Hac, kefen misali bembeyaz giysiler içinde âhiretteki mahşeri hatırlatan, aynı kıyafet içinde zengin-fakir, şehirli-köylü ayırımını ortadan kaldıran, "ben"liği yıkıp "biz"i öne çıkaran, şeytan taşlama, tavaf ve sa y gibi "temsîli" görevlerin îfa edildiği, helal olan bazı şeylerin ihrama girdikten sonra haram kılındığı ve böylece nefis terbiyesi, irade ve sabır eğitiminin yapıldığı, yüz binlerle birlikte ALLAH Teâlâ ya açılan ellerin boş çevrilmediği, dînî duyguların ihlas ve samimiyetin doruk noktaya çıktığı bir ibadettir.
Hac anlatılamaz, târif edilemez, yaşanır. Kısaca şu kadarını söyleyelim. Hac, bir insanın dünya hayatında yaşayabileceği en saadetli, en hoş, en lezzetli bir hâdisedir. O mübarek hâdisenin her anında herkes "ALLAH! ALLAH!" demekte, kâinatın yaratıcısına teveccüh etmekte. Herkes hızlı adımlarla Harem-i Şerif e gitmekte... Kâ be-i Muazzamâ, -bir başka isimle Beytullah, Cenab-ı Hakk ın binbir ismiyle â zâm derecede tecelli buyurduğu muhteşem bir mekan. İnsan Beytullah ın avlusundan içeri girer girmez, bambaşka bir mekana geldiğini hissetmekte. Şayet farz namazı kılınmıyorsa, Kâbe nin etrafını tavaf edenler kuşatmakta. Tavaf, zahiren bir dönüştür. Ama nasıl bir dönüş Tıpkı moleküllerin çekirdek etrafında, gezegenlerin Güneş etrafında, galaksilerin Şemsü s-Şümûs etrafında, meleklerin Beytü l Mâ mur etrafında dönüşü gibi bir dönüş. Hepsi de aynı istikamette... Yani saatin dönüş istikametinin tersine bir dönüş.
Dönüş Hacerü l Esved den başlayacak. Gerçek ismiyle, "Hacerü l Es ad"dan, yani "En saadetli taş"tan. Niçin en saadetli Çünkü o Cennet ten yadigârdır. Hz. Âdem (A.S.) ın Kâbe yi inşâsı esnasında bembeyaz idi. Sonradan müşriklerin o necis ellerinin dokunuşuyla siyahlaştı ve şimdiki ismiyle "Hacerü l Esved", yani "siyah taş" oldu. Abdullah b. Abbâs (R.A.) den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz:
"Haceru l-Esved, cennetten inmiştir. O, indiği zaman sütten de beyazdı. Onu insanların günahları kararttı." (Tirmizî, Hacc:49, No:877; 3/226; İbn-i Huzeyme, No:2733; 4/219)
Taş ama nasıl taş Tıpkı bir kamera gibi, etrafında dönenlerin ve namaz vakti Kâbe ye yönelenlerin suretini kaydediyor. Haşir meydanında o da bu kaydettiği görüntülerle birlikte şâhit olarak gelecek...
Tavafa Hacerü l Esved i öperek veya mümkün olmazsa ki o izdihamda mümkün olmaz. Zorlamaya da gerek yok. Zira öpmek sünnet, ancak hacılara eziyet vermek haramdır, onun yerine isti lam edilerek başlanılır. Yani avuç içi yukarıya Hacerü l Esved e döndürülerek "Bismillahi ALLAHü Ekber" diye selam verilir ve tavafa başlanılır. Bu selam aynı zamanda biâttır. "Ya Rabbi! Ben Senin kulunum! Ne emretmişsen, baş göz üstüne! İşte kapına geldim. Lebbeyk ALLAHümme Lebbeyk! Buyur ya Rabbi! Şirkin bütün envâını reddediyorum. Senin dinini, Senin kitabını, Senin Resûlünü ve tebliğini kabulleniyorum" demektir. Bu biâtın ardından dönüş başlar. O dönüş, gerçekte Ehl-i Tasavvufun bazen 40 senede kat ettiği mesafeyi katediştir. Yedi şavtın sonunda seyr-i sülûk-i ruhânî tamamlanır. Hacı ister bunun farkında olsun, ister olmasın...