Yaklaşık 10 sene kadar önceydi...
Dönemin Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan, Haydarpaşa Garı’nın sanıldığı gibi “başka amaçlar” için kullanılmayacağını, gar olarak kullanılmaya devam edeceğini açıkladı.
Bu şu demekti; hızlı tren Haydarpaşa Garı’na kadar gelecek. Ama bugün ama yarın.
En azından hükümetin böyle bir düşüncesinin olduğunu öğrenmiş olmuştuk.
Bakan Ahmet Arslan: “Haydarpaşa Garı, yüksek hızlı tren garı olarak hizmet vermeye devam edecek. Sadece gar değil Haydarpaşa limanı ve orada çok sayıda kamusal alan var. Oranın kazandırılması için bir proje var. Kruvaziyer limanı, yat limanı otel projeleri var. Ancak bu Haydarpaşa Garı için değil gar ile Haydarpaşa limanı arasındaki bölge için bir proje.”
Biliyorsunuz, Haydarpaşa Garı'ndan öteden beri normal tren seferleri yapılmıyor, her nedense!
Eskiden Kars'a kadar gidecek olan yolcular, Haydarpaşa Garı'ndan trene binerek hiç aktarma yapmadan bu ilimize kadar yani son durağa kadar gidebiliyorlardı.
Şimdilerde bu hayal oldu.
***
Son dönemde Haydarpaşa Garı ile ilgili Kültür ve Turizm Bakanlığı tepki çeken bir faaliyet içinde.
Yeni Şafak Gazetesi yazarı Aydın Ünal bu konudaki gelişmeyi ve tepkisini şu satırlarla dile getirdi;
"...Kültür Bakanlığımız İstanbul’da, Haydarpaşa Garı ve çevresinde büyük bir kültür projesi yürütüyor. Kültür dediysek, yanlış anlaşılmasın, Türk ve İslam Kültüründen söz etmiyoruz. Proje alanının bir yanı Kalkedon arkeolojik kazı alanı olarak belirlendi. Bizans dönemine ait Azize Bassa Kilisesi başta olmak üzere Bizans tarihi bu alanda yeniden can buluyor!
Garın diğer tarafında ise bir Performans Sanatları Merkezi inşa edilecek. Haydarpaşa Garı’nın yanı başına inşa edilecek bu merkezde doya doya opera-bale gösterileri izlenebilecek. Konserler, partiler, çılgın eğlenceler, vur patlasın-çal oynasın nevinden gösteriler bu merkezde yapılacak.
Oysa Haydarpaşa Garı, Türk-İslam tarihinin yakın dönemdeki en anlamlı ve en mahzun simgelerinden biri. Haydarpaşa Garı, bir ucu Medine’ye, diğer ucu Filistin’de Hayfa’ya ulaşan, yapımına 1900 yılında Sultan Abdülhamit’in emriyle başlanan, 1.500 kilometrelik Hicaz Demiryolunun ilk istasyonu, başlangıç noktası. Haydarpaşa Garı, İmparatorluk tarihimizin en görkemli simgesi olduğu kadar imparatorluk ruhumuzun da yaşayan abidesi.
Başta Lawrence olmak üzere İngiliz ajanları Osmanlı’yı Filistin’den, Kudüs, Mekke, Medine, Şam’dan çıkarmaya çalışırken, en çok da bu tren yolunu hedef almış, sabotajlar düzenlemişlerdi. En büyük saldırı ise, 6 Eylül 1917’de Haydarpaşa Garı’na yapılmış, Filistin’i savunmak üzere bölgeye gidecek asker ve cephanemize yönelik sabotajda bin kadar Mehmetçiğimiz şehit edilmişti.
Haydarpaşa Garı, imparatorluk ruhumuzu yansıttığı, Hicaz Demiryolu’nun ilk istasyonu olduğu kadar, Filistin davamızın da sembol eserlerinden biri. Haydarpaşa Garı ve çevresi, Bizans ve Avrupa kültürleri arasına sıkıştırılmayacak kadar görkemli bir abide. Haydarpaşa Garı’nı özünden, aslından, değerlerinden koparmak, Bizans-Avrupa çehresine dönüştürmek, opera-bale gibi bu topraklara tamamen yabancı gösterilerin merkezi yapmak, tarihe, ecdada, şehitlerimize, kimliğimize haksızlık olur. Umarız bu büyük hatadan dönülür."
---





