Görmek isteyenler için ABD’nin çirkin suratı ortada ama bazıları ya bilgisizlikten ya da bir takım çıkar hesaplarıyla bu emperyalist ve sömürgeci ülkeyi demokrasi savunucusu ve koruyucusu olarak takdim ediyorlar. Böyle olunca ABD’nin işgali ve işgal ettiği ülkelerdeki katliamları demokrasi uğruna girişilmiş eylemler olarak nitelendiriliyor. Bununla da kalınmıyor bazı ülkelerde ABD desteği ile gerçekleşen darbeler demokrasiyi koruma ve yerleştirme hareketi olarak takdim edilebiliyor. Kısacası sömürgeci ABD ve işbirlikçisi ülkeler kavramların içini önce boşaltıyor sonra kendi istedikleri gibi çıkarlarını koruyucu istikamette yeniden dolduruyorlar. Böyle olunca da demokrasi ve özgürlük kavramları ABD halkı için eşitlik ve refah anlamına gelirken ABD ile aynı çuvala girme yanlışını sergilemiş yandaş ülkelerde ise bu kavramlar darbelerin, katliamların gerekçesi olabiliyor. Eğer böyle olmasaydı ülkemizde yaşanmış darbeler öncesi darbeciler ABD’ye gidip onay alırlar mıydı Bunun son örneği Mısır’da yaşanmadı mı Halkın seçtiği insanlar darbe ile görevden uzaklaştırılmadı mı Buna rağmen ABD ve yandaşlarının ağzından bir kere olsun Mısır’daki gelişmeleri darbe olarak nitelendiren çıktı mı Bırakın darbe olarak nitelendirmeyi ve yanlış olduğunun söylenmesini Mısır’daki darbecilerden çok ABD sorumluları bu darbeyi makul ve meşru gösterebilmek için tüm dünyayı aptal yerine koymak anlamına gelebilecek gerekçeler üretmeye çalışıyorlar. Böyle olmasaydı ABD Dışişleri Bakanı Kerry, “Mısır’da devrimi gençler yaptı Müslüman Kardeşler (İhvan) çaldı” gibi bir cümle kurabilir, böylesine küstahlaşabilir, dünyayı hiçe sayabilir miydi
Kerry’ye göre Mısır’da Mübarek’i gençler devirerek bir devrim gerçekleştirmiş ama İhvan bu devrimin üzerine oturmuş. İyi de İhvan iktidara seçim yoluyla gelmedi mi Şimdiki darbeciler gibi iktidara el mi koydu Saçmalığın, mantıksızlığın böylesine insan söyleyecek söz bulamıyor. Daha doğrusu söyleyecek çok söz var da edebim izin vermiyor. Kerry’nin açıklamalarına bakarsanız Mısır’da sokaklara sadece gençler inmiş, tek başlarına Mübarek’i iş başından gençler uzaklaştırmışlar. Diyelim ki böyle. Gençlerin çizgisi ile İhvan’ın çizgisi örtüşmemiş olsaydı devrimin arkasından yapılan ilk seçimde İhvan iktidara gelebilir miydi Mübarek’i iş başından uzaklaştıran gençler aynı tavrı İhvan’a karşı da sergilemez miydi Böyle ABD’nin darbe yaptırmasına gerek kalır mıydı Kaldı ki şu anda darbecilere karşı meydanları dolduranlar ile Mübarek’i devirenler genci, yaşlısı, kadını ve çocuğu ile aynı insanlar. Yani devrim öncesi meydanları dolduranlar ile bugün meydanları boşaltmayanlar aynı fikrin ve inancın mensupları. Ne var ki, İhvan çizgisi ABD’nin içine sinmediği, bölgemizdeki planlarına ters düştüğü için Kerry, Mısır’daki gençlik ile onların babalarını farklı yerlere koymayı tercih ediyor.
Aslında bu kadar söze bile gerek yok… Geçtiğimiz haftalarda Kahire’ye giden Kerry’nin demokrasi yolunda ilerledikleri(!) için darbecileri tebrik etmesi bile her şeyi doğru anlamak için yeterlidir. Yani halkın seçtiklerine karşı darbe yaparak demokrasiyi rafa kaldırılanları Mısır’da demokrasi yolunda adım atıyorlar diye tebrik etmek galiba sadece sömürgeci emperyalistlere ait bir mantık ve utanmazlık örneği olsa gerek. Çünkü “Mısır’da darbeyi gençler yaptı İhvan çaldı. Şimdi de darbeciler demokrasiyi yerleştirmek için adım atıyorlar’ diyebilmek mantıksızlıkla birlikte utanmazlık ve kendilerini akıllı sanarak tüm dünyayı aptal yerine koymak demektir.
ABD’nin mantığı ve tavrı budur ama bu tavra ve mantığa destek veren bazı Müslüman ülkelerin yöneticilerini nasıl nitelendirmek gerekir Bu soru üzerinde ciddi olarak düşünmek ve ona göre tavır belirlemek gerekiyor.