SİYASİLER bugün son sözlerini söyleyecek, yarın sıra
seçmene gelecektir. Bir bakıma son sözü seçmen söyleyecek önümüzdeki dönemde
fikrinin ve inancının iş başına gelmesi için oyunu kullanacaktır. Hiç kimsenin
benim bir oyumun ne etkisi olur deme hakkı yoktur. Çünkü baharda bir çiçekle
başlar. Sandığa atılan her bir oy irade beyanı, tarafını belirleme ifadesidir.
Bu noktada özellikle gönlüm sizinle beraber ama diye parantez açıp
kapayanların bu konuda ya samimiyetsiz oldukları ya da iki tarafı da idare
etmek anlamına gelecek bir tavır sergilediklerini söylemek mümkündür. Çünkü
gönlünün yönünde oyunu kullanmıyorsan ortada bir terslik, yaklaşımda bir
çarpıklık var demektir. Çünkü önemli olan insanın gönlünün ve aklının
söylediğine uyması gerekir. Eğer, hareketlerimizde gönlümüz belirleyici olma
vasfını yitirmiş ise, bizi sadece çıkarlarımız ve bir takım dış telkinler
(propaganda) yönlendiriyor demektir ki bu takdirde rüzgâra kapılmış savrulan
bir yapraktan farkımız kalmaz. Hâlbuki biz bir yaprak değil, iradesi ve aklı
olan bir yaratılmışız.
Bu vesile ile en az 40 yıldır bir takım partiler, Oylar
bölünmesin. Oylar bölünürse falan parti iktidara gelir şeklinde bir kampanya
sürdürürler. Ne yazık ki insanları kandırmada ve yönlendirmede bu propaganda
etkili de olmuştur. Hâlbuki oyun bölünmesi değil, ülkenin bölünmemesi ve güçlü
ülke haline getirecek programların sahibi partilerin iktidar olması gerekir.
Hele birde oylar bölünmesin derken toplum iki yanlıştan birini tercihe
zorlanıyorsa, bir oyuna alet ediliyorsa o zaman sandık başına giden seçmenin
bir değil, birkaç kez düşünmesi gerekir. Demokrasilerde belirleyici olan
seçmenin oylarıdır ama azınlıkta kalan görüşlerin tümden yanlış olduğunu
söylemek de doğru değildir. Önemli olan düşüncelerin dayanaklarıdır. Ölçü hak
ve adalet ise azınlıkta kalmak kitlelerin anlayıp anlamadığı ile ilgilidir.
Sözün özü, oy vermek tarafını belirlemek demektir. Bir
insan da tarafını doğru olduğuna inandığı yerde yer alarak gösterir. Kaldı ki,
çoğunlukta olanların her zaman doğruda olduğunu söylemek de mümkün değildir. Bu
ülke yıllarca iki yanlıştan birini seçmeye zorlandı. Esas olan hak ve adalete
dayalı doğru olanın iktidar olmasını sağlamaktır. Söz gelimi farklı isimler
altında faaliyet gösteren partiler dış politikada, ekonomik uygulamalar ve
sosyal hayata yönelik teklif ve uygulamalarda aynı çizgide iken propaganda
sebebiyle toplum birbirinden farklı olmayan yanlışlardan birine yönlendirildi.
İktidarlar değişse bile insanımızın sıkıntıları bitmedi, değişmedi. Genellikle
de yanlışlardan birini tercihe toplum, Bölünmeyin. Oylar boşa gitmesin
telkinleri ile yönlendirildi. Bölünmeyin bizi destekleyin anlamına gelen bu
yaklaşım aslında demokrasinin iki tercihten birine; bir diğer ifade ile iki
yanlışa hapsedilmesi anlamına geliyor.
Sıkça karşılaştığımız bir takım kimselerin, Gönlümüz
sizinle ama oyum boşa gitmesin diyerek inanmadığı bir tarafa oy vermekten bu
seçimde kurtulmaları gerekiyor. Unutulmasın ki seçim sonuçlarını sandığa atılan
o tek oylar belirler. Bu seçim çok önemlidir. 12 yıldır iktidarda olanların
akıllarını başlarına almalarını sağlayacak bir fırsat ortaya koyabilir ya da ne
yaparsanız yapın biz size mahkûmuz anlayışını geliştirebilir ki, o zamanda
iktidar sahiplerinin kendilerini kutsayan bir yaklaşımına vesile olabilir. Bu
bakımdan Meclis te Saadet Partisi ne olan ihtiyaca bir kez daha dikkat çekmek,
benim bir oyumdan bir şey olmaz anlayışının bir kenara itilmesine her
zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu seçim öncesinde hatırlatmak istedim.