Tarih 14 Kasım 2012..
Saadet Partisi heyeti, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Latif Özteki havalimanından uğurlamadan dönüyordu.
Trabzondan Rize istikametine seyir halinde olan ve Saadet Partisi Rize İl Başkanı Hasan Uzun yönetimindeki 53 DP 156 plakalı otomobil, yağan yağmur sonucu kayganlaşan yolda kontrolden çıkarak orta refüjdeki aydınlatma direğine çarptı.
Kaza sonucu otomobilde sıkışan Hasan Uzun (53) ve Mustafa Azder (45) Trabzon Belediyesine ait itfaiye ekiplerinin uzun uğraşları sonucu çıkartılırken yaralılardan Hasan Uzun, Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesine, Mustafa Azder ise Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesine kaldırıldı.
Trafik kazasında, Saadet Partisi Rize İl Başkan Yardımcısı, Rize Akademi Eğitim Kursları Yöneticisi Mehmet Kazdal ise kurtarılamayarak Hakkın rahmetine kavuştu.
Kazdal, Rize Akademi Eğitim Kurumları yöneticisiydi.
Çevresinde çok sevilen, hürmet edilen, çalışkan bir isimdi.
Mehmet Kazdalla ilgili bir noktayı da bu sütunlara taşımak istiyorum.
Kazdal, sosyal medyayı iyi kullanan bir teşkilatçıydı.
Daha çok gençti...
Müdürlüğünü yaptığı Rize Akademi Eğitim Kurumlarının web sayfasındaki şu satırları dikkat çekici: "Bölgelerin kalkınmışlığı, yetişmiş insan gücü, kullanılan teknoloji, üretim gücüyle ölçüldüğü bu zamanda bölgemizin kalkınmasında eğitim ve teknoloji alanında öncü bir kurum olmayı, bölge insanımıza eğitim ve teknolojinin son imkanlarını sunmayı kendimize görev biliyoruz."
Sosyal paylaşım sitesi twitterden son mesajını ise Milli Gazete Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaşa attı.
12 Kasım günü, Kurdaşın, "Yarın Milli Gazete yine çok önemli bir konuyu manşetine taşıyor. Bekleyin..." paylaşımına, Kazdalın yanıtı çok anlamlıydı:
"Biz, Milli Gazeteyi konuşmuyor, okuyoruz..."
Mehmet Kazdalın son mesajı bu oldu.
Kısa bir süre sonra da Rahmet-i Rahmana kavuştu.
Allah (c.c.) mekanını cennet eylesin...
Her zaman kalbimizdesin...
Rizenin en etkili haber sitesi olay53.coma duygularını yazan Rizeliler merhum Mehmet Kazdalın ne kadar sevildiğini ortaya koydu. Okuyalım;
* Sevgili hocam, yerin, mekânın cennet olsun, şu bastığım tuşlar senin bana verdiğin eğitimle olmuştur. Sen her zaman kalbimdesin ve orda kalacaksın. Tüm Kazdal ailesine başsağlığı diliyorum. (Haydar Çolak)
* Tanıdığım en çalışkan has Rizelilerden biriydi. Allah gani gani rahmet eylesin. (Faruk)
* Mekanın cennet olsun Mehmet. Nur içinde yatarsın. Çok üzgünüz, ne söylesek ki. Rizede günümüz şartlarına rağmen hem ticari, hem şahsi doğrudan ayrılmayan ender kişilerdendin. Geride kalanlara Allah sabır versin. (Kaan Kır)
* Çok büyük üzüntü içindeyiz. Allah Rahmet eylesin, mekanı Cennet olsun. (Recep Albayrak)
* Çok değerli hocamız hakkı rahmetine kavuştu. Allahtan rahmet yakınlarına başsağlığı dilerim. (Miraç Katmer)
* Rize çok kıymetli evladını kaybetmiştir. Allah kardeşimize gani gani rahmet eylesin. Cennette Peygamber Efendimize ve Erbakan hocamıza komşu olsun. Mücahit kardeşimizin kederli ailesine Allah sabırlar versin ... (Bayram Yolgider)
* İlimizin değerli siyasetçilerinden Mehmet Kazdalın elim bir trafik kazasında vefat etmesi beni derinden üzmüştür. Kendisine Yüce Allahtan rahmet, kazada yaralananlara acil şifalar diliyorum. Yakınlarına Rabbimden sabrı cemil niyaz ediyorum. (Hüsnü Kemal Zaimoğlu)
* Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun, Rabbim ailesine sabır ihsan eylesin. Çok mükemmel bir abimizdi; edebiyle, ahlakıyla çevresine örnek olan bir insandı. Dünyalık değil, ahiretlik yaşardı... (Şenay Kazdal)
* Kelimeler boğazımda kaldı, mekanın cennet olsun. (Taner Erol)
* Değerli dava kardeşim, güzel insan, arkadaşım. Seninle inşallah muhabbetimize cennette devam edeceğiz. Acımızın, hüznümüzün büyüklüğü kadar rabbimize sığınıyor ve kardeşimizin ailesine sevenlerine Milli Görüş camiasına sabırlar diliyoruz. Mekânın cennet olsun. (Bilal Öztürk)
* Seni unutmayacağız. Mekânın cennet olsun. (Hızır İlyas Yıldırım)
Tablet bilgisayarlar ne oldu
Farkında mısınız
2011 seçimleri propaganda çalışmaları sırasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın iki konuda güçlü vaadi oldu.
Birincisi, 2012 yılının sonuna kadar tamamlanması öngörülen yeni ve sivil bir anayasa,
İkincisi de orta oğretim ve liselerde tablet bilgisayar.
Başbakanın, elinde tabletle miting meydanlarındaki fotoğraflarını hatırlayacaksınız..
Bu vaatlerden birincisi neredeyse güme gitmek üzere. Yeni-sivil anayasa ile alakalı, "Umudum bitmek üzere..." cümlesi Erdoğana ait. Tekrar ediyorum; bu parlamento yeni ve sivil anayasayı gerçekleştiremezse bu vebalin altından kalkamaz...
Neyse...
Başbakan Erdoğanın ikinci sıkı vaadi, tablet bilgisayarda durum ne, peki
Başbakan Erdoğan, Şubat 2012de şunları söyledi: "İnşallah bu yılın Eylül ayına kadar 3 bin 657 orta öğretim kurumunda, liselerin yarısında FATİH Projesinin kurulumu tamamlanmış olacak. 4 yıl içinde de 42 bin 570 bin sınıfta FATİH Projesi hayata geçecek. 620 bin akıllı tahtayı okullara, sınıflara kazandıracağız."
Farkında mısınız
Başbakan Erdoğanın hedeflediği tarihin üzerinden neredeyse 3 ay geçti..
Bana gelen bilgiler, Milli Eğitim Bakanlığının bu alanda da çuvalladığı yönünde..
Öğrencilerden sık sık mail ve telefonlar alıyorum; tabletlerimiz nerede
Bir not daha: Sayın Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer; Sınıflara koyduğunuz akıllı tahtalar tam anlamıyla dökülüyor...
NOT: Bugün 18 Kasım 2012 Pazar... Uyan da balığa gidelim... İktidarın 2012 yılında yeni Anayasa vaadini sıcak tutmak adına... 2012den 10 ay 18 gün daha eksildi. Yeni sivil anayasanın yazımına başlandı, ilk cümleler ortaya çıktı... Ama bugünlerde tık yok... Başbakan Erdoğan, "Umutlar tükenmek üzere..." demeye başladı. Siviller, bu kez başarabilecek mi Takipçisiyiz...