkin yardım talebi olmak üzere ortalama 400.000 vatandaş talebine yanıt verilmekte, birçok Kamu kurum ve Kuruluşuna ait derinlemesine mevzuat bilgisi gerektiren konularında vatandaşlarımıza destek olunmaktadır.

* 2013 yılında gelen toplam talep sayısı 419.234 olmuştur. Bu yıl sonunda ise çağrı sayısının 550.000 civarında gerçekleşeceği öngörülmektedir. KÇM’ye yönlenen vatandaş talebi sayısı kuruluşundan bu yana yıllık 20 kat artmıştır.

* Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız KÇM’yi arayarak pasaport, askerlik, nüfus, vatandaşlık, evlenme, adres danışma ve noterlik gibi konsolosluk işlemlerinin yanısıra, gümrük, vize, e-vize, seyahat uyarıları, emeklilik ve çok çeşitli konularda işlem bilgisi alabilmektedir.

* Bununla birlikte acil durumlarda KÇM’e ulaşabilmekte ve destek talebinde bulunmaktadırlar. Bu çerçevede, 2011 yılı Şubat ayında Libya’da yaşanan kriz ve  Japonya’daki deprem ve tsunami sonrasında olağanüstü durum örnek olarak verilebilir. Her iki durumda da KÇM, Bakanlığımızda kurulan kriz masasına doğrudan destek vermiş, vatandaşlarımızın ilk temas ettiği birim olarak görevini yerine getirmiştir.

* KÇM’nin kuruluşundan bu yana Türkiye’de ve Dünya’da örnek bir faaliyet gösterdiği hususu, katılım gösterilen çağrı merkezleri seminerlerinde sektörün temsilcileri tarafından ifade edilen bir gerçekliktir. Nitekim özel bir kuruluş tarafından Kamu Çağrı Merkezleri arasında yapılan “Gölge Vatandaş Arama Analizi” uygulaması çerçevesinde KÇM geçtiğimiz yıl 12 ayın 11’inde birincilik almıştır.

* KÇM personeli söz konusu hizmeti yerine getirebilmek amacıyla gerek Bakanlığımız, gerek diğer kamu kurum ve kuruluşları yetkililerinden düzenli olarak mevzuat eğitimi almaktadır.

 

Bakan İdris Güllüce’nin dikkatine…

Merhaba Adnan Bey, ben Fatma Mamatioğlu. Milli Gazete’nin yakın takipçisi sayılırım ve köşenizden izlediğim kadarıyla gazeteniz okuyucularına yardım eden bir gazete. Size Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı ile yaşadığımız bir olaydan bahsetmek istiyorum, belki gündeme getirebilirsiniz, Milli Gazete bize yardım edebilir düşüncesiyle…

Biz Rize’nin Güneysu ilçesi Ulucami Mahallesinde yaşıyoruz, ailemle birlikte. Geçtiğimiz yaz evimize çok yakın iki çay fabrikasının – isimleri bende saklı (a.ö.)- mağduru olduk. Toz odalarının eksikliği ve bacalarının kısa olması nedeniyle, çok fazla atık külleri fabrikanın bacalarından salınarak bizi ve çevremizi kül ve toz içinde bıraktı.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na telefon ettiğimizde, “Bizim yapabileceğimiz bir şey yok, çevrenizdeki fabrikalarla irtibata geçin.” dediler.

Çaykur’un görevlileri de bu sorunumuzla ilgilenmedi.

Halbuki bahsettiğim bakanlığın reklamları gümbür gümbür! Sözde komşusunu rahatsız eden insanlara bile ceza ve yaptırımları var! Ama Çevre sorunlarıyla ilgilenen bağımsız bir kuruluş yok, bunu anlamış olduk.

Size, şimdiden iyi çalışmalar diliyorum. Bu mağduriyetimizi gündeme getirir ve ilgili Bakanlığın dikkatini çekerseniz çok seviniriz. Şimdiden teşekkürler! (FATMA  MAMATİOĞLU)

NOT: Bugün 4 Mayıs 2014, Pazar… 1) Emekliler yılda 15–20 TL zamla, hâlâ sürünmeye devam ediyor. 2) An itibariyle asgari ücretli “nasıl geçineceğim ” diye feryat ediyor. 3) Bu parlamento ve mevcut AKP iktidarı, 2011’den bu yana verdiği yeni ve sivil anayasa sözünü yerine getiremedi. 4) 28 Şubat darbesi döneminde kapatılan, yoksul-zeki Anadolu çocuklarının barındığı Başbakanlığa bağlı Vakıf Öğrenci Yurtları hâlen kilitli. Otur, sıfır!