son on bir yılda Türk sporu ve futboluna bir bakın, sonuçta kocaman bir sıfır bulacaksınız. Bu kadar tüyü bitmemiş yetimin, çocukların parasının nasıl yok olduğunu göreceksiniz.
Bu yıllarda Haluk Ulusoy’dan sonra yapılan operasyonlarla tek adam dönemi başlatılmış, belirlenen kişinin dışında adı seçim ama içeriği atama olan bir yönetimle önce rahmetli Hasan Doğan, arkasında veliahdı Mahmut Özgener, yine aynı gurubun çalışmalarıyla Mehmet Ali Aydınlar ve sonuncusu da Yıldırım Demirören oldu.
Bu süreçte Bakanlarımız da ihmal edilmedi. Mehmet Ali Şahin, Murat Başeskioğlu, Faruk Özak ve Suat kılıç. Tüm bunlara bakıyorsunuz Suat Kılıç’ın Mersin’deki Akdeniz Oyunları’nın zamanında yetiştirilmesinin haricinde ortaya koyduğu hiçbir şey yok.
Türk futbolu ve sporunun geleceği adına atılan fazla adımlar bulamazsınız. Onla tartış, bunla tartış, şike, teşvik, dopingle sevimsiz hale gelen sporumuzda birçok yönetici de sevilmeyen isimlerin arasına girdi.
Başarının ne demek olduğunu unuttuğumuz bir ortamda, Futbol Federasyonu’nun Fatih Terim’le yaptığı uzun vadeli anlaşmayla, bir kere daha gün yüzüne çıkan sorunların nasıl aşılacağı merak konusu.
Yıldırım Demirören tutumları ve davranışlarıyla Beşiktaş’ı öyle bir çıkmaza sokmuştu ki, taraftar, Biz kurtulduk, Allah Türk futbolunun yardımcısı olsun’ pankartını asmıştı. Şimdi hangi akıla uygun olarak Terim’le 5+2 anlaşması yapıyor anlamıyorum. Hazırlık maçından sonra basın toplantısına katılmadan baba ocağına giden, işini ciddiye almayan Terim’le bu sürenin fazla süreceğini tahmin etmiyorum.
Ama Türk futbol tarihinde çalıştırdıkları hocalarına beceriksizliklerinden dolayı en çok tazminatı ödeyen kulüp Beşiktaş. Başkanlığını yapan da Yıldırım Demirören. Aynı işi bu sefer de Demirören Türk futbolunun başına yapacak. Yarın gitse Terim’in tazminatını kim ödeyecek Terim de ben bu tazminatı almam demez. Yıldırım Demirören’in 7 yıllık garantisi var mı ki Terim’le 7 yıl anlaşma yapıyor. Ama olsun nasıl olsa kendi ceplerinden bir lira para çıkmıyor, ya kulüpler zor durumda kalıyor, ya da Federasyon. Zaten bu sistemleri düzeltecek bir Allah’ın kulu da bulunmuyor. Ama başta ben olmak üzere, çocuklarımızın, yakınlarımızın, bu milletin parasını çarçur eden, kendilerine maddi, manevi çıkar sağlayan hiçbir insana hakkımı helal etmiyorum, sizler de etmeyin.
LOKMAN KÖSE