İğne: Çocukların korkulu rüyası...
Sadece çocukların mı?
Çoğu büyüklerin de korkulu rüyası...
"Ben hiç korkmuyorum" diyenlerimizin bile gördüğümüzde şöyle bir çekindiğimiz bir obje iğne olmak...
Şimdi bu konuda yeni haberler ve yeni gelişmeler var!
Bilim dünyası, aşıların uygulanma ve dağıtılma şeklini kökten değiştirebilecek sıra dışı bir gelişmeye tanıklık ediyor.
Ulusal Kanser Enstitüsü bünyesinde çalışmalarını sürdüren virolog Chris Buck ve ekibi, bira yapımında kullanılan geleneksel mayaları kullanarak aşı bileşenlerini vücuda ulaştırmanın yenilikçi bir yolunu keşfetti.
Bu yöntem, gelecekte aşıların sadece bir bardak içecekle veya kolayca yutulabilen bir kapsülle alınabilmesinin önünü açıyor.
Mayanın en büyük avantajlarından biri de çok hızlı ve ucuz bir şekilde çoğaltılabilmesidir.
Mevcut aşı üretim tesisleri yüksek maliyetli ve hassas ekipmanlar gerektirirken, maya üretimi halihazırda dünya genelinde kurulu olan bira fabrikalarındakine benzer bir altyapıyla gerçekleştirilebilir.
Uzmanlar, Chris Buck tarafından yürütülen bu deneylerin başarılı olması durumunda, aşı üretiminin demokratikleşeceğini ve çok daha geniş kitlelerin modern tıbbın imkanlarından faydalanabileceğini vurguluyor.
Laboratuvar ve hayvan deneyleri aşamasında olan bu teknoloji, özellikle mukoza bağışıklığı sağlama konusunda büyük umut vaat ediyor.
Ağız yoluyla alınan aşılar, virüslerin vücuda girdiği ilk nokta olan ağız ve boğaz bölgesinde güçlü bir savunma hattı oluşturabiliyor.
Bilim insanları, bu yöntemin sadece virüslere karşı değil, farklı enfeksiyon hastalıklarına karşı da uyarlanabileceğini belirtiyor.
Önümüzdeki yıllarda yapılacak klinik testler, bira mayasının tıp tarihindeki yerini bir kez daha sağlamlaştırabilir.
AŞI NEDİR?
Bir enfeksiyona karşı bağışıklık sağlamak için hazırlanmış, vücuda çeşitli yollarla verilen biyolojik ürünlere aşı denir.
Aşı, insanları hastalıklardan ve hastalıkların neden olduğu sonuçlardan koruyabilmek için sağlam ve risk altındaki kişilere uygulanır. Vücut bu şekli ile kendisine zarar vermeyen mikrop ya da toksinleri tanır ve onlara karşı bir savunma geliştirir. Böylece vücut mikropla karşılaştığında önceden geliştirdiği savunma sistemini kullanarak mikropla savaşır ve kişi hastalığa yakalanmaz. Bu kişi artık o hastalığa karşı bağışıktır. Oluşan bağışıklama genellikle ömür boyu vücutta kalır ve hastalık etkeni ile karşılaşınca onu etkisiz kılmak için savaşır.
Bağışıklama, aşıyla önlenebilir hastalıkların ve ölümlerin önlenmesi açısından en önemli toplum sağlığı müdahaleleri arasında yer almaktadır. Aşılanarak bağışık hale gelmiş bireylerin oluşturduğu toplumlarda hastalıklar, salgınlar görülmez.
AŞILARIN ETKİ MEKANİZMASI NASILDIR?
Mikroplar hem çevremizde hem de vücudumuzda yani her yerdedir. Bir kişi duyarlı olduğunda ve zararlı bir organizma ile karşılaştığında bu durum hastalığa ve ölüme yol açabilir.
Vücudun kendisini mikroplara karşı savunmasının birçok yolu vardır. Deri, mukus ve silyalar (mikropları akciğerlerden uzaklaştıran hareketli mikroskobik tüycükler) mikropların vücuda girmesini ilk etapta önlemek için fiziksel engeller olarak çalışır.
Bir mikrop vücuda bulaştığında vücudumuzun bağışıklık sistemi adı verilen savunması tetiklenir. Mikrop, saldırıya uğrar ve yok edilir.
Mikrop; vücutta hastalığa neden olabilen bir bakteri, virüs, parazit veya mantardır. Antikor oluşumuna neden olan bir mikrobun alt parçasına antijen denir. Mikrobun antijenine yanıt olarak üretilen antikorları, vücudumuzun savunma sistemindeki askerler olarak düşünebilirsiniz. Sistemimizdeki her antikor veya asker, belirli bir antijeni tanımak üzere eğitilmiştir. İnsan vücudu bir mikroba ilk kez maruz kaldığında bağışıklık sisteminin yanıt vermesi ve ona özgü antikorları üretmesi zaman alır. Bu arada kişi hastalanmaya yatkındır. Antijene özgü antikorlar üretildikten sonra mikrobu yok etmek ve hastalığı durdurmak için bağışıklık sisteminin geri kalanıyla birlikte çalışır.
Bir mikroba karşı oluşan antikorlar genellikle başka bir mikroba karşı koruma sağlamaz, o mikroba özgüdür. Vücut, bir antijene ilk tepkisinde antikor ürettikten sonra antikor üreten bellek hücreleri oluşturur. Vücut aynı mikroba birden fazla kez maruz kalırsa antikor yanıtı ilk seferden çok daha hızlı ve etkilidir çünkü bellek hücreleri bu mikroba karşı antikorları dışarı pompalamaya hazırdır.
Bu, eğer kişi gelecekte mikroba maruz kalırsa bağışıklık sisteminin hastalığa karşı koruyarak anında tepki verebileceği anlamına gelir.
AŞILAR VÜCUDUMUZA NASIL YARDIMCI OLUR?
Aşılar, vücutta bağışıklık sistemini uyaran belirli bir organizmanın (antijen) zayıflatılmış veya etkisizleştirilmiş kısımlarını içerir. Yeni aşılar, antijenin kendisinden ziyade antijen üretme planını içerir. Aşı uygulanan kişide, bu zayıflatılmış versiyon hastalığa neden olmayacak ancak bağışıklık sistemini mikroba verilen ilk tepkide olduğu gibi çok fazla tepki vermesi için harekete geçirecektir.
Bazı aşılar, haftalar veya aylar aralığında verilen birden çok doz gerektirir. Bu, bazen uzun ömürlü antikorların üretimine ve bellek hücrelerinin gelişimine izin vermek için gereklidir. Bu şekilde vücut, hastalığa neden olan belirli bir organizma ile savaşmak için eğitilir ve gelecekte maruz kaldığında hızla savaşmak için hafızasını oluşturur.
---





