Parçaları ait oldukları bütüne kavuşturan bir zihinsel işleyişi vardır. Cüzleri önemser. Hurufattan kelimelere adım atılmayacağını irtifa edileceğini bilir. Zira kelimelerin de bir miracı vardır. Kelimeler bizi nereye götürür? Ait oldukları cemaate ve toplandıkları camiye. Buna Mermer’in mermeri bile eritebilecek denli kararlı dilinde “cümle” denir. Bana onun yerine konuştuğumu söyleyebilirsiniz. Haklısınız da. Fakat varacağınız yere benim de haklı olduğum taraftan giderseniz ne dediğimi daha iyi anlayacaksınız.

Kelimelerin miracına çıkmadan önce künhüne iniyor

Sait Mermer bir eczacı. Bu onun sadece mesleki tarafı değil aynı zamanda suluk ettiği, kelimelerle kurduğu ilişkiyi belirleyen yanı. Bütünden cüze inen bir idrakin eczasından bahsediyorum. Bu idrak insanı en sonunda ‘ İsa’nın Yamalı Gömleği’ ile buluşturur. Kadim İslam düşüncesi ile ilgili okumaları olan biri Mermer. Kelimelerin miracına çıkmadan önce künhüne iniyor. “Künh”e oldukça labirentli, virajlı yollardan ulaşsa da ulaştığı yer aydınlık. Yazmakla yaşamak arasındaki ünsiyeti bu yolculuktan edindiği deneyime borçlu. Ömür denilen sürecimiz boşluğa saçılmış harfler gibidir. O bunu daha evden sokağa adım atar atmaz ifade eder: ‘ Her insanın hayat bütünü içindeki her ânı, yazdığı kitabın harfleri gibidir. İnsan hayat kitabını yazarken kendine ait anlamın tuğlalarını bu harflerden örer”. Ömrünü yedeğinde taşıyarak bir kitaba yürümek bu olsa gerek. Hayatla tabiat, tabiatla kelimeler arasındaki kader birliğini göz ardı ettiğimizde varacağımız bir yer de yoktur doğrusu. Yazmakla yaşamak arasında düalizmi kaldırdığımızda adrese daha ulaşılır. Kuran bu anlamda nebilerin ve Hz. Muhammed’in yaşadığı hayatın dizgesidir.

Modern İslamcı Düşünce

Sait Mermer’in dili batini tasavvuf dilini çağrıştırsa da o Hurufilik tuzağına düşmeden harflerin gövdeleri değil ruhları üzerinden hakikate yürüyor. Modern kavramların geçirdiği bunalımı da bu zaviyeden değerlendiriyor Mermer.  Modern İslamcı Düşünceyi modern dünyanın saldırısına göğüs germek için evden çıkan fakat bir daha da evine dönemeyen bir serüven olarak görüyor. Modern İslamcı Düşünce evinin yolunu bulamamıştır, çünkü Hira’sını kaybetmiştir. Batı nasıl Hz. İsa’ya  arkadan saldırarak varlık gömleğini parçalamış ve kırk yama halinde felsefe ve bilim papazlarının sırtında görücüye çıkarmışsa Modern İslamcı Düşünce de bu gömleğe duyduğu hayranlığı Batıya duyduğu muhalefet saikinin oluşturduğu panikle sırtına ters geçirme tuhaflığına düşmüştür.

Düşüncenin Kalbini Yarmak

İsa’nın Yamalı Gömleği kitabı öyle çay kahve okunacak bir kitap değil. Yazarın kitaba koyduğu başlıklar bir anlamda okuyucuya metot ve izlek oluşturuyor. “Düşüncenin Kalbini Yarmak” başlığı tam da böyle bir izleğe işaret etmektedir. Tarih, tabiat, insan ve kutsal kitaplar arasında kurulan bu zihinsel mukarenet okuyucuyu yeni ve bütüncül bir okumaya davet ediyor. Zira modern hayat insanlara hakikat arayışıyla neticelenecek bir okuma biçimini unutturmuştur. Parça ile bütünün arasına girmiş ve kutsal ile insan arasındaki rabıtayı berhava etmiştir. Özellikle birinci bölümdeki yazılar (Şeytan Arabası, Batının Savaş Makineleri, İnsana Yabancı Şehir, Metnin İmanı, İnsan Bilinmez Allah Bilinir..vb) okunduğunda okuyucu cins bir kafayla karşı karşıya olduğunu hissettiriyor.  ‘Modern Müslüman Aklının Eleştirisi’ başlığı altında bir araya getirilen ikinci bölümdeki yazılarda ise günümüzde yüksek sesle konuşulup tartışılan Fıkhi ve Kelami  meselelere yeni bir çözümsel bakış açısı getirilmiş.  Yazar meselelere başlangıç ile geldiği yer arasındaki mesafeyi göz önünde bulundurarak kopuş noktası üzerinden yaklaşmayı deniyor. Öze inerek biçimlendirici bir yöntemle yapıyor bunu. Kuran-Sünnet bağlamındaki avami tartışmalara biçimlendirici bir derinlik kazandırıyor. Sait Mermer geleneği modern bir dille ama yine geleneksel bir içerik ve korelasyonla düşünce dünyamızın konusu haline getiriyor. Dili sürükleyici olduğu kadar süründürücü, yani okuyana konfor bahşetmiyor. Sana derim ki ey okur, bırak beni, iyisi mi sen bu kitabı kendin oku! Çünkü sadece okuyanı yaralar düşünce yayından fırlayan bu kitap oku!

Hüseyin AKIN

Muhabir: Haber Merkezi