Engellİler Konfederasyonu’nun yapmış olduğu, Türkiye Engelliler Meclisi Projesi’nin Tanıtım Toplantısı’na katılmıştık. Projenin amacı ve içeriği bizi bir hayli heyecanlandırdı ve ümitlendirdi. Çünkü geçmişten günümüze gelene kadar, hep düşünüp hayal ettiğimiz bizim için adeta ütopya olan bu proje, engellilerin bundan sonra gerek TBMM’de ve gerek de yerel meclislerde temsil edilmesi hususunda önemli bir altyapıyı oluşturacağını düşünüyor ve bunun için de emeği geçenlere teşekkür etmek istiyoruz.

Bu toplantıda konuşmacıların özellikle de Konfederasyon Başkanı’nın 1991, 9 Mayıs’ında 400 görme engelliyle Meclis’e girişimizi, girişimiz diyoruz çünkü biz de o topluluğun içindeydik ve Meclis’te grubu bulunan 3 parti grubunu ziyaret etmemizi anlatması üzerine, bendenizin de hatıraları canlandı. Ve söz alıp anlatmak istedim. Bir hakkın teslimi için de aslında güzel oldu. Tam da yerine gelmişti. Biz de anlattık.

Evet, o gün 9 Mayıs 1991’de, TBMM’ye sunmuş olduğumuz öneri paketinin bir fotokopisini alıp, o gün Refah Partisi Genel Merkezi’ne getirmiş ve Genel Başkan Yardımcısı Sayın Şevket Kazan Bey’le görüşmüştük. Önerilerimizi sunduğumuzda, Şevket Bey’in ilk sözü, “Bir Özürlüler Bakanlığı kuralım” olmuştu. O güne kadar hiçbir devlet adamından böyle bir teklif duymamıştık.

Akabinde 1991 sonbaharında erken seçim oldu, Refah Partisi Meclis’e girdi. Grubunu kurar kurmaz, Refah Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Şevket Kazan, Meclis’e verdiği önergeyle, Özürlüler Araştırma Komisyonu’nu kurdurdu. Engellilerin makûs talihini yenme süreci, işte o zaman başladı. Tabiî ki biz bunu gururla anlattık. Çünkü bu bir Milli Görüş hareketinin icraatı idi, dün de bugün de mazlumların yanında olduğu gibi, yarın da olacaktır.

Bugün gelinen noktada, engelliler ne kadar kazanım elde etmişlerse, bunların en başında Milli Görüş mensuplarının müspet düşünceleriyle yapmış oldukları plan, program ve projelerle olmuştur. Arzu edilen noktaya gelinmiş mi? derseniz, elbette hayır. Daha çok alınması gereken mesafe var. İşte bu yapılan proje ile Türkiye Engelliler Meclisi çalışmaları umarız ki hedeflediğimiz ve arzu ettiğimiz amaçların gerçekleştirilmesi hususunda bir alt yapı zemini oluşturur.

Evrensel Engelliler Hakları Sözleşmesi’ne imza koyan ve kabul eden ilk ülkelerden biriyiz. Buna rağmen, uygulamalarda müspet yönde herhangi bir gelişmeye rastlamak çok da mümkün değildir. Engelli sivil toplumu, bu konuyla alakalı gerekli çalışmaları yapması ve baskı grubu oluşturulması, asli görevlerindendir. Lakin bu kesimden de etkili bir çalışma görememekteyiz. Bunun için de söz konusu bu Türkiye Engelliler Meclisi Projesi’ni önemsiyor ve dikkate alıyoruz.

Bu ve buna benzer çalışmaların daha da çoğaltılarak, yoğun bir şekilde yapılması, ülkemiz nüfusunun yüzde 12.5’ini oluşturan ve aileleriyle birlikte nüfusun 1/3’i demek olan bu camianın hayrına olacaktır. Her zaman hemen her fırsatta söylediğimiz gibi, engelliler kendilerini doğrudan ilgilendiren konularda kanun yapma, teklif etme ve icraata koyma noktasına artık gelmelidirler.

Siyasi partilerin yetkili mensupları, ülke meselelerini konu ederken, engelliler konusunu es geçmemelidirler. Özellikle de seçim dönemlerinde sadece oy alma metası olarak görmemelidirler. Aslında bunları söylemek istemezdim. Yaşanmış gerçekleri gördüğümüzde ne yazık ki bunları söylemek durumunda kalıyoruz.

Engellilerin en çok ihtiyaç duyduğu ve henüz yeterli hale gelmediğini düşündüğümüz bir problem de, özel eğitim problemidir. Özel eğitime muhtaç engellilerin istenilen seviyeye gelmediği yadsınamaz bir gerçektir. Ama bundan evvel, şuna bakmamız lazım. Bugün ülkemizde özel eğitim elemanı eksikliğini yaşamaktayız.

El âlem köpekleri eğitip, engellilerin hizmetine verirken, biz daha engellilerimizi yeterli manada eğitir duruma gelemedik. Hâl böyleyken, ortalığı süt liman, tozpembe göstererek bir daha, bir daha iktidar diyenlerin kulaklarını çınlatmak istiyoruz. Elbet bir gün duyarsınız, her zaman vurdumduymaz, aldırmaz olamazsınız. Çünkü bu, eşyanın tabiatına aykırıdır.

Her zaman olduğu gibi yine bir dua ile bitirmek istiyoruz. “Allah hakkın, adaletin, doğruluğun, dürüstlüğün hâkim olacağı günleri bizlere göstersin.” (Âmin). Vesselam...