Medya, bir güçtür Kalem, keskin bir kılıçtır Hatta, kalem kılıçtan keskindir diyor bir filozof. Ama, bu gücü elinde tutan iradenin neye hizmet ettiğidir önemli olan. Hayra mı hizmet ediyor, şerre mi Millete mi hizmet ediyor, kendine mi Maalesef, Türkiye deki medya yapılanması, rantiyer bir zihniyet ve menfaatperest bir eksende cereyan eder. Şimdiye kadar defalarca medya ve iktidar arasında kavgalara şahit olduk. Bundan sonra da bu türden kavgaları görmeye devam edeceğiz. Çünkü, medya yapılanması, iktidara kıyısından köşesinden ortak olmak isteyen, bu ortaklıktan keser gibi kendine yontarak bir pay almak isteyen bir anlayışı devam ettirdiği müddetçe bu kavgalar devam edecek. Bakmayın siz, bir kısım medyanın, "Biz halkın dertleriyle dertleniyoruz, onların sıkıntılarını ekranlarımıza yansıtıyoruz, manşetlerimize koyuyoruz" şeklindeki afra tafralarına. Onların derdi, kendi menfaatlerine hizmet etmeyenleri köşeye sıkıştırmaktan başka bir şey değildir. Menfaat salvolarıdır kısacası.

Daha düne kadar, iktidarın ekonomik hamlelerini, yatırımlarını ballandıra ballandıra anlatanlar, son günlerde ekranlarda kriz haberleri tutturuverdiler. Sözde, en büyük iş merkezlerinde bile durum çok kötüymüş Artık, zenginler bile markalardan vazgeçmiş, Outlet e yönelmiş Oturdukları yerden, Türkiye nin her yeriyle ilgili ahkam kesmeye meraklı plaza kalemşörleri ve ekran nümayişçileri, milletin tamamını da yaptıkları haberlere uygun şekilde yaşadıklarını filan zannediyorlar. Yok böyle bir şey! Ne outleti, ne mağazası, ne alışveriş merkezi Millet, sofrasına koyacak ekmek bulamıyor! Bunlar hala, mağaza mağaza dolaşıp kriz haberini bu cephesiyle yapıyorlar. Geçtiğimiz haftalarda, bir konferansını birebir izlediğim, iyimser kategorideki  ekonomist Deniz Gökçe bile diyor ki; "Sanayi sektörünün üretimdeki payı yüzde 28, inşaat sektörünün, ticaret ve hizmet sektörlerinin payı ise yüzde 25. Bu rakamlara bakıldığında Tarım da birinci çeyrek büyümesi 2.7, ikinci çeyrek büyümesi -3.1. Bu çok kötü demek. Sanayide birinci çeyrek 7 li büyüme. İkinci çeyrek 2.7. Aynı şekilde inşaat sektöründe büyüme sıfır noktasına inmiş durumda. Hangi sektöre giderseniz gidin, 2008 in ikinci çeyreğindeki rakamlar hiç iyi değil. Tüketim endeksine göre ise durum daha da kötüdür. Özel nihai tüketim, Türkiye deki toplam talebin, toplam milli gelirin yüzde 70 ini oluşturur. Ekonominin motoru tüketimdir. Tüketim 2008 in ilk çeyreğinde 7.6 artmış, ikinci çeyrekte ise 2.8. Yere çakılmış bir tablo"

TÜİK in verdiği resmi rakamlar bunlar Millet alışverişi bırakmış, kendi derdine düşmüş

Birileri de hala, "Hamdolsun, kriz bize uğramadı" edebiyatıyla, nutuk atarak piyasalardaki ateşi düşüreceklerini zannediyorlar. Bir yandan doğalgaza yüzde 22 zam döşeniyorlar. Bir yandan "Biz yatırım yapacakların önünü açıyoruz" diyerek, üretici kesimle dalga geçiyorlar. En acısı da, dünyadaki petrol fiyatları tırmanırken, anında pompalara rakamları döşeyenler, petrolün varili dibe çakılırken, göstermelik indirimler yaparak gözlerimizi boyamaya çalışması. EPDK denilen kurumun da, kendisini sektörün denetleyicisi filan zannetmesi!

"Tesettür faciası" diye uyduruk haberlere imza atan kaleminiz, petrol vurgununu niye yazamıyor İşinize gelmiyor değil mi Gelmez tabii!