Düş gördüler.
Sırılsıklam Amerikan sevdası ile yanıp tutuşuyorlardı.
Ebedi dostumuz, stratejik ortağımız, koalisyon ortağımız
Amerika, diyorlardı da başka bir şey demiyorlardı.
Amerika devamlı bunlara düş gösteriyordu:
Yeni Osmanlı yı siz kuracaksınız. Yeniden üç kıtaya
hükmedeceksiniz! Biraz sabredin, bizim önümüzü açın, operasyonlarımıza yardım
edip destek verin, Ilımlı İslam projesine destek verin, projemizin eş başkanı
olun! Ama birazcık sabredin! Göreceksiniz, dünya sizi ayakta alkışlayacak!
Bu düşler bahar düşleriydi. Bu gösterilen düşlerde Arap
dünyası ve tüm İslam alemi bahar çiçekleri ile rengarenk çiçeklerle bezeliydi.
Bu düşlerde bunların elinde sihirli asalar vardı, her istediklerini bu asaları
yere vurup gerçekleştiriyorlardı.
Milli Görüş tarihi uyarılarını yapıp bu yolun çıkmaz
olduğunu, Amerika, Avrupa ve İsrail e asla güvenilemeyeceğini en yüksek bir
sesle haykırıyordu ve komşu ülkelerle diyalogdan, nihai olarak da İslam
Birliği nden başka çıkar yol olmadığını işaret ediyordu.
İslam dünyasının ise kaygıları vardı. Bu bahar söylemleri
acaba gerçek miydi Aldatmaca olabilir miydi Ama Erbakan Hoca nın
talebelerinin iktidarı bu bahara destek verdiğine göre, bu bir aldatmaca
olamazdı. İslam Birliği ni kurmak için ömrünü veren Erbakan Hoca nın talebeleri
yanlış yapıyor olamazlardı. Ama yine de tedirgin idiler. Ya oyuna
getiriliyorlarsa
Suriye bu tedirginliği en çok hisseden bir ülkeydi.
Gerçek bir Müslüman devlet adamı olan Erbakan ın talebelerinin iktidarı ile
direkt temasa geçti. Vizeleri kaldırma kararı, ortak bakanlar kurulu çabaları,
sonunda sınırları da kaldırıp bütünleşme gayeleri. Yeni bir Osmanlı projesi
gibi bir şeydi hedeflenen.
Ama bunlar birden dostları Amerika nın ikazı ile
kendilerine geldiler. Öyle ya, buraları Amerika zaten onlara verecekti. Biraz
sabır gerekiyordu. Esad ın nazını çekmek zorunda değillerdi. Ellerinin tersi
ile gelinen noktaları yıkıp Suriye nin kaosa sürüklenmesine seyirci, hatta
yardımcı oldular. Bu safhada Milli Görüş temsilcilerinin her iki tarafa
ikazlarını yaptığını hatırlamayan yoktur.
Mısır bahara sürüklenmeye başlamıştı. Bu safhada bunlar
koşarak Mısır a gittiler. Mursi ve arkadaşları ile mahrem toplantılar yaptılar.
Yemin billah bu baharın sahici bir bahar olduğunu izaha kalkıştılar. Hatta
Hasan El Benna nın öğrencileri olan kendilerinden kuşkulanılmamasını istediler.
Müslüman Kardeşlerin iktidara gelmesinin zamanı geldiğini telkin ettiler. Müslüman
Kardeşler yetkilileri de bunların Erbakan Hoca nın talebeleri olduğunu
düşünerek tuzakları fark etmeden gözü kapalı yola koyuldular. Tahmin etmek güç
değildir ki, bu safhada Mısır ve Türkiye nin Yeni Osmanlı düşüncesi çerçevesinde bütünleşmesi konusu gündeme
mutlaka gelmiştir.
Milli Görüş temsilcileri burada da görevlerini yaptılar.
Mısırlı kardeşlere, giderek hatırlattılar ki, bu bahar safsatadan ibarettir,
tuzak kuruyorlar. Siyonizm kadro değiştirme manevraları yapıyor, diyerek, bu
işe alet olmamalarını yüksek sesle haykırdılar. Mursi ve arkadaşlarına ise
mahrem toplantılarda, bu işin bir Siyonist oyun olduğunu, bunların ise iyi
niyetli olmalarının yetmediğini, Amerikan yörüngesinden çıkmalarının mümkün
olmadığını, tedbiri elden bırakmamalarını tembih ettiler.
Amerika bunlara yine sabır tavsiye ederken planladıkları
bir darbe ile Mısır ı mahvettiler.
Libya mı
Bunların tarihi Libya ziyaretini hatırlayalım. 2009 mu
neydi, T.C Başbakanı, bazı bakanlar, teknik kadro ve iş adamları ile
Kaddafi nin konuğu olmuşlardı. Kaddafi deli dolu ama mert bir yaratılıştaydı.
Bu bahar söylentilerinin altından bir yıkımın gelebileceğini hissetmiş gibiydi.
Tedirgindi.
Hazır Erbakan Hoca gibi bir liderin öğrencileri
gelmişken, karşılıklı vizelerin kaldırılması da kararlaştırılmışken hiç
eveleyip gevelemeden teklifini ortaya koydu:
T.C nin Sayın Başbakanı! Bizde sizin ihtiyacınız olan
petrol var. Sizde de bizim ihtiyacımız olan su mevcut. Siz İstanbul u başkent
yapın. Ayrılığı gayrılığı kaldıralım, zenginlik kaynaklarımızı ortak
kullanalım!
Bu yeni bir Osmanlı kurma teklifinden başka bir şey
değildi.
Bunların dostu Amerika yakın takipteydi. Bunlara yine
sabır tavsiye ederek buraların kuracakları Yeni Osmanlı toprakları olduğunu
hatırlatarak gelişmenin önünü kesti.
Libya nereye mi geldi, Kaddafi ye ne mi oldu
Burada tekrarlamaktan bile yüzümüz kızarır.
Bunlar sabrettikçe, dostları Amerika çemberi daralttı da
daralttı!
Bugün gelinen noktada, terör örgütlerinin kıskacına
alınan bir Türkiye bölünüp parçalanmamak için çabaladıkça çember daralıyor.
Amerikan dostluğunun bir serap olduğu ortaya çıktı.
Amerika nın gösterdiği Yeni Osmanlı düşü yere düştü, paramparça oldu. Milli
Görüş ün ortaya koyduğu çözüm önerilerinden başka bir çıkışın olmadığı bir kere
daha anlaşılmış oldu.
Bir şey daha anlaşılmış oldu:
Milli Görüş İslam Birliği ni kuracak fikir ve aksiyonları
gösterirken, bu yolda ilerlenirse Yeni Osmanlı nın da kurulmasının mümkün
olduğunu Libya, Mısır, Suriye nin tekliflerine baktığımız zaman anlıyoruz.
Şimdi dövünme vaktidir Türkiye!
Dövün, dövün!
Düşüp kırılan düşler bizi nerelere yuvarladı
Bunlar dimdik başımızı ve boynumuzu nasıl da eğdiler
UTANIYORUZ
İslam tarihini edin didik didik,
Okuyup da görün, baş eğik mi, dik mi
Bu kutlu yolda kah yendik, kah yenildik,
Bunlar gibi zalime hiç baş eğdik mi