Bilgisayar, internet, 5G, robotlar ve Yapay Zekâ…
Son 35 yılda inanılmaz hızla gelişen teknoloji. Önce, gençlerin hayal etmekte zorlanacağı bir manzarayı hatırlatayım.

2000’li yıllar: 56K modemlerle internete bağlanmaya çalışılırdı. Saniyede ancak 56 KB veri işlenebiliyordu; bir fotoğrafı indirmek dakikalarca sürebilirdi.

2020’li yıllar: Dün bir fotoğrafı indirmek için dakikalarca beklerken, bugün evimizden yüzlerce kişinin aynı anda katılabildiği video konferanslar yapabiliyoruz.

Ve şimdi: Yapay Zekâ, insan gibi düşünebilme özellikleri kazandırılmaya çalışılan makineler.

Kısa bir fragman izledik; teknoloji durup dinlenmeden ilerliyor. Ancak teknoloji geliştikçe, sahtekârlık yöntemleri de aynı hızla evriliyor. Öyle sofistike dolandırıcılık örnekleriyle karşılaşıyoruz ki, bazen bu teknolojilere hâkim insanların bile kolayca kandırılabildiği görülüyor.

Geçtiğimiz hafta bahsettiğimiz İtalya’da çıkarılan Yapay Zekâ yasası, tam da bu noktaya işaret ediyor. Bu yasa, yapay zekâ kullanılarak gerçekleştirilebilecek sahtekârlıklara ciddi yaptırımlar getiriyor. Özellikle de deepfake denen yöntem için hapis cezası öngörülüyor.

Peki, deepfake nedir?

Yapay zekâ araçlarına sesinizden kısa bir örnek dinletildiğinde, sizin bile ayırt etmekte zorlanacağınız derecede gerçekçi ses kopyaları üretilebiliyor. Ayrıca yüzünüz başka birinin yüzüne aktarılabiliyor; hem sesiniz hem görüntünüz kullanılarak, sizin konuştuğunuz izlenimi veren videolar oluşturulabiliyor. Böylece sesiniz ve yüzünüz kullanılarak gerçeğinden ayırt edilemeyecek video ve ses kayıtları üretilebiliyor.

Şaka ya da eğlence maksadıyla yapılan denemeler belki zararsız gibi görülebilir. Ancak işin ciddiyeti şu: Bir seçim sabahı telefonunuza parti başkanınızın konuşmasını andıran bir video gelebilir ve seçmeni farklı yönlendirebilir. Ya da bir ünlünün görüntüsü veya sesi, bambaşka amaçlarla kullanılarak insanları yasal olmayan uygulamalara yönlendirebilir. Size kızan bir çalışanınız, dostunuz sizin hoşunuza gitmeyecek ifadelerle sizin videolarınızı oluşturabilir.

Dünya çapında ses getiren ilk örneklerden biri 2016 Amerikan seçimlerinden sonra yaşandı. ABD Başkanı Trump’ın “fake news” (yalan haber) kavramını gündeme taşımasının ardından, sosyal medyada yayınlanan eski başkan Barack Obama’nın deepfake videosu tüm dünyada yankı uyandırdı. Videoda Obama’nın ağzından, “Başkan Trump tam bir ahmak” cümlesi çıkmış gibi gösterildi. (1)

Bir diğer çarpıcı örnek 2019 yılında yaşandı. Finansal suçlar için adeta yeni bir sayfa açan bu olay, türünün ilk örneklerinden biri olarak kabul ediliyor. Dolandırıcılar, bir Alman enerji şirketinin patronunun yapay zekâ ile kopyalanmış sesini kullanarak İngiltere’deki bir yan kuruluşun başkanını aradı ve tam 220.000 avro dolandırdı. (2)

Amacımız, Bilinçlenmek

Amacımız sizleri bilinçlendirmek. Çünkü bu teknolojiler artık hayatımızın tam ortasında. Sosyal medya ortamlarında sık sık yapay zekâ ile hazırlanmış bir sanatçı ya da bir futbolcunun görselleri hızla yayılabiliyor. Birinin Müslüman olduğuna, bir başkasının sizin dünya görüşünüze göre açıklamalar yaptığına dair görüntüler önünüze düşebiliyor.

Evet, kimi zaman bunlar mizah amaçlı hazırlanıyor. Ancak ne yazık ki paylaşan kişilerin büyük bölümü buna inanarak paylaşıyor. Ve bu da toplumsal algının manipüle edilmesi açısından ciddi bir risk oluşturuyor.

Peki Ne Yapmalıyız? Basit Ama Etkili Tedbirler

  • İzlediğiniz bir video veya görselin doğruluğunu mutlaka teyit edin. Bunun için doğrudan o kişinin resmi sosyal medya hesaplarına gidip kontrol edin.
  • Kurumsal olmayan numaralardan arandığınızda kesinlikle kişisel bilgilerinizi paylaşmayın.
  • Resmî bir yetkili olduğunu söyleyen kişilerin kimliğini doğrulamadan hiçbir işlem yapmayın.
  • Sosyal medyada karşınıza çıkan bir siyasetçi veya ünlünün videosuna, doğru kanallardan gelmediği sürece inanmayın.

Devlete ve Kurumlara Düşen Görev

Bu noktada devlet yetkililerimize de önemli görevler düşüyor. İtalya’daki yasa örneğinde olduğu gibi, deepfake ve benzeri yapay zekâ sahtekârlıklarına yönelik caydırıcı cezaların gündeme alınması gerekiyor.

Aynı şekilde sivil toplum kuruluşlarının ve diğer kurumların da hizmet içi eğitimlerle toplumu bilinçlendirmesi, gençleri bu yeni nesil tehditlere karşı uyarması şart.

  1. Dijital Çağın Yeni Tehlikesi “Deepfake” , Dr. Mustafa Evren Berk, Uluslarası Toplum Araştırmaları Dergisi
  2. https://www.icaew.com/insights/viewpoints-on-the-news/2025/jan-2025/how-to-guard-against-voice-cloning-and-deepfake-scams?utm_source=chatgpt.com