Plastik bazlı ürünlerin doğada yok olmaması, atık yönetimi ve altyapı sorunları açısından uzun süredir dile getirilen bir problem olarak öne çıkıyor. Yeni düzenleme bu nedenle yalnızca tüketim alışkanlıklarını değil, çevresel yükü de doğrudan ilgilendiriyor. Bu gelişmeler hem tüketicilerin hem de üreticilerin gelecek planlarını etkileyen bir başlık haline geliyor.

Islak mendiller günlük hayatta sunduğu pratik avantaj nedeniyle yaygın şekilde kullanılıyor. Ancak Avrupa Birliği’nin 1 Ocak 2026 itibarıyla plastik içeren ve doğada çözünmeyen ıslak mendilleri yasaklaması, bu ürün grubu üzerindeki tartışmayı büyütmüş durumda. Türkiye’de de benzer adımların gündeme gelmesi, çevresel yükleri azaltma çabasının bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Bu nedenle Ticaret Bakanlığı’nın hazırlıkları yakından takip ediliyor.

Yeni düzenlemenin arkasındaki temel nedenler neler?

Plastik içeren ıslak mendillerin doğaya verdiği zarar, bu düzenlemenin temel dayanağı olarak gösteriliyor. Ürünlerin doğada çözünmemesi ekolojik dengeyi bozuyor. Aynı zamanda kanalizasyon sistemlerinde yarattıkları yoğun tıkanma, altyapı maliyetlerini yükseltiyor. Uzmanlar, tesisat tıkanıklıklarının önemli bir bölümünün ıslak mendillerden kaynaklandığını belirtiyor.

AB'nin kararı Türkiye için nasıl bir örnek oluşturdu?

Avrupa Birliği’nde alınan yasak kararı, benzer uygulamaların diğer ülkelerde de gündeme gelmesine yol açtı. Türkiye’nin bu yönde bir çalışma yürütmesi, AB’deki kararlarla paralel bir çevresel yaklaşımın işareti olarak gösteriliyor. AB’de 1 Ocak 2026’dan itibaren satış tamamen durdurulacak.

Türkiye’de tüketim alışkanlıkları neden kritik?

Islak mendil kullanımının Türkiye’de çok yüksek seviyede olması, düzenlemenin etkisini artırıyor. Bu nedenle olası bir yasak hem tüketim alışkanlıklarını hem de ürün çeşitliliğini doğrudan etkileyecek. Hazırlık sürecinin dikkatle yürütüldüğü ifade ediliyor.

Kaynak: Haber Merkezi