Spor kamuoyu bu sabah şok bir haberle güne uyandı. Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Sadettin Saran hakkında yürütülen soruşturmada, Adli Tıp Kurumu’ndan beklenen kritik rapor dosyaya girdi. Saç örneğinde kokain maddesine rastlanması, sadece bir adli vaka olmaktan çıkıp Türk spor tarihinin en çalkantılı süreçlerinden birini başlatmış durumda. Başkan Saran "Bu ilaç kalıntısı olabilir" savunmasını yapsa da, savcılık soruşturmayı derinleştirdi. Şimdi milyonların aklında tek bir soru var: Sadettin Saran'ın başkanlığı düşecek mi?
SAÇTA POZİTİF, KANDA NEGATİF
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Saran’dan alınan örneklerin analizi tamamlandı. Gelen bilgilere göre; kan ve idrar testleri temiz çıksa da, saç örneğinde uyuşturucu madde tespit edildi. Bu gelişme üzerine savcılık, dosyayı "uyuşturucu madde kullanımı" ve "kullanımı kolaylaştırma" suçlamaları üzerinden yürütmeye devam ediyor. Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Saran'ın geleceği merak ediliyor.

TEK BAŞINA TEST YETERLİ DEĞİL
Herkesin merak ettiği "Başkanlık otomatik olarak düşer mi?" sorusunun yanıtı, Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu’nun 5. maddesinde yer alıyor. Hukukçular ise testin pozitif çıkmasının tek başına yeterli olmadığına, sürecin bir bütün olduğuna dikkat çekti. Bir yöneticinin görevinin kendiliğinden sona ermesi için, hakkında verilen mahkeme kararının kesinleşmesi gerekiyor. Yani; soruşturma aşaması, dava açılması veya yerel mahkemenin ceza vermesi tek başına başkanlığı düşürmüyor. Kararın İstinaf ve Yargıtay süreçlerinden geçip onanması şart. Şu anki hukuki tabloya göre Saran, yargılama bitene kadar koltuğunda oturma hakkına sahip.

İSTİFA TEHLİKESİ
Testin pozitif çıkması, tüzükten öte "etik ve itibar" tartışmalarını alevlendirdi. Yönetim kurulu içinde istifaların gündeme gelebileceği, camianın önde gelen isimlerinin ise "Marka zarar görmesin" diyerek Olağanüstü Seçimli Genel Kurul için baskı yapacağı konuşuluyor. Yasal olarak başkanlığı düşürecek "otomatik" bir mekanizma henüz devreye girmese de Saran'ın üzerinde giderek artan bir camia baskısı olduğu belirtiliyor. Sürecin, yönetimin alacağı kararla bir güven oylamasına dönüşmesi an meselesi.





