Son iki hafta içinde yaşanan ülkemize ilişkin siyasi ve

ekonomik gelişmeler, olumlu veya olumsuz kanaate sahip pek çok kimsenin

kafasını karıştırıyor. Sahneye konulan siyasi açılım, İsrail in özür dilemesi

ve tazminat ödemeyi kabullenmesi, bir kredi derecelendirme kurumunun kredi

notumuzu yükseltmesi, Merkez Bankası nın büyüme endişesi ile parasal gevşeme

sinyali vermesi gibi birbirinden bağımsız görünen faktörler bu sonuçta etkili

oluyor. Algılamalardaki farklılaşmanın kısa vadeli olduğunu ve orta vade açısından

değişen bir şey olmadığını vurgulamakla başlayalım, ve yukarıda saydığımız

genişlemelerin birbirinden bağımsız olmayabileceğini ekleyelim...

Ekonomik performansla desteklenmeyen herhangi bir siyasi

açılımın başarı şansının yok denecek kadar az olduğunu öncelikle dikkate

almamız ve kısa vadede durumu olduğundan farklı göstererek geniş kitleleri

yanıltmanın mümkün olduğunu hesaba katmamız gerekiyor. Siyasi açılımı

desteklemek adına gündeme gelebilecek tercihlerin cari açık üzerindeki etkisi

olumlu düşünmeyi imkansızlaştırıyor. Siyasi baskı nedeniyle Merkez Bankası daha

önceki içi talepteki artışı ihracattaki artışla dengeli götürmek şeklindeki

tercihini ilki lehine değiştirmiş ve kredi faizlerinin düşmesi için çaba

harcamış olabilir; bu durumun döviz kuru ve enflasyon üzerinde yaratabileceği

etki kredi notu artışı beklentileri ve buna bağlı sermaye girişleri varsayımı

ile dengelenmesi tasarlanmış olabilir. Fakat her halükarda cari açığın

büyümesinin de yolu açılmış olur, orta vadede manipülatif eğilimlerin geri

tepmesi ve herşeyin kontrolden çıkması olasılığı güçlenir. Mehter Marşı ile

zorlanan iyimser eğilimler, İzmir Marşı ile terse dönmek durumunda kalabilir...

Sonuçta ekonomik koşulların siyasi açılım desteklemediği er veya geç açığa

çıkar...

Ayrıca İsrail in bu kadar direndikten sonra durup

dururken içerideki siyasi açılımla eşanlı olarak özür dilemesi ve tazminat

ödemeyi kabullenmesi ilginç bir görüntü oluşturuyor. Bu durumda sebep ve

sonuçları irdelemek gerekiyor. Gerek ülkemizdeki siyasi açılımın gerekse

İsrail in özrünün Atlantik Okyanusunun ötesinden sipariş edilmiş ve altyapısı

hazırlanmış gelişmeler olduğunu hesaba katalım. Ayrıca dış ilişkilerimizin hem

Suriye hem de İsrail ile eşanlı olarak bozulmaya başladığını ve Suriye de rejim

değişikliği olmadan eşanlı bir düzelmenin söz konusu olamayacağını

vurgulayalım. Ve soralım Orta Doğu da Suriye den başlayan, Türkiye ve İsrail in

müdahil olduğu yeni operasyonlar mı izleyeceğiz Türkiye gibi İsrail in de

Suriye ye demokrasi getirmeye çok meraklı olduğuna inanabilir misiniz Bu

tespitler hiç bir şeyin göründüğü veya gösterildiği gibi olmadığını ve

tesadüfen eşanlı gerçekleşmediğini söylüyor.

Bu koşullarda sormak gerekiyor: Türkiye, felaketle

neticelenmesi çok yüksek bir operasyona girerek geleceği ile kumar mı oynuyor

Cari açığı büyüyen, buna bağlı olarak içeride kontrolü kaybetmeye başlayan ve

kırılganlaşan bir Türkiye nin Orta Doğu da belirleyici olabilmesi mümkün

müdür .. Bu kumar oynanır ise Türkiye nin, bugün Güney Kıbrıs ın katlanmak

zorunda olduğu durumlara düşmesi ihtimali güçlenmez mi .. Türkiye nin bu duruma

düşmesinde çıkarı olanların veya spekülatif davranışı yaşam biçimi haline

getiren açgözlülerin teşviki ile böyle bir işe girişmeye niyet etmek akıl işi

midir .. İçinde bulunduğumuz koşullarda asla güvenemeyeceğimiz kesimlerin ipi

ile kuyuya inilir mi .. Birtakım özel hesaplar uğruna böyle bir maceraya girmek

ve gerçeğin anlaşılmaması adına çok yönlü müdahalelerle geniş kesimleri

aldatmaya çalışmaktan daha büyük bir şuursuzluk olabilir mi ..

Türkiye nin kendi insanlarının desteğine olan ihtiyacı

her zamankinden daha büyük iken siyasi iradenin gerçekleri onlardan saklaması

kabul edilebilecek veya seyirci kalınabilecek bir durum olamaz. Bu ortamda

ekilen umut tohumlarının yeşermesi mümkün değildir. Kısa vadede günü kurtarmak

adına toplumsal farkındalığın katledilmesi, orta vadede kırılganlığı dayanılmaz

boyutlara çıkaracak bir durumdur. Kafa karışıklığı geçicidir. Orta vade

açısından her şey netleşmeye başlamıştır...