Herkes hükümeti kimin kuracağını merak ediyor. Ayrıca, bir erken seçim olup olmayacağı da en çok konuşulan konular arasında.

Seçim öncesi iktidar yanlıları koalisyon hükümetlerinin ülkeye verdiği zararlardan söz ederlerdi. Şimdi ise, “Milleti hükümetsiz bırakmayız” gerekçesini ifade ederek farklı şeyler söylüyorlar. Yeni dönemde her gün farklı senaryolar ileri sürülüyor; kim kiminle koalisyon kuracak Davutoğlu mu Başbakan olacak, Kılıçdaroğlu mu Yoksa Ahmet Davutoğlu Başbakan, Kemal Kılıçdaroğlu Başbakan Yardımcısı mı olacak AK Parti MHP’yi mi yanına alacak HDP’yi mi Veya; AK Parti dışındaki partiler mi bir araya gelerek bir koalisyon kuracaklar

Bu arada partilerin kırmızı çizgileri olduğu, kimin hangi şartları ileri sürdüğü filan da konuşuluyor. Ama tecrübeyle sabittir ki, iş hükümet kurmaya gelince birbirine taban tabana zıt olan partiler dahi bir araya gelebilirler. Belki önce olmazlar denenecek; yani, zoraki birliktelikler oluşturulmaya çalışılacaktır. İş adamları böyle istiyor veya filanca kesim arzuluyor diye bazı senaryolar devreye sokulacaktır. Bu maksatla yan yana gelmesi düşünülemeyen partilerden bir hükümet formülü üretilecektir.

Kim ne derse desin, birçok meselede olduğu gibi bu konuda da dış tesirler etkili olacaktır.

Mecliste bulunan partiler ne şekilde bir hükümet kurarlarsa kursunlar, bu koalisyonun uzun ömürlü olmayacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bize göre ufukta bir erken seçim gözüküyor. Fakat bazılarının zannettikleri gibi erken seçimden AK Parti kazançlı çıkmayacaktır. AK Parti’nin tek başına iktidar dönemi artık sona ermiştir. Bunu söylerken elbette ki düşünerek ve ne dediğimizi tartarak düşüncelerimizi ifade etmeye çalışıyoruz. Bırakın bundan sonra tek başına iktidara gelmelerini, belki tek parça olarak yola devam etmeleri bile mümkün olmayacaktır. Yıllar içinde oluşan zafiyetler bu partiyi yönetilemez hale getirmiştir.

İşte AK Partinin bazı zayıf yönleri:

1- AK Parti bir Recep Tayyip Erdoğan partisidir. Kurucu genel başkan artık işin başında değildir.

2- Partinin ikinci adamı Sayın Abdullah Gül ile Sayın Tayyip Erdoğan arasındaki anlaşmazlıklar hızla bir ayrılığa doğru yol almaktadır.

3- Parti içinde sevgi-saygı, birlik-beraberlik ve dayanışma anlayışı geliştirilememiştir.

4- Başta adaylıklar olmak üzere, tayin, terfi gibi konularda liyakat değil taraftarlık etkili olmaktadır.

5- Parti mensupları kurucu lider konusunda olduğu gibi, tek başına iktidar olmanın dışında diğer hallere alışkın değiller; şu ana kadar iktidar gücüyle ayakta kalabildiler.

AK Parti bu ve benzeri zayıflıklara sahiptir. Peki, hiç güçlü yanı yok mu bu partinin diye sorulacak olursa belki şu söylenebilir: AK Parti’nin özellikle bir tane güçlü yanı vardı; onu da 7 Haziran’da kaybetti: Tek başına iktidar olması.

Genel anlamda Türkiye siyaseti yeni bir döneme girmiştir. Yeni dönemde tek adamcılık, ben merkezli yönetim usulleri, hizipçilik, klikçilik gibi anlayışlara yer olmayacaktır. Ancak istişareye önem veren, ortak akılla hareket eden, “ben” değil “biz” diyen yapılar başarılı olacaklardır.