Sürekli eleştiriyor, şikayet ediyoruz. Türkiye de ana haber bültenlerini "sulu, cıvık magazinel malzemeyle" dolduran ve prim yaptığını görünce işi iyice zıvanadan çıkaran Reha Muhtar döneminden beri, televizyon ekranları magazine bulanmış durumda. Dedikodu ve maraz meraklara servisin sınırları aşılmış, kadın kuşaklarında mahrem konular sakız gibi çiğneniyor. Birbirini aldatan, iki günde kağıt mendil gibi buruşturup atan ünlüler, "polemik olsun da, gündeme gelelim de ne olursa olsun" diyen şan-şöhret budalası tipler, ekranları doldurmuş durumda. Buna bir çeki düzen verilmesi noktasında, televizyonların başında bulunan iradenin de yapacağı hiçbir şey kalmamış.
Çünkü, "magazin budalalığı" öylesine devasa bir virüs haline gelmiş ki, magazin programlarının da sektörü oluşmuş durumda. Sabahları magazin tartışması, öğlenleri mahremiyet kurcalayanların kuşağı, ana haber bültenlerinde karısından ayrılıp ayrılmayacağı milyonuncu kere haber yapılan klarnetçi Yetti artık
Magazin hayatın kendisidir diyordu bir iletişim profesörü Magazin hayatın kendisidir ama, akıp giden hayatla ilgili, insanların kendi gündemleriyle ilgili bir magazini bulmak mümkün değil bu gidişle.
İşin tuhaf yönü, televizyon ekranlarındaki bu afyonlama harekatıyla ilgili olarak çalışma yapacak olan, bilgi ve birikimine güvendiğimiz insanlar da magazinin tam göbeğine düşüp, magazin olaylarının malzemesi olabiliyorlar. Yani, iş çığırından çıkmış durumda.
Hangi olaydan bahsettiğimizi elbette anladınız. Beraberliklerinin bilmem kaçıncı yılında, ekranlardaki magazin virüsünün baş sorumlularından Can Tanrıyar ile hangi müzik türünü söylediğini bilmediğimiz Petek Dinçöz, evlenmişler Nerede Beyaz Show da Nikah şahitleri kimmiş Kelimelerin başını gözünü yararak sunuculuk yapan anchourmanimiz Mehmet Ali Birand ile RTÜK Başkanımız Zahit Akman.
Belki, anlık gelişen bir olayın içine düşürüldü RTÜK Başkanı Zahit Akman Ama, katıldığı program zaten başlıbaşına bir magazinel şov mekanizması değil mi
Magazin elbette olmalı Ama, dozajı ne olmalı Nasıl verilmeli
Sulu, cıvık, düzeysiz magazinin hayatımıza girdiği günden beri, ahlaksızlığın bin türlüsü gözlerimizin önünde cereyan ettiği halde, tepki mekanizmalarımız elimizden alındı. Kötülük sıradanlaştırılırken, gayri meşru ilişkiler içselleştirilirken, sadece ünlü diye birilerinin yaptığı ahlaksızlıklar "normal ve basit" olaylar kategorisine sokulmaya başlandı.
Oysa, ahlaksızlık, her yerde ahlaksızlıktır Toplumları ayakta tutan çimento maneviyattır, ahlaktır, kültür algılarıdır. Bu dinamikleri ve ana kolonları toplumun altından çekip aldığınızda, renkli olarak sunulan tüm yaşamlar ve sanal dünya başımıza yıkılır Bu kadar basit!