Çok iyi bir adam. Herkese iyilik yapar. Dürüsttür. Adaletli davranır. Kimseye zulmetmez. Yoksulları gözetir. Gözetmekle kalmaz yoksulluğu ortadan kaldırmaya çalışır. Kimseye haksızlık yapmaz. Tanımadığı bir insana bile haksızlık yapıldığında karşı gelir. Kul hakkı yemez. Kul hakkı yiyenleri uyarır. Her ne pahasına olursa olsun hakkı söyler. Kimseye kin tutmaz. Yalan söylemez. Kaybedeceğini bilse bile doğruyu konuşur. Kimseyi hor görmez. Herkese yardım eder. Güler yüzlüdür. Selamlaşır.
Diyelim ki mahallede böyle bir insan var. Herkesin takdir ettiği biri. Herkesin imrendiği bir adam. Kime sorsak çok iyi bir insan diyor. Herkes dürüstlüğü konusunda hemfikir. Herkes ona güveniyor. Kime sorsak hakkında kötü bir cümle kurmuyor. Şimdi bu muhayyel adamı aklınızda tutun.
Bir de bir başka adam var. İşine geldiği zaman iyilik yapar. Herkese değil adamına göre iyilik yapar. Yaptığı iyiliğin mutlaka karşılığını alır. Alamazsa başa kakar. Dürüstlüğü şüphelidir. Adaletli değildir. Adamına göre davranır. Gücü yettiği herkese zulmeder. Güçlüden korkar. Her zaman gücün yanında yer alır. Yoksulları gözetmek şöyle dursun yoksulları hiç sevmez. Yoksulluğu ortadan kaldırmayı düşünmediği gibi kendisi varlıklı olsun yeter başkası umurunda değildir. Herkese haksızlık yapar. Adam kayırır. Kul hakkı yer. Hakkı söylemez adamına göre konuşur. Kin tutar. Çıkarı için her türlü yalanı çok kolay söyler. Kaybedeceğini bildiğinde kıvırır. Kendi adamı olmayan herkesi hor görür. Çıkarı olan kişilere yardım eder. Yaptığı yardımın karşılığını dolaylı ya da doğrudan bekler. Karşılık gelmezse orada burada lafını eder yaptığı yardımların. Kendi adamlarına güler yüzlüdür selam verir. Başkasına selam bile vermez.
Diyelim ki aynı mahallede bir de böyle biri var. Birine hasbelkader bir yardımı dokunsa bin türlü şekilde her yerde ballandıra ballandıra anlatıyor. Kimse takdir etmiyor. Kimse imrenmiyor. Kime bu adam nasıl diye sorsak yaka silkiyor. Dürüst değildir. Kime sorsak hakkında mutlaka kötü bir cümle kuruyor. Bu ikinci adam çenesizdir. Sesi çok çıkıyor. Bu muhayyel adamı da bir zahmet aklınızda tutun.
Soracağım soruya geliyorum. Mahallede seçim var. Adaylar sadece bu iki muhayyel adamdır. Sizce hangisi kazanır?
Türkiye’de hep ikinci adam kazanmıştır, hep ikinci adam kazanıyor. Burada kazanan adama suç bulmuyorum. Toplum neden hep bu ikinci adamı kazandırıyor? Sadece seçim değil akla gelen her konuda ikinci adam kazanıyor. Toplumumuz birinci adamı sever sayar, takdir eder, imrenir, saygı gösterir ama ‘tutmak’ söz konusu olduğunda neden ikinci adamı tutar? Ülkemizde hep sesi çok çıkanlar kazanmıştır, kazanıyor. Hep bağırıp çağıranlar tutuluyor. Oysa toplum diğerinin dürüstlüğünü, adaletli olmasını, kul hakkı yememesini, yardım sever olmasını seviyor ama neden seçme söz konusu olduğunda onu seçmiyor? İşte buna toplumun ikiyüzlülüğü diyorum.
Toplum ikiyüzlüdür. Mahalledeki dürüst sessiz adamı sever sayar, takdir eder, imrenir ama onu tutmaz. Çünkü kendi (toplum) o kadar dürüst değildir. Diyelim bir esnaf dürüst ve adaletli olan adayı sever sayar ama hayır ben onun kadar dürüst olamam, ben onun kadar adaletli olamam diyerek ikinci adamı tutar. Çünkü adaletli olan geldiğinde adaletsiz toplumun çıkarları bozulacağı için adaletli birini seçmez. Toplum sesi çok çıkanları, bağırıp çağıranları tutuyor. Bu, Amerikan kültürünün bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok etkili olmasının bir sonucudur. Kozmopolit kültüre sahip her toplum ikiyüzlüdür. Geçmişte ülkemizde, Müslüman bir toplumda İslam’ı inkâr eden fötrlü bir politikacının yedi kere seçilmesi buna kanıttır.
Seçim yaklaşıyor ikiyüzlülükler artıyor!