Tedavisi imkânsız bir hastalık: Farklılıklara tahammülsüzlük.

Şeytanî bir içgüdüyle, ötekini bertaraf etme hamlesi.

Farklı yöntemlerden söz edilebilir. Fakat Türkiye deki belirgin tezahürü, ortalama on yılda bir darbe girişimi

"Ortalama on yılda bir" ifadesi şimdilerde tekzib edilebilir.

Zira darbe teşebbüsleri son mevsimlerde gündemi daha bir işgal eder hale geldi.

Bu gündem işgali geçmişte tek boyutlu organlarca organize edilirdi. Şimdilerde girift bir "hâle" halini almışa benziyor.

Mesela kızımıza göz koyanın alamet-i farikası sadece "omuzu tüfekli" bir görünüm arzetmiyor.

Omuzu tüfekliye rahmet okutacak cinsten "seçkin" zümreler alır mıydınız:  Basın dünyasından, hukuk arenasından, eğitim camiasından ve dahi çeteler halkasından

"On yıllar"ın mitsel dürtüsüyle ve iflah olmaz egoizmiyle ortalığı karıştıran bir akımın ahtapot kollarından söz ediyoruz.

Bir "merkez"e (statükoya) odaklanmış bu kabuk (ölü) yapı, kendisi için tehlikeli addettiği uzun yahut kısa ömürlü "rakip" (öteki) ile, kuşkusuz karşısındakinin özelliklerine bağlı olarak, kimi zaman etnik, kimi vakit sözde demokratik, fakat her daim dinsel içerikli sürtüşmelere girişiyor.

Kendince, panteri ehlileştirmek, silik bir enik konumuna getirmek için kırbacını yağlıyor.

Fıtratının gereğini yapıyor.

Şu halde zalime ta n eylemenin bir anlamı yok.

Yani panterin takınacağı tavır da önemli.

Hatta daha çok bu önemli.

Sözgelimi, Demokles in kör kılıcına karşı panter ne yapacak

Demokratius un çürük halkasını boynuna mı takacak

Yoksa Allah ın ipine mi sarılacak

P. K. 205, Ulucami, BURSA

www.cevatakkanat.blogcu.com