DİKKAT edin, burasını Çavuşescu nun Romanya sına
benzetiyorlar cümlesi Rumen teknik adam Lucescu ya aittir. Ne zaman mı
söyledi 2003-2004 sezonunda Beşiktaş futbol takımı hem içeriden, hem dışarıdan
hançerlenmeye başladığı günlerde... Beşiktaş o günlerde ligin ilk yarısını
namağlup bitirmiş, maç fazlasıyla peşinden gelen takıma 11 puan fark atmıştı.
Sonra o eksik maç oynandı ve fark sekize indi... İşte ben o günlerde,
-televizyonun adını da vereyim; Flash TV- Ankara da oynanan Ankaragücü maçından
sonra konuk olmuştum. Maç 1-1 bitmiş, hakem Tümer in net golünü ofsayt
gerekçesiyle saymamış ve Beşiktaş ikinci yarıdaki ilk puanlarını kaybetmişti.
İşte bu maç sonrası o ekranda o günlerde yönetici olan Erol Kaynar a aynen
şunları söylemiştim: Erol kardeşim, Beşiktaş lig sonuna kadar en fazla üç maç
kazanır... Hayretler içinde kalan Erol dostum lig sonu geldiğinde takımını
tanıyamaz hale gelmişti. Yanılmıştım. Beşiktaş üç değil dört kere kazanabilmişti
ancak!
Neyse, şimdilerde bu defa Fenerbahçe yle Galatasaray
arasında bir Lucescu savaşı sürdürülür hale getirildi. Benim tanıdığım hoca bir
daha Türkiye ye ayak basmaz. Çünkü iddiası doğru çıkmış, Türk futbolu tam da
komünist diktatör Çavuşescu nun dönemini yaşar hale gelmiştir. Yalan mı Atını
orta yerlerde en küçük endişe duymadan oynatan kulüp yöneticilerine hukuku ile,
yasalarıyla, federasyonu ile seyirci kalan benim ülkem değil midir Devlet
mührü taşıyan belgeleri bile hiçe sayarsanız Lucescu size, azap çektiği
yıllarda futbolun yönetim tarzına yakıştırmaz mı Romanya da da o dönemlerde
Steau Bükreş, bizdeki gibi kulüp adamlarının baskısı, entrikaları ile değil,
ama Çavuşescu nun emir ve kontrolü
altında hep şampiyon olmuştur. Yani bizde de sonuçların sahada değil başka
başka yerlerde hazırlandığını işaret etmiştir. İşte Lucescu bunu anlatmaya
çalışmıştır.
Peki, bu Lucescu Türkiye de ne yapmıştır Galatasaray a
gelir gelir gelmez Süper Kupa yı kazandırmış, Emre ve Okan problemini çözemeyen
yönetim yüzünden ligde ikinci olmuş ama Şampiyonlar Ligi nde hem de iki gruplu
oynandığında, ilk gruptan çıkmış, sonra ikinci gruptan da yürümüş ve çeyrek
finalde ise çeyrek finali Real Madrid e elenmiştir. Aynı sezon Ankaragücü ne Ali Sami Yen de
yenilirken bu ülkedeki ilk yazılı kanıtlı teşvik primi dağıtılmış olmasına
rağmen hasıraltına atılmıştır. Hem de devletin önemli bir organının yazılı
raporuna rağmen... Ertesi sezon UEFA Kupası nı kazanmış takımdan tam yedi
oyuncu gitmiş, takım kendi mahallesinde bile tanınmayanlarla kurulmuş ve ama
hoca o takımı lig şampiyonu yaptığı gibi Şampiyonlar Ligi nde yine ilk gruptan
çıkarmış, ikinci grupta da son maçta elenmişti. Sonra Beşiktaş ta yüzüncü yıl
şampiyonluğu yaşamış, UEFA Kupası nda da kulübe tarihinde ilk defa çeyrek final
oynatmıştır. İşte bu hocayı lanetliyoruz. Bu aynı hoca Galatasaray daki ikinci
sezonunda bir ara cebinden 3 milyon doları oyuncularına dağıtmış mıdır Tabii
ki sonra geri almıştır. Acaba bu Lucescu, bir sistemin ancak kanla
gelebileceğini söyleyenlerden daha mı fazla kabahatlidir
Hadi bir de şu Ronaldinho meselesine girelim. Antalyaspor
başkanı öyle anlaşılıyor ki, kentinin turistlerce değil futbol emeklileriyle
ivme kazanacağını kanaat getirmiş. Yani siz başkan; bu emekli Brezilyalının
varlığı ile turistik tesislerin dolup taşacağına mı inanıyorsunuz Ne oldu
Eto o Tamam her şeyini vererek oynadı da, takım kaçıncı oldu Maşrapası var mı
elinde Size bir tavsiyem olacak sayın başkan; Antalya nın eskimiş tesislerine
Ronaldinho itibar etmez... Biraz daha modern ve sabahı edeceği yerler
hazırlayın derim... Vah benim futbolum vah! İngiltere de ki futbolun beşiğidir,
Leichester City diye bir takım şampiyon oluyor, bizde de ne kadar emekli varsa
kafamıza üşüşüyor. Pardon; onların kabahati yok ki! Onları ithal eden zihniyet
spor medyasında alkışa tutularsa, ne yapsınlar ki!