Sanıyorum, tuhaf, tuhaf olduğu kadar da acıklı bir olguyla siyaset karşı karşıya kalmış gibidir. Dikkat çekici bir durum olarak üzerinde durulması şarttır. Ruhbilimsel açıdan incelendiğinde hiç kuşkusuz bir kişilik tanımı zorluğuyla yüz yüze kalınacağı söylenebilir. Toplumsal-ruhbilim durumu irdelemek istediğinde, kişiliğin ötesinde, toplumsal-siyasal rol üstlenme yanılgısına işaret etmede zorlanmayabilir.

Anahtar, aynı zamanda sorunlu kelime "muhalif"tir. Dikkat isterim, muhalefet etme değil, muhalif olmadır. İkisi arasında varolan fark kişilik ve davranış ayrılığını, belki de aykırılığını ortaya koyar. Muhalefet etme etkinliği gösterirken, muhalif olma edilginliği işaret eder. Buna bağlı olarak muhalefet etme, kişiliğin belirgin boyutta kendine yeter ve güven içinde olmayı anlatır. Dolayısıyla, doğru-yanlış, kabul edilir ya da reddedilir olsa bile belli bir düşünceye, görüşe sahip olma anlamını da içerir. Muhalefet edebilen bir kişilik konunun doğal bir şekilde tarafı olma niteliğindedir. Olumsuz anlamında da olsa muhatap alınacağı demektir bu.

Muhalif olmada, sabit gibi algılansa da, gerçekte belirgin, tanımlanabilecek bir kişilikten çok, konuya istenmediği, hatta gerek görülmediği halde, eklemlenen, dahası yapışan bir unsur sözkonusudur. Taraf olma durumu, muhalif olanın bir türlü gerçekleştiremediği belirsizliktir. Konu ya da sorun yoksa muhalif olma durumu bir türlü kendini isbatlayamaz, dikkate alınması gerekeni gerçekleştiremez. Dolayısıyla güven telkin edebilecek imkân ve düzeyde değildir.

Machiavelli, iktidarın çeşitli yollardan (mücadeleyle, verasetle, başkasının yardımıyla vb.) elde edilebileceğini belirtir ve ekler: Aslolan iktidarı, mahiyetine ve amacına uygun tarzda korumak ve sürdürmektir.Ona göre "başarı"nın ölçüsü budur. İktidarı mahiyet ve amacına uygun kullanamayan, aynı zamanda iktidarı korumak ve sürdürmekte zorlanabilir, giderek iktidarı kaybedebilir. İktidarı mahiyetine uygun kullanamamaktan kaybetmeye uzanan çizgide başarının yönü aşağıya doğru olmak durumundadır.

İşte muhalif iktidar deyiminin bağlanacaığ ölçüyü uç bir örnek gibi görünse de Machiavelli ve onun gibi düşünenler (Mücadele ya da Kuvvet Kuramı taraftarları) vermektedir: Başarısız.

Şu hususu elbette dikkatten uzak tutmamak durumundayız. O da iktidar olma ya da muktedir olma ne demektir Sözgelimi Nemrut veya Firavunlar gibi Neron da, Stalin de, Franco da, Yezid de muktedir idiler. Ancak iktidarın özünde varolan ve diğer insanların rıza ve itaatını cezbederek meşruiyet kazanandan tüm bunlar yoksundular. Dolayısıyla iktidar olgusunun mahiyetini kavramada yetersizdiler. Mutantan ve şaşaalı yönetime sahip olmak iktidar olgusunu doğru kavrayarak maslahatına uygun tarzda kullanabilmek anlamına gelmemektedir. Yönettiğin insan ve toplumu, bir değer varlığı olarak göremiyorsan, yani basiret ve feraseti erdem olarak kişiliğinde, düşüncende ve davranışlarında özümlememişsen, iktidarın nimetlerinden yararlanabilme düşüklüğünden ileri gidemezsin. Diğer bir ifadeyle kavanozunu dıştan yaladığın balı yediğini sanırsın. Aldanırsın!