Millî Gazete vasıtası ile İstanbullulara seslenen Saadet Partisi İstanbul İl Başkanı Dr. Abdullah Sevim, “Yüreklerimizi açtık, kollarımızı açtık, kapılarımızı açtık, sizleri de ‘Yaşanabilir Bir İstanbul İçin’, ‘Yaşanabilir Bir Türkiye İçin’, ‘Yeni Bir Dünya İçin’ beraber çalışmaya ve omuz omuza vermeye davet ediyoruz” dedi.
Saadet Partisi İstanbul İl Başkanı Dr. Abdullah Sevim, Millî Gazete muhabiri Ali Çağlar Tınbek’in sorularını cevapladı. İstanbul’un genel sorunları üzerinde konuşulan röportajda, trafikten ulaşıma, kentsel dönüşümden ihanet açıklamalarına birçok konu ele alındı. 12 Kasım (yarın) Bostancı Gösteri Merkezi’nde gerçekleşecek olan 2019 hamle programına dair de konuşan Sevim, “İnançlı kadrolarımızla ‘Bekle Bizi İstanbul’ sloganıyla hamle programı düzenleyeceğiz” dedi.
Sizce İstanbul’un başlıca sorunları nelerdir?
İstanbul’un birçok problemi var. Bunları ara başlıklar halinde sıralayacak olursak, her İstanbullunun yakinen şahit olduğu problemler trafik , israf, imar, otopark, yeşil alan kaygısı, huzur ve güvenlik problemleri, temizlik ve engelli vatandaşlarımızın yaşadığı zorluklar diyebiliriz. İstanbul’da evden işe, işten eve giden vatandaşlarımız her gün 3–4 saatini trafikte geçirmek zorunda kaldığı için bir bakıma enerji israfıdır. İnsanlar belki de ailelerinden ve sevdiklerinden çalıyor bu zamanı. İstanbul’umuzun nüfusu da giderek artıyor. İstanbul denince insanların zihinlerine sıkışık, keşmekeş bir kent geliyor. Buradan mevcut yöneticilere sormak gerekir; hiç mi görmüyorsunuz vatandaşımızın yaşadığı bu sorunları? Mesai çıkış saatlerinde metrobüs duraklarının hali içler acısı, özellikle kadın ve çocuklar zor şartlar altında seyahat etmek zorunda bırakılıyor. İstanbul’un yöneticisi arkadaşlara sormak istiyorum. Sizler kendi ailelerinizi bu yoğun saatlerde metrobüs veya toplu taşıma araçlarına gönül rahatlığıyla bindirebilir misiniz?
“YÖNETİCİLERİN ŞEHRE HÂKİM DEĞİL, HADİM OLMALARI GEREKİR”
Sizce İstanbul nasıl yönetiliyor?
Öncelikle belediyelerde yapılan israfa da değinmek lazım. Bu makamlara gelen kişiler şehrin hizmetkârlarıdır. Şehirlere hâkim değil, hadim olmaları gerekir. Hazır bu makama gelmişim ne koparsam kârdır düşüncesi işte İstanbul’u yaşanmaz hale getirmiştir.
“HANGİ SEMTE BAKARSANIZ BAKIN, ÇARPIK KENTLEŞME DİKKATİNİZİ ÇEKİYOR”
İmar problemleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
İstanbul’a gelen dünyaca ünlü mimarlardan bir tanesi, uçaktan inince diyor ki; “Bu binaları yapanlar Mimar Sinan’ın torunları olamaz!” Çünkü neden? İstanbul o eski siluetini ranta dayalı imar politikalarıyla kaybetti. Hangi semte bakarsanız bakın, çarpık kentleşme dikkatinizi çekecektir. Artık şehir yaşanmaz hale gelmiştir. Hava alamaz hale gelmiş ve iklim değişmeye başlamıştır. Allah muhafaza, olası bir Marmara depremini düşünmek bile insanı ürkütüyor. Bu hususta yapılan herhangi bir çalışmayı da göremiyoruz. Kimse kendini güvende hissetmiyor. Çünkü İstanbul’da büyük bir güvenlik zafiyeti var. Aileler endişeli, suç oranları giderek artış gösteriyor. Bağımlılık gitgide çoğalmaya başladı. İç göç sorunu başlı başına büyük bir sorun haline geldi. Yöneticilerimiz bu yönde adım atmaktan geri duruyor. İşte biz de burada diyoruz ki; çözüm Milli Görüş belediyeciliğindedir.
Engelli vatandaşlarımızın şehir hayatı nasıl?
Engelli vatandaşlarımızın ıstırabını da biliyoruz. Gerekli çalışmalar yapılmadığı için rahatça sokaklarda dolaşamıyorlar. Onlar için gerekli yatırımların yapılmaması bu sorunların başlı başına büyümesine neden oluyor. Öte yandan İstanbul’un kültürüne de değinmek gerekirse. “Nerde o eski İstanbul” dedirtecek kadar bir kültür erozyonu yaşıyoruz. İstanbul, ruhunu kaybediyor. Görüntü ve gürültü kirliliği de had safhada. Her geçen gün artan göç, çirkin yapılar İstanbul’umuzu İstanbul olmaktan çıkartır hale getirdi.
“20 MİLYON VATANDAŞIMIZI HİÇBİR AYRIM YAPMADAN BAĞRIMIZA BASACAĞIZ”
İstanbul’un ağabeyi olarak siyasete nasıl bir katkıda bulunacaksınız?
Biz bir cihat hareketinin mensubuyuz. Erbakan Hocamız; “Cihat, tüm insanlığın kurtuluşu için mücadele etmektir” derdi. Hiçbir ayrım yapmazdı. Dolasıyla biz Milli Görüşçüler hangi makamda görev yapıyorsak yapalım, topyekûn bütün insanlığı kucaklayan insanlarız. Allah nasip etti, Milli Gençlik Vakfı’nın Kurucu İl Başkanlığı görevini yaptım. 9 yıl boyunca bu kadim şehirde gençlerimize hizmet etme şansı buldum. O dönemde de insanımızı tıpkı bugün olduğu gibi sağcı-solcu, şucu–bucu, şu memleketli-bu memleketli diye ayırmadık, ötekileştirmedik, kimseye kapımızı kapatmadık, herkese kucak açtık. Kutuplaşmaya da hiçbir zaman mahal vermedik. İşte şimdi İstanbul’umuzda, yeni bir besmele çektik ve inşallah tıpkı o yıllarda olduğu gibi 20 milyon vatandaşımızı hiçbir ayrım yapmadan bağrımıza basacağız. Hem İstanbul’umuza hem de Türk siyasetimize teşkilatımızla beraber damgamızı vuracağız inşallah. Kurtuluşları, Milli Görüşçü ehil kadroların işbaşına gelmesiyle olacaktır. Kardeşlerimize Millî Gazetemiz vasıtası ile buradan sesleniyoruz; yüreklerimizi açtık, kollarımızı açtık, kapılarımızı açtık, sizleri de “Yaşanabilir Bir İstanbul İçin”, “Yaşanabilir Bir Türkiye İçin”, “Yeni Bir Dünya İçin” beraber çalışmaya ve omuz omuza vermeye davet ediyoruz.
“İstanbul’umuzu özüne döndüreceğiz”
12 Kasım Pazar günü (yarın) düzenlenecek olan 2019 hamle programına ilişkin ne tür mesaj vermek istersiniz?
Yaklaşık bir ay kadar önce İstanbul il kongremizi gerçekleştirdik. Genç, dinamik ve donanımlı bir kadroyla besmelemizi çektik. Teşkilat mensuplarımızla ahitleştik. İnşallah yarın da yol haritamızı dava kardeşlerimizle paylaşacağız; nasıl bir yol yürüyeceğiz, hangi adımları atarsak hedefe koşacağımızı, mahalle teşkilatlarımızla, ilçe yönetimlerimizle, yönetim kadrolarımızla, Milkolarımızla, hanım kollarımızla, gençlik teşkilatlarımızla kol kola vererek 2019 için seferberlik ilan edeceğiz! Biz bu inançlı kadrolarla, dün olduğu gibi bugün de emaneti alacağız, Saadetli kardeşlerle bu kadim şehir İstanbul’umuzu özüne döndüreceğiz.
Millî Gazete