Bir şeyi anlamakta zorlanıyorum. Daha doğrusu gönlüm, aklıma gelen ihtimali kabul etmek istemiyor. Bu memlekette insanların inandıkları dinin emirlerini yerine getirme gayretleri bazılarınca niçin hep saldırı sebebi yapılır İnsanlar bir dine inanıyorlarsa o dinin emirlerine uymak için birilerinden izin alınması mı gerekiyor Bu yetkiyi nereden alıyorlar İnsanlar inançları gereği başlarını örtüyor, belli çevreler ayağa kalkıyor. "Laiklik elden gidiyor, rejim tehlike arzediyor" diye. Bu da yetmiyor şimdi de CHP Genel Başkanı Baykal, "Türkiye hızla din devletine gidiyor"şeklinde laflar ediyor. Fertlerin inançlarına uygun davranması elbette din devletinin geldiği anlamına gelmez ama insanların inançlarının gereğine uydukları anlamına gelir.
Bütün bu kampanyalara bakarak insan bazı çevreler acaba bu ülkede dinsiz bir toplum oluşması özlemini duyuyor, bunun için mi her fırsatta inançlarının gereğini yerine getirmeye çalışan insanlar boy hedefi haline getiriliyor
Her din ve ideolojinin olmazsa olmaz ve uyulması gereken kuralları vardır. Bu kurallara uymadan sadece bir dine ve ideolojiye bağlıyım demek laftan öte bir anlam ifade etmez. Söz gelimi Müslümanım diyen bir genç kız inancı gereği başını örtüyorsa buna kimsenin çıkıp da "Başını örtemezsin" deme hakkı olamaz. Ama bu ülkede birileri kendilerinde bu hakkı buluyorlar. Yanlış yapıyorlar. Baskıcı ve dayatmacı bir tavır sergiliyorlar.
Bu arada zaman zaman bazı okullarda bazı çocukların merdiven altlarında ya da boş bir odada namaz kıldıkları haberleri medyaya yansıyor. Bu tür haberleri yakalayan medya organları da sanki çocuklar ve okul idaresi suç işlemiş gibi yargılıyor, mahkum ediyorlar. Sanki bu ülkede namaz kılmak suçmuş gibi! İnsan namazını istediği yerde kılar ve bunun için kimseden izin almak zorunda değildir. Öğrencinin okul idaresinden bile izne ihtiyacı yoktur. Çünkü, namaz dinin direğidir. Bir başka ifade ile namaz iman ağacını besleyen su gibidir. İhmal edilirse kılınmaya kılınmaya iman ağacının kuruması tehlikesi vardır. Kısacası Müslümanın namaz kılması gerekir mi gerekmez mi gibi bir tartışma abesle iştigal olur. Namaz öylesine Müslüman için temeldir ki bir kişi Müslüman olduğunu söyleyip ardından İslam da namaz diye bir emrin olmadığını söylese dinden çıkmış olur. Demek istediğim o ki, namaz tali konulardan birisi değildir ve bu konu üzerinde birilerinin polemik yapmaya, insanları suçlamaya hakları yoktur. Bu bakımdan bazı konularda gelişi güzel konuşmak ve yayın yapmak hem inanan insanları incitir, hem de yayın sahiplerini iman noktasında tehlikeli duruma düşürür.
Ayrıca öğrencinin okulda, memurun işyerinde müsait bir yerde işini aksatmadan namazını kılmasını sağlamak gerekir. İnsan haklarına saygı bunu gerektirir. Bu arada bazı medya organlarının ikide bir "şu okulda bazı öğrenciler namaz kılıyor" diye adeta jurnalciliğe soyunmaları düştükleri durumu gözler önüne sermesi bakımından dikkat çekicidir. Bu memlekette insanlar işyerlerinde benim bildiğim 50 yıldan beri namazlarını kılarlar. Elbette isteyen kılar, isteyen kılmaz. Ama hiçbir zaman kılanlar ile kılmayanlar arasında bir sürtüşme söz konusu olmamıştır. Bundan 50 yıl önce öğrencilerin okularının, memurların da işyerlerinin müsait bir köşesinde namazlarını kılmaları rejim için tehlike arzetmezken 50 yıl sonra mı tehlike oluşturmaya başladı Böyle bir mantık sağlıklı olabilir mi
Elbette işin bu noktaya gelmesinde yöneticilerin korkak ve pısırık tavırları önemli bir rol oynamıştır. Söz gelimi bir okulun boş bir odasında namaz kılan öğrencilerin görüntüsü medyaya yansımışsa okul yöneticileri olayı reddetme yolunu seçmişlerdir. Korkup sinmişlerdir.. Halbuki ortada korkacak bir suç yoktur. Eğer bu ülkede İslam dini yasaklanmamışsa insanlar ibadetlerini yapacaklardır. Bu bakımdan birkaç gün önce bir televizyon kanalının ana haber bültenine yansıyan bir okulda öğrencilerin namaz kılma görüntülerinin ardından televizyon muhabirinin bir öğrenciye, "Okulda namaz kılmak yasak değil mi " şeklindeki soruya öğrencinin verdiği "Hem okuyoruz hem de namazımızı kılıyoruz. Ne var bunda " deyişi namazdan korkanlara verilmesi gereken cevaptı. Çünkü korkup sindikçe dinin tüm kurallarını yaşamak yasaklanacak gibi bir tehlike akla geliyor. Bir süre sonra inancınızı vicdanınızda yaşayın deyip işin içinden çıkacaklar. Çünkü, uzun zamandan beri dini, vicdanlara hapsetme kampanyası yürütülüyor.