Bazı zamanlar vardır nevi şahsına münhasır olan. İnsanı
derinden etkileyen zamanlardır bunlar. İşte böyle zamanlardan bir tanesi geldi
çattı. Mübarek Ramazan ın ilk gününe erdik hamdolsun. Feyziyle, bereketiyle,
rahmetiyle çepeçevre kuşattı insanlığı, ülkemizi, bizleri.
Ramazan aynı zamanda toplum olarak manevi atmosfere uygun
bir yaşantıya da vesile oluyor. İnsanlar daha munis ve maneviyatçı, toplum
biraz daha anlayışlı, asayiş daha bir berkemal olmakta Ramazan da. Özellikle
toplumu etkilemede başat rol oynayan haberleşme vasıtaları da kendilerini Ramazan a
uydurmakta ve muhafazakâr bir görünüme bürünmekteler.
Her Ramazan ülkemizde ciddi konular konuşması gereken
yazarçizer takımı, hitabet ehli insanlar eften püften konulara dalarak hem
insanların zihnini bulandırıyorlar hem de asıl bilinmesi gerekenleri
öğretmiyorlar insanlara. İnsanlar en azından yıllardır oruçla ilgili sorular
sorar ve cevaplar alırlar ama her sene yine aynı soruyu soran bir sürü insan
çıkar. Oysa orucu bozan ve bozmayan şeyler yüzyıllardır hep aynı. Ramazan
gelmeden önce belki birkaç sayfa ilmihal okunsa hem kişi için faydası olacak
hem de daha ciddi konuların konuşulmasına yol açacaktır. Belki de hocaların hem
TV ekranlarında hem de gazete köşelerinde böylesi incir çekirdeğini
doldurmayacak konuları konuşmak, yazmak işlerine geliyordur. Zira ciddi konular
popüler gelmiyor insanımıza ve bu yüzden de reyting denen canavarı
uyandıramıyorlar programlarında. TV programları ile on binlerce lira kazanan
hocalar kıt kanaat geçinenlere Ramazan ın sabır ve infak ayı olduğunu
anlatacaklar bir ay boyunca.
Bir de hoşgörü toplumu mevzuu var. Neymiş efendim oruç
tutmayanlara hoşgörü ile yaklaşmalıymışız. Peki, neden oruç tutmayanlar
tutanlara saygı duymuyorlar da hep oruç tutanlardan hoşgörü bekleniyor bu
toplumda Biz oruç tutmayanlara kaba kuvvet uygulansın demiyoruz elbette. Asla!
Böyle bir şeye dinimiz de cevaz vermemekte zaten. Fakat benim karşılaştığım
durumlarda oruç tutan bir vatandaşımız elinde simit olan ya da sigara içen
birine kibarca kardeş biraz tenhada yesen ya da içsen sigaranı dediğinde diğer
vatandaş parlıyor hemen ve siz de biraz hoşgörülü olun canım deyiveriyor.
Anlayacağınız oruçlu insandan bekleniyor her şey. Oysa zaten meşakkat çeken
oruçlu insan ama sanki karşısındaki zorlanıyormuş gibi algı oluşturuluyor.
Eskiden bırakın Müslüman bir insanı gayri müslimler bile Ramazan geldiğinde
açıkta açıkça yemez içmez ve oruç tutanlara saygı duyarlardı. Şimdi Müslüman
ailelerin çocukları oruç tutmuyorlar bir de oruç tutmadıklarını göstere göstere
toplum içinde dolaşıyorlar.
%99 u Müslüman olan bir ülkede uzun ve sıcak günlerde
oruç tutanların sayısında ciddi oranda azalma olduğunun farkındasınız değil mi
İnsanlar ve de özellikle belli bir yaşın altındakiler oruç tutmuyorlar. Sağlık,
seferilik vb. nedenlerden dolayı tutamayanları bir kenara koyarsak giderek
oruca ve oruçluya olan bu hürmetsizliğin bir sebebi olmalı. Ve işin daha da
ilginci oruç tutmayan genelde yirmili yaş kuşağı yani gençlerimizin. Pek
çoğunun ebeveynleri muhafazakâr diye tabir olunan dindar insanlar. Yani anne
baba orucunu da tutuyor, namazını da kılıyor. O halde gençlerimizin oruç
tutmayışının sebebi hikmeti ne olaki İnanmıyorlar diyemeyiz. Zira neredeyse
tamamı kendisini Müslüman olarak tanımlamaktalar.
Ailelerimiz çocuklarına dini eğitim hususunda dikkatli
olmalılar ve ibadetleri kendileri sevdirerek çocuklarını teşvik etmeliler.
Böylece gençlik çağına gelindiğinde hem toplum hem de kendileri huzur ve mutlu
olurlar
Ramazan-ı Şerif hayırlar, bereketler getirsin bizlere,
ülkemize, İslam âlemine.
Minik bir tebessüm
İş inada bindi
Bir Bektaşi, aylardan Ramazan! Yatsı vakti. Oğlu ve
sürüsü ile dağlardan inerken yolu bir caminin önüne düşer.
O sırada cemaate gidenlerle karşılaşır, selamlaşır.
Cemaatten bazıları:
- Sen de gel diye onu da namaza davet ederler.
- Gideyim ne olacak!.. Alt tarafı bir vakit namaz, olsa
olsa birkaç dakikamı alır, kılıvereyim de öyle gideriz der ve sürülerin başına
oğlunu bırakır, içeri girer.
İmam ve cemaat başlar namaz kılmaya. O da katılır.
Hayatında ilk namaz kılışıdır!..
Bektaşi ye namaz uzadıkça uzuyor gibi gelir Her selamdan
sonra namazın bitişini ümitle bekler Ha bitti ha bitecek. Bir türlü bitmez Bu
sefer tamam dedikçe içinden İmam kıldırmaya devam eder!
Bir türlü namazın bitmediğini görünce, bir ara caminin
kapısından bir fırsatını bulup başını çıkarır ve oğluna seslenir:
- Oğul, sen sürüye mukayyet ol, imamla iş inada bindi!
İlgilisine notlar:
* Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş
ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz.
Bakara suresi ayet: 183
* (Bu alış verişi yapanlar), tevbe edenler, ibadet
edenler, hamdedenler, oruç tutanlar, rükû edenler, secde edenler, iyiliği
emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah ın sınırlarını koruyanlardır. O
müminleri müjdele! Tevbe suresi ayet: 112
* Oruç perdedir. Biriniz bir gün oruç tutacak olursa
kötü söz sarf etmesin, bağırıp çağırmasın. Birisi kendisine yakışıksız laf
edecek veya kavga edecek olursa ben oruçluyum! desin (ve ona bulaşmasın).
Hadisi Şerif
* Kim Allah Teâlâ yolunda bir gün oruç tutsa, Allah onunla
ateş arasına, genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek kılar. Hadisi
Şerif