ÇÖZÜM mevkiinde bulunanların kavgacı tutumu dikkatinizi çekiyor mu? Pek çok alanda olduğu gibi, ekonomik kriz ve güvenlik konusunda da ciddi tehditler altındayız. İç barış ve birlikteliğin pekişmesi için, yöneticilerin birlikte hareket ederek problemleri çözüme ulaştırmaları gerekiyor. Ciddi sıkıntıların içinden geçmekte olduğumuz bir atmosferde, hâlâ senlik-benlik kavgasına tutuşan politikacıların varlığını iyi niyetle bağdaştıramıyorum.
Hükümet her yaptığının “mutlak doğru” olduğunu sanıyor. Ekonomik kriz ve pahalılığın konuşulmasından bile rahatsızlar. Vatandaş, bir ihtiyacını, 1 lira ucuza alabilmek için aylardır kışta, yağışta uzun kuyruklar oluşturuyor. Hükümet bu manzaraların “maksatlı” oluşturulduğunu söylüyor.
Çözüm için önce problemin varlığının görülmesi lazım. Kendi yöneticilerinin toplantılarında, kendi partililerince dile getirilen feryatlara, hükümetin dikkatini çekmek istiyorum:
14.01.2022 günü, AKP Grup Başkan Vekili Mahir Ünal, Adıyaman İl Başkanlığında, geleceğe yönelik projelerini anlatırken, bir partili sözünü keserek demişti ki: “Sayın Başkanım! Ben AK Partiliyim. Geçin bunları! Esas meselemiz işsizlik! Vallahi şu anda açım ben!”
20.05.2022 günü Konya’da, AKP Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım, farklı şeyler konuşurken, bir partili, “Ekonomi… Ekonomi…” deyip sözünü keserek dedi ki: “20 senedir size oy veriyorum. AK Partili olarak söylüyorum. Şu ekonomiye bir el atın! Hep yukarıda kalındı. Alt kesime de inilsin. Vallahi millet perişan!” Her gün benzeri pek çok olayla karşılaşıyoruz.
YAPIN VEYA BIRAKIN!
DÜNYA gıda ve iklim krizini konuşuyor. Asıl büyük sıkıntı, temel gıda ve yiyecek maddelerinin çok pahalı oluşunda. Dünyada, tarım ve hayvancılık alanındaki potansiyelimizin büyüklüğü ile anılıyoruz. Tarım stratejik bir alan. Her ülkenin başının çaresine düşeceği bir noktaya doğru sürükleniyoruz. Türkiye’de tarım girdileri çok yüksek. Çiftçi yeteri kadar ekip üretemiyor.
Türkiye’de 10 yıl önce 1 milyon çiftçi varken; bugün bu rakam yarım milyona düşmüş durumda. Akıl var, mantık var! Yarım milyon çiftçinin ürettikleri, 85 milyonluk Türkiye’ye yeter mi? Arz az; talep fazla! Bu durumda pahalılığın olmasından daha tabii ne olabilir? Öyleyse, çiftçilik teşvik edilmeli; üreten insana her türlü kolaylık sağlanmalı. Hükümet, çiftçilerin sorunlarını sonuna kadar dinlemelidir.
İklim yapısı, ürün çeşitliliği, mümbit toprakları ile dünyanın gözde ülkelerindeniz. Tarımda başka ülkelere muhtaç hale gelmemizi, yöneticilerimizin beceriksizliğinden başka nasıl açıklayabiliriz? Elimizde bulunanı değerlendirmez, tarım ürünlerini bile dövizle başkalarından almaya koşarsak, dolar kurunun yüksek oluşundan şikâyet etmeye hakkımız olur mu? Ülkenin her karış toprağını ekip teknik ziraata yönelerek bol ürün almanın yollarını bulmak zorundayız.
Türkiye her alanda elinden geldiğince çok ihracat yapmalı; ancak zorunlu ihtiyaçlarını ithal etmeli. Dövize ihtiyacımız yoksa dolar kurunun yüksekliği bizi etkilemez. Hükümet bilmiyorsa sorup öğrenmeli; yapamıyorsa bırakıp gitmeli.
İSRAF VE PLANSIZLIK
SAADET Partisi, senelerdir ekonominin sorunlarını dile getiriyor. “İsraf ve plansızlık” konusunda o kadar uyardılar ki! Ülkemizin stratejik kurumlarından “Devlet Planlama Teşkilatı” bu hükümetçe kapatılırken; iktidara geldiklerinde ilk işlerinin bu kurumu yeniden açmak olacağını açıkladılar.
Türkiye, bugünkü hükümet kadar savurgan başka hükümet görmedi. Ankara Beştepe’de saray yapılması yetmedi; Van-Tatvan; Muğla-Marmaris’te de birer saray yapıldı. İki sene önce Ankara’daki sarayın günlük masrafının 10 milyon lira olduğu basına yansımıştı. Şeffaflık vaadini dilinden düşürmeyen hükümet, bu 3 sarayın günlük giderinin ne kadar olduğunu halka açıklamalıdır.
Amr bin As (R.A.) Mısır Valisi iken, Hz. Ömer’e (R.A.) bir mektup yazarak, “Mısır’da halife için bir ev yaptıracağını” bildirdi. Hz. Ömer (R.A.) gönderdiği mektupla, “Hicaz’da oturanın Mısır’da evi olmaz” cevabını verdi. Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyubi’nin 10 metrekarelik bile bir yönetim odası yoktu. Devleti at sırtında yönetti. İsrafın itibar sağlamayacağı o kadar açık ki!
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, plansız yatırımların Türkiye’yi fakirleştirdiğini söyleyerek uyardı: “Her türlü israfa son verilmelidir. Laf kalabalığı yapıyor; meydan okuyorlar. Yatırımlar öncelik sırasına göre yapılmalı.” Karamollaoğlu, Balıkesir Havalimanı’ndan 28 aydır bir tek uçağın kalkmadığını örnek verdi.
Bülent Arınç bile, bazı hükümet yetkililerinin “çirkin, kavgacı” üslubundan yakındı: “Bu sözler, bırakın siyasetçiye, bir maganda, maço erkeğin bile ağzına yakışmaz.” (23.05.2022).