Gaybı Allah bilir, kimin cumhurbaşkanı olacağını da sadece O bilir.
Biz, beşer olarak her konuda olduğu gibi bu konuda da üzerimize düşeni yapar, ondan sonrasını O na bırakırız. O her şeyin en iyisini ve en hayırlısını bilir ve yapar. Bu konuda iki yıldan beri bizim çapımızda yapılması gerekenler yapılmış, söylenmesi gerekenler ilgililere söylenmiş, yazılması gerekenler yazılabildiği kadarıyla yazılmış; yani olabildiğince tarihe notlar düşülmüştür.
Kim bilir, belki, cumhurbaşkanımız seçildikten sonra kimin nerede kimlerle görüştüğünü, ne dediğini ve nerelerde ne yazıldığını da yazarım.
Velhâsıl; esbaba tevessülden sonra, artık her sade vatandaş gibi bizler de sadece tevekkül ve intizar makamındayız.
Her şey iyi ve hayırlı olur inşaallah
***
Türkiye nin ve dünyanın adil bir düzene, barışa, refaha ve saadete kavuşması gerekiyor. Bu kavuşma ve kurtuluş, Kur an ilimlerini ve müsbet ilimleri bilen ilim adamlarının rehberliğinde başarılacaktır. İlim adamları bu yolda seferber edilmeli, genel seçime gitmeden önce beş yıllık plan ortaya konmalı, seçime öyle gidilmeli; AB ve ABD sokaklarında sürünmekten vazgeçilmelidir...
İlim adamlarını rehber edinmek, onları seferber edip demokratik, lâik, liberal ve sosyal hukuk düzeninin somut uygulama mekanizmalarını ortaya koymak yeterli değildir. Bu düzenin hayata geçirilmesi için bunları halka anlatmak ve halkın bunları kabul edip sindirmesi için gerekli faaliyetleri de göstermek gerekir. Bunu yapacak olanlar da siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları olacaktır. Bunun için diğer siyasi partilerle uzlaşarak ilmî, ahlâkî, iktisadî, siyasî ve sosyal alanlarda faaliyetler yapan sivil toplum kuruluşlarının bu ilmî çözümleri halka götürmelerini sağlamalarını temin etmek gerekir.
***
Ayrıca; günümüzde insanlığın en büyük sorunları "iş ve aş sorunları"dır; çözülmelidir.
Türkiye halkı "sömürü sermayesi"ne karşı "halk ekonomisi" savaşını vermektedir.
Mevcut ekonomik düzen birden değişemez, birden "faizsiz sistem"e geçilemez; ama bir yerden başlamazsanız hiç gelmez. Faizsiz sistemi getirecek olanlar iş adamlarıdır ve onları bilgilendirmek ilim adamlarının görevidir ama onları desteklemek de siyaset adamlarının görevidir.
Türkiye deki sermaye -özellikle dışa bağımlı sermaye- dışa bağımlılıktan kurtarılmalı ve onların tekelci olmayan düzene doğru yönelmeleri için onlara "faizsiz kredi" verilmelidir. Halkın kurduğu Anadolu holdingleri de aynı şekilde desteklenip onların seviyesine çıkarılmalıdır. Bunlar yetmez; ayrıca KOBİ lerin canlandırılması da yine "faizsiz kredilerle" mümkün olacaktır. Halkımıza da "faizsiz çalışma ve selem kredileri" verilerek "iş ve aş derdi"nden kurtarılması gerekir.
İşte, bütün bu işlerin yapılabilmesi için sadece ilim yetmez, sadece iyi niyet de yetmez; ayrıca güce, kudrete, kuvvete, azimli iradeye de ihtiyaç vardır. Türkiye de bu gücü ve iradeyi taşıyanlar vardır.
***
Türkiye ve dünya "Adil Düzen"in doğumu, "III. Bin Yıl Uygarlığı"nın da oluşumu içindedir.
Bunun sancısı ve acısı en çok Türkiye de hissediliyor.
Artık akıl ve ilimle hareket etmek zorundayız.
Ümit ederim ki, ilim ve aklıselim mahsulü bu gibi görüşler yeterince idarecilere ulaşır ve onlar da bunları okumak basiretini, anlamak ferasetini ve uygulamak dirayetini gösterir.
Allah milletimizin ve devletimizin yâr ve yardımcısı olsun
Artık, sabah yakın değil mi ..