İsrail saldırganlığına geri döndü. Bu sadece Gazze ile alakalı bir durum değil. Hartumda da bir silah fabrikasını vurdu ve ardından Gazzeye saldırdı. Resmi gerekçesi her zaman olduğu gibi Gazzeden İsraile yönelik atılan füzeler. Bu yüzeysel ve inandırıcı olmayan bir gerekçe. Bu gerekçeye dayanarak Dökme Kurşun saldırısından sonra en büyük saldırısını yaptı. Çarşamba günü itibarıyla Gazzeye yönelik olarak 60 uçak saldırısı gerçekleştirdi veya sorti yaptı. Bununla da kalmadı, denizden hücum botları ve karadan da toplarla birlikte yine Gazzeyi dövdü ve mermi yağdırdı. Elbette ölenlerin sayısı giderek artıyor. Bununla birlikte ilk saldırılarından birisinde, Muhammed Dayfın yerine fiili olarak Kassam Tugaylarının liderliğini yürüten Ahmet Caberi ve muavini Muhammed Hemesi şehit etti. Böylece şehitler kervanına yeni liderler ve isimler eklendi. Yahya Ayyaş, Said Siyam ve Abdulaziz Rantisi, İsmail Ebu Şenep, Nizar Rayyan, İbrahim Makadime ve Salah Şahada gibi isimler rahmetli Ahmet Yasinin kervanına katılan önceki isimlerdi. Bununla birlikte İsrail, Raid Attar gibi efsanevi diğer İzzettin Kassam Tugaylarının liderlerine ilişemedi. Ahmet Caberinin önemli vasıflarından birisi Nizar Rayyan gibi İslami ilimler çıkışlı olması ve tarih konusunda aldığı eğitimidir. Gilad Şalit ve esir teatisi konusunda da brokerlik yapmış ve pazarlığın kotarılmasını sağlamıştır.

Peki! İsrail neden bu aşama ve özellikle de Amerikan seçimleri sonrasında böyle bir saldırıyı gerçekleştirdi Zamanlamasının bir delaleti var mı 2013 yılı İsrailde seçim yılı. İsrailde seçimleri kazanmak biraz da kafa derisi avcılığından geçiyor. İsraili yöneten savaş manyakları (warmongers) veya mangaları bu seçimleri de Filistinli avına çıkarak kazanmak istiyorlar. Nedenlerden birisi bu. İkincisi, Amerikan seçimleri sonrası boşluğu değerlendirmek.

AB ve ABDnin bu aşamada Gazzeye yönelik bir saldırıya pek sıcak bakmayacağı umuluyor. Bundan dolayı bir boşluk anında Gazzeye saldırmış oldu. Bununla birlikte, Filistinliler arasında Amerikan yönetiminin Gazze saldırısı için yeşil ışık yakacağını düşünenler de var. Yine de Gazze saldırısına Obamaya bir meydan okuma olarak düşünmek mümkün. En azından aksi sabit oluncaya kadar. Üçüncüsü, Mürsi idaresinde Mısır kendini toparlamadan, cılızlığını üzerinden atmadan ve atak geliştirmeden ve hamle gücü kazanmadan ve genel kargaşa ortamını istismar ederek Gazzeyi hırpalamak. İsrail bununla hem Obama yönetimine hem de Mürsiye meydan okumuştur. Kimileri Sudan saldırısını aynı zamanda İrana gözdağı olarak okurken kimileri de Gazze saldırısını Mürsiye gözdağı olarak değerlendiriyor. Bu saldırılarla İsrail, kolunun uzun olduğunu gösteriyor. Bazı İsrailli şahinler Amerika olmadan da İsrailin var olabilmesi gerektiğini savunuyor ve belki de bu saldırıyla ABD olmadan da bildiğimizi okuruz mesajı veriyorlar. Biz kendimize yeteriz mesajı veriyorlar.

Bir başka husus da şudur. Geçenlerde Katar Emiri Gazzeye gitti ve beraberinde birçok yatırım projesi götürdü. Daha doğrusu Gazzenin uzletini ve tecridini kırdı. Ardından da bir Bahreyn heyeti yine Gazzeyi ziyaret etti. Ardından, en azından Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın da Gazzeye gideceğine dair spekülasyonlar yapıldı. Elbette şu aşamada böyle bir ziyaret söz konusu değil. Bununla birlikte, 2005 yılından itibaren ilk defa Gazze tecridini kırıyor ve belki de bu art arda gelen ziyaretlerle birlikte Gazzeye yönelik abluka kırılacak ve Gazze normal hayatına başlayacak. Bunu içlerine sindiremiyorlar. Rabin gibi liderlerin bir sabah uyandıklarında denize gömülmesini temenni ettikleri Gazzenin yaralarını sarması ve kendi yolunda yürümesi onlar açısından kabul edilemez. Bununla birlikte havadan, denizden ve karadan bombardımanlar çözüm mü Elbette değil. Sadece havyarla yaşanmaz denildiği gibi sadece bombalayarak bir yere varılmaz. Sonra Ortadoğunun jeopolitik haritası değişiyor. Mübarek yerine Gazze halkıyla bütünleşen ve duygudaş olan Mürsi gibi yeni liderler kuşağı ortaya çıkıyor. Bundan dolayı İsrail Gazzeye saldırarak zamanla yarışıyor. Bu yarışta çatışmayı kazansa da nihai savaşı kaybedecektir.