Örnek yaşantısı ve hadisleriyle insanlığa rehber olan iki cihan güneşimiz Peygamber Efendimiz S.A.V, hayatımızın her alanında olduğu gibi ticaretin de temel prensiplerini ortaya koymuş alıveriş yaparken uyulması gereken konusundaki kuralları sıralamıştır.
Müslümanlara düşen Peygamber Efendimizin (S.A.V.) koyduğu prensipler doğrultusunda ticaretlerini helal yollardan yapmak ve kazançlarına haram karıştırmamak olmalıdır. Efendimiz (S.A.V) bir hadisinde mealen, aldatan, hilekâr tacirler kıyamet gününde kabirden günahkâr olarak kalkacaklardır buyuruyor. İyiler ve doğrular ise bunun dışındadır. Yine Peygamber Efendimiz bir başka hadisi şerifte mealen ise şöyle buyuruyor: Dürüst ve güvenilir tacirler kıyamette “Peygamberler, sıddıklar ve şehitlerle” beraber olacaktır.
Peygamber Efendimizin (S.A.V.) ticaret konusundaki bazı hadis-i şerifleri şöyle:
Bir Müslüman’ın pazarlığı üzerine pazarlık yapmak doğru değildir, alış veriş tahakkuk etmişse bunun üzerine bozucu bir teşebbüs doğru değildir. (Müslim)
Müşterileri kızıştırarak piyasayı yükseltmek ve pahalılık meydana getirmekten kaçınmak gerekir. (Müslim)
Müstahsilin (üretici) malı, henüz pazara- çarşıya intikal etmeden ucuza tarlada kapatılmamalıdır. (Buhari)
Ticari hayat doğruluk esasına göre yürütülmelidir, yalandan kaçınılmalı, söz verilince durulmalı, bir şey emanet edilince emanet yerine getirilmeli, asla hıyanet edilmemelidir. (Buhari)
En hayırlı kazanç, kişinin kendi el emeğiyle kazandığıdır, çalışmak esas olmalı, asalak olmaktan kaçınılmalıdır. (Buhari)
TİCARETTE KARŞILIKLI GÜVEN ESAS OLMALIDIR
Ticarette en önemli hususlardan birisi de güvendir. Peygamber Efendimiz yine bir hadisinde mealen şöyle buyuruyor: Alışverişte karşılıklı güven esas olmalıdır. Satılan mal ile alakalı gerçekler gizlenemez, olduğundan farklı gösterilemez. Dürüstlük bereket vesilesi, sahtekârlık ise bereketlilik vesilesidir. (Buhari)
Zengin tacir, takva sahibi olmalı, Allah’tan (C.C.) gereği gibi korkmalı; dini, içtimai, mali mesuliyetlerinin icabını yerine getirmelidir. Zekâtını vermeli, yoksulları görüp gözetmeli, hayır hasenatı eksik etmemelidir. ( Müslim)
Borç, keyif için değil bir ihtiyacı gidermek için alınmalıdır. Borcun zamanında ödenmesi esas olmalıdır, darda kalan iyi niyetli borçluya mühlet vermek büyük sevaptır. (Buhari)
Yalan yere yemin ederek malın sürümünü arttırmak isteyen, neticede kazancına haram katmış olur ve kazancının bereketi gider. (Ahmet b. Hanbel)
TERAZİDE HİLE YAPMAK MİLLETİN HELAKİNE SEBEPTİR
Rızkın temininde, iş hayatında, ticari hayatta helal yoldan ayrılmamak icap eder. (İbn Mâce)
Yanında işçi çalıştıran kişi, emeğinin hakkı ne ise hemen ödemeli. Hadiste bu: “alnının teri kurumadan” diye belirtiliyor. (İbn mace)
Terazide eksik tartmak, ölçüde yanlış ölçmek milletin helakine sebeptir. Yani ölçü ve tartıda eksiklik, ticari hayatın tefessühüne ve bu da içtimai hayatın bozulmasına sebeptir. (Tirmizi)
Bir malı ucuzken alıp kasıtlı olarak piyasaya sürmemek ve ancak pahalılaşınca ortaya çıkarmak veya halkın ihtiyacı olan malı piyasadan toplamak yasaktır. Bunu yapan kişiler lanetlenmiştir. (İbn Mâce)
Yapılan işi sağlam yapmak ve bir işin başarılmasına kadar dikkatli çalışmak esas olmalıdır. Mesai dolsun, vakit geçsin diye zaman harcanamaz, kişi başkasının işinde çalıştığında bile kendi işi gibi titiz ve itinalı hareket etmelidir.
Şartlar ne olursa olsun çalışmak esas olmalıdır. Peygamber Efendimizin (S.A.V) şu hadisi bu açıdan çok manalıdır: “Sizden birinizin sırtına bir demet odun yüklenip- bu suretle kazancını sağlaması- birine el açıp dilenmesinden daha hayırlıdır. (Buhari, Müslim, Tirmizi)




