1 Kasım’da yapılacak olan Milletvekili Genel Seçimleriyle alakalı siyasi partilerden toplumun hemen hemen bütün kesimlerini ilgilendiren ekonomik veya sosyal haklar hususunda bolca vaatler duyduk. Bunun içinde nüfusun yüzde on beşini oluşturan engelli kesimine dikkate değer herhangi bir vaat duymadık. Çünkü bu iktidar on üç senedir engellilere şunu yaptık bunu yaptık diyerek kamuoyunu o kadar çok doyurdu ki, sanki engellilerin bütün problemleri haledilmiş de hiçbir şeye ihtiyacı kalmamış gibi lanse etti.

Aslında durum hiç de öyle değil. Örneğin; evde bakım hizmeti alanların şartları ağırlaştırıldı. 2002 uygulaması daraltıldı. İstihdamda beş bin-on binerle ifade edilen personel alımı iki binle, üç binle ancak kapatıldı. Bütün bunlara ilaveten bir de rapor yönetmeliklerindeki değişmeler engellilerin aleyhine gelişti ve olabilecek hakları ellerinden alındı.  Yine ağır engelli haklarından faydalanmak isteyenlere rapor engeli getirildi.

Bütün bunlar yaşanırken toplum engellilerin hiçbir sıkıntısı kalmamış, problemleri çözülmüş gibi algılıyor. Acaba diyorum, bundan ötürüdür mü ki, siyasi partiler vaatlerinde engelliler konusuna çok fazla yer vermiyorlar!

Bunlara rağmen tabiî ki engellileri unutmayan bir zihniyet var. O da Milli Görüş zihniyeti ve onu temsil eden Saadet Partisi’dir. Yine farkını ortaya koyarak bugüne kadar hiçbir partinin düşünmediği işitme engellilerden bir muhterem kardeşimizi Ankara 1. Bölgeden Milletvekili adayı gösterdi. 4. Ekim 2015 Pazar günü Aday Tanıtım Programında kendisine konuşma verildi.

Bu arkadaşımız aynı zamanda genelde bütün engellilerin, özelde işitme engellilerin sesi oldu. Adeta “duymuyoruz ama sağır değiliz” dercesine haktan, hakikatten ve yaşanan dünya gerçeklerinden bahsetti. Hatta öylesine bahsetti ki, yıllardır bu ülkede ve Müslüman coğrafyasında, Müslümanlara yapılan haksızlıkları ve zulmü, kulaklarında problem olmayan ama gerçekte hakkı ve hakikati duymayanlara bir çığlık atarcasına duyurdu.

Genel Başkan Prof. Mustafa Kamalak da çok mükemmel bir konuşma yaptı ve şimdiye kadar pek çok kimsenin bilmediği veya gündeme getirmediği vatandaşın Anayasal hakkı olan “bireysel başvuru hakkı”nı hatırlattı.

İşte bütün bunlara bakarak 1 Kasım’da sandığa gidecek seçmen kardeşim; sen de gönül gözüyle gör, hakkın sesi ile işit, vicdanın sesini dinle, Saadeti duy, ona göre karar ver. 06.10.2015