Bugün, geçtiğimiz günlerin saçmalıklarını, kendini

ülkenin duayeni sanan ama artık iyice duraklayanların demeçlerini, gençliğinin

en dinamik yıllarını ülke sporuna vermesine rağmen öteki hayata göçerken

hatırlanmayanları, müessif olayları falan yazayım dedim.

Efendim; en baştan başlayalım değil mi Futbol

Federasyonu nun şimdilerdeki en büyük, en yoğun mesaisi yabancı futbolcu

kontenjanının yeniden belirlenmesi üzerine... Öyle ya yap-boz bu ülkenin en

ciddi(!) ve yoğun(!) mesaisidir. Biz bir kanun yaparız, ya da talimat

hazırlarız, sonra bunu yapanlar, Hay aksi yanlış olmuş, eksik olmuş diye

yenilerler. Yani akılları gider gelirdir. Biz 6222 sayılı kanunu da yaptık,

sonra fazla ağır olmuş diyerek tarttık ve 6250 yi mi ne yaptık... Asıl komik

olanı da ne biliyor musunuz Bu 6222 nin hazırlanışında bizzat rol oynayan bir

kulüp yöneticisi (hukukçu), kanun 14 Nisan 2011 de çıktıktan birkaç gün sonra

açıklama yaparak aynen, Kanun çok iyi oldu. Özellikle de yöneticilerle ilgili

bölümü çok iyi oldu demiş ve de 6222 den içeri ilk giren yönetici de kendisi

olmuştur. Hıncal Uluç yine merak edecek kim kişi diye... Hadi yazalım bu

sefer... Sayın Şekip Mosturoğlu... Açıklamanın tam metni elimdedir. Şaka gibi

değil mi

Devam edelim. İlhan Cavcav, neredeyse 30 yıldır

Gençlerbirliği Kulübü nün başkanıdır. Aynı zat-ı muhterem, 3 Temmuz dan ya üç,

ya da dört gün sonra Kulüpler Birliği ya da TFF kapısından çıkarken şunları

söylemişti: Aman Üç Büyükler küme falan düşürülmesin. Gerisi önemli değil.

Aynı muhterem şimdi de diyor ki, Beşiktaş, yeni yabancı statüsüne hayır derse

gider istediği ligde oynar ama bizim ligde olamaz... Haydaaa... Neyse kafa

kâğıdı eskiyince böyle oluyor demek ki.

Hafta başında Turan Tezol u kaybettik. Geçen gün de

İzmir de toprağa verdik. Nur içinde yatsın! Allah, kalanlara sağlık ve huzur

versin. Turan ağabeyin basketboldaki lakabı Deli Turan idi. Yorulmak

bilmezdi. Yüksek teknik kapasitesi ile getirdiği topu takımın içinde yerine

göre dolaştırır, yerine göre turnikeyi atıp sayışa çevirirdi. Modaspor gibi

kısıtlı bir bütçeyle kurulan semt takımını Türkiye Basketbol Şampiyonu

yapanların başında geldi. Peki, böylesine önemli bir sporcumuzun vefatı bir

büyük gazetede aile ilanının dışında nasıl duyuruldu Desene, bizim spor

medyası emin ellerde, merak etme... Hadi çok gençsiniz bilemezsiniz, hayatta

olan eskilerden birine sorsanıza...

Herkes sordu; neden Bağdat Caddesi ndeki rezaleti

yazmadın diye... Yazsam ne olur ki Adam Kızıltoprak benzincisi üzerinden

Kadıköy ü yakacaktı. Yakalandı. Mahkemede ben hasta Beşiktaşlıyım dedi. Hâkim,

tuh yanlışlık olmuş diye bıraktı. Aynı zat, ertesi gün Antu.Com da Fenerbahçe

forması giyip fotoğraf verdi. Yazdık da ne oldu Zaten olayın failleri

hırsızmış. Yani, aylardır, haftalardır, günlerdir sotaya yatmışlar ve

Fenerbahçe nin şampiyonluk kutlamasını beklemişler. Zaten Bağdat Caddesi nde

içinde değerli eşya bulunan başka mağaza var mı ki Orası fakir fukaranın

alışveriş yaptığı bir semttir. Failler içerde... Kutlamak lazım. Bunlar gibi

işinin ehli olacaksın be...  

Yine Hıncal Uluç usta sordu; Ertuğrul Özkök ün röportajı

kiminle idi. Kimin evine gitmişti. Bana ne arkadaş, ben bilmiyorum ismini neden

yazmıyorsun Unut be usta! Muzu bile adamına göre yazan için hafızamı

eskitmeyeyim.