İran’da ahlâk polisinin başörtüsü kurallarına uymadığı için gözaltına aldığı 22 yaşındaki Mahsa Amini, gözaltı sırasında fenalaşmış ve hastaneye kaldırılmıştı. Amini, geçirdiği kalp krizi nedeniyle hayatını kaybetmişti. Mahsa Amini’nin vefatının ardından İran’da protesto gösterileri düzenlenirken yaşanan olaylar ciddi boyutlara ulaşmıştı. Amini’nin 17 Eylül’de memleketi Sakkız kentindeki cenaze töreni sonrasında başlayan gösteriler, ülkenin birçok kentine yayılmıştı. Söz konusu olayların ardından açıklamada bulunan İran lideri Ayetullah Ali Hamaney, Amini’nin ölümünün ‘acı bir hadise’ olduğunu belirtirken protestoların planlanmış olduğunu ve “sıradan İranlılar” tarafından düzenlenmediğini dile getirmişti. Hamaney, “Bu isyanlar ve güvenlik sorunu meydana getirme ABD ve Siyonist ( İsrail) rejiminin bir projesidir. Onlardan maaş alan ve yurtdışındaki bazı İranlı hainler onlara yardım ettiler” ifadelerini kullanmıştı.
İRAN’DAKİ OLAYLARIN ARKASINDA ABD VE İSRAİL Mİ VAR?
İran lideri Hamaney, geçtiğimiz günlerde, başkent Tahran’daki İmam Hasan Mücteba Subay ve Polis Eğitim Üniversitesi’nde düzenlenen silahlı kuvvetler öğrencilerinin ortak mezuniyet törenine katılmış ve Mahsa Amini’nin hayatını kaybetmesinin ardından yaşanan protesto eylemlerine dair açıklamalarda bulunmuştu. Batılı güçlerin İran’ı rejim muhalifleri üzerinden parçalamayı hedeflediklerini kaydeden Hamaney, “İran’a saldırma ve rejimi değiştirme amacında değiliz açıklaması yapan düşmanların gizli hedefi, ülkede isyan çıkarıp, güven ortamını yok ederek bazı heyecanlı tipleri tahrik etmektir” demişti. Gösterilerde emniyet güçlerine yönelik saldırılara ve bazı İranlı sanatçı ve sporcuların göstericileri destekleme yönündeki açıklamalarına da değinen Hamaney, “Silahlı kuvvetler aleyhindeki girişimler ülke güvenliğine yapılmış demektir. Polis karakollarına, Besiç (milis güçleri) karargâhına saldıranlar veya İran Ordusu veya Devrim Muhafızları Ordusu’na sözlü saldırıda bulunanlar ülkenin güvenliğine saldırmışlardır” şeklinde konuşmuştu.
ABD VE İSRAİL, OLAYLARI KULLANMAYA ÇALIŞIYOR
İranlı gazeteci Masoud Sadr, Mahsa Amini’nin vefatının ardından İran’da yaşanan olaylara ilişkin olarak Millî Gazete’ye değerlendirmelerde bulundu. Ülkede özgürlüklerin kısıtlanması noktasında belirli vakalar olduğunu kaydeden Sadr, dış bağlantılı oluşumların yaşanan protesto eylemleriyle ilişkili olduğunu da belirtti. Sadr, konuya ilişkin olarak, “İran’daki mevcut şartları kullanarak ABD ve İsrail’in piyonluğunu ve uşaklığını yapan gruplar var. Bu gruplar olaylara dâhil oluyorlar. ABD, İsrail ve ülke içindeki muhalifler bu olayları kullanmaya çalışıyor. Amaçları İran’daki rejimi yıkmak” ifadelerini kullandı.
İÇ VE DIŞ MİHRAKLAR, REJİMİ YIKMANIN PEŞİNDE
Mahsa Amini’nin hayatını kaybettiği olaya ilişkin açıklamalarda bulunan Masoud Sadr, “Olaylar, bir kız çocuğunun ölümü ile başlıyor. Bu konuda kız çocuğunun dövülerek öldürüldüğü yönündeki bilgiler yalan. Bahsi geçen kız çocuğu kalp krizi geçirerek vefat ediyor” diye konuştu. İran İslam İnkılabı’nı canı gönülden destekleyen biri olduğunu belirten Sadr, ülkede kişisel özgürlüklerin kısıtlanması noktasında belirli durumlar olduğunu da söyledi. İnsanların özgürlüklerine müdahale edildiğini, sosyal medya alanında da ciddi kısıtlamalar olduğunu kaydeden İranlı gazeteci, bu durumun insanları kızdırdığını ve yıprattığını da dile getirdi. Masoud Sadr, insan hakları kısıtlamaları olmasına rağmen dış ve iç mihrakların yaşanan olayları kullanarak rejimi yıkma amacı taşıdığını da sözlerine ekledi.
İRAN’DAN BORRELL’İN “IRKÇI” İFADELERİNE TEPKİ
İran, Avrupa dışındaki dünyayı “potansiyel olarak şiddet içeren bir orman” şeklinde niteleyen Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’e tepki gösterdi.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, yaptığı yazılı açıklamada, “Bahçe-orman metaforu, Batı’ya işgal hakkı veren tamamen kabul edilemez bir sömürge zihniyetinden kaynaklanmaktadır” ifadelerini kullandı. Kenani, “O dönem çoktan sona erdi. Çok kutupluluk kapıda. AB’nin gerçekleri benimsemesi gerekiyor aksi takdirde düşmeye devam edecektir” değerlendirmesinde bulundu. AB Yüksek Temsilcisi Borrell, 13 Ekim’de yaptığı bir konuşmada, “Avrupa’nın bir bahçe ve dünyanın çoğunun da bir orman olduğunu ve ormanın bahçeyi istila edebileceğini söylemişti. Borrell’in açıklaması Avrupa’ya yönelik “yeni sömürgecilik” ve “ırkçılık” suçlamalarına neden olmuştu.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Borrell’in “ırkçı” ifadelerine tepki olarak, AB heyetinin ülkedeki misyon şefi Emil Paulsen’i dün Dışişlerine Bakanlığı’na çağırmıştı.





