Hem imtihan gereği hem de dünya hayatının devamı için

insanlar, cinsiyet, kabiliyet, fiziki ve diğer özellikler gibi birçok konuda

farklı yaratılmışlardır. Evlenip birbirini tamamlasınlar diye insanları

kadın-erkek diye yaratan Allah tır. Birbirlerinin işlerini görsünler diye

farklı meslekleri öğreten, insanlara farklı yetenekler veren de Cenâbı

Mevlâ dır. İnsanlar tanışıp kaynaşsınlar, birbirlerinin eksikliklerini

tamamlasınlar diye farklı milletler var eden de O dur. Şu halde;

1. Türk, Kürt olmak hatta Hıristiyan veya Müslüman olarak

doğmak bizim elimizde olmadığı için bunda ayıplayacak ya da utanacak bir durum

yoktur. Aslolan nerede olduğumuz/nerden geldiğimiz değil ne yaptığımız ve ne

yapacağımızdır.

2. Nerden geldiğimizle övünemeyiz. Fakat İslam için

yaptıklarımızla övünüp evlatlarımıza kendi akrabalarımızın ve kendi

milletimizin yaptıkları şeyi örnek olarak verebiliriz. Zira hayırlı işlerde

yarışmak meşru kılınmıştır.  Örneğin

Türk milleti olarak, ecdadımızın 1.200 sene İslam a hizmet etmesi, İslam

düşmanlarına karşı koymaları ve ehli sünnetin hâkim olması için gayret

etmeleriyle övünebiliriz. Hatta bununla övünmeli ve evlatlarımıza/yeni

nesillere bunları örnek olarak sunmalıyız.

3. Allah Teala, her millete farklı bir yetenek ihsan

etmiştir. Milletlere düşen; bu farklı özel yeteneklerin tespit edilmesi ve bu

güzel taraflarını İslam ın ve diğer insanların hizmetlerine vermeleridir.

Örneğin Türkler savaşçı özelliğe sahiptir. Ecdat, Türkmen aşiretlerinin bu

özelliklerini İslam a hizmet için yönlendirmiştir. Allah hepsinden razı olsun.

Yine Araplar misafirperverlik ve sadakatleri ile tanınmıştır. Eğer insanların yeteneklerini

güzel ve hayırlı işlere yönlendirmezsek; bu özellikler kötü şeylere hizmet

edecektir. Oysa Allah Teâlâ, hiçbir şeyi gereksiz yaratmamıştır. İnsandaki öfke

ve kıskançlık gibi olumsuz duyguların bile hikmeti vardır. İnsana düşen vazife,

öfkesini Allah ın öfkelendiği şeylere yönlendirmektir.

4. İnsanların farklı ideolojik tutumları ve meşrepleri de

aslında rahmettir. Zira hayatın çok çeşitli alanları vardır. İnsanlar da farklı

şeylere meyillidirler. İslam tarihi boyunca tasavvuf ehli insanlar, farklı

fıtrattaki farklı insan gruplarına hitap etmiştir. Kimi tarikatlar esnafa hitap

ederken bazı tasavvuf grupları askerlere yönelik hizmet vermişlerdir. Eğitimle

ve sosyal hizmetle ilgilenen hatta insanlara iyilik yapmak maksadıyla

hastaneler kuran ve yol güvenliği sağlayan gruplar da olmuştur. Bu yüzden

halkımız da bu farklılıkları bir çatışma konusu yapmamalı; bütün bunları

rahmet, hizmet ve işbirliği için fırsat olarak görmeli ve kullanmalıdır.

5. Devletimize düşen de farklılıkları hizmet ve topluma yarar

olarak kullanmaktır. Örneğin Osmanlı devleti için, Germiyanoğullarının ilhakı

Osmanlı da denizciliğin gelişmesi açısından önemlidir. Çandarlı ve

Karamanoğulları beyliklerinin ilhakı ile Osmanlı devleti siyasi olarak güç

kazanmıştır. İstanbul un fethi ve Bizans ın fethi, devlet için kültürel ve

mimari alanda çeşitli gelişmelere sebep olmuştur. Rum ustalar ve mimarlar,

devletin her köşesinde imar faaliyetinde bulunmuşlardır. Ermeniler, yıllarca

devletin mali işlerinde hizmet vermişlerdir. Yahudiler, ekonomik ve siyasi

faaliyetlerde kullanılmıştır. Özellikle Yahudilere verilen ticari imtiyazlar;

Yahudilerden uluslararası ilişkiler ve istihbarat konusunda istifade etmeye

yöneliktir.

6. Evlilikte farklılıklar, rahmet ve berekete örnektir.

Evlenerek yeni akrabalar ve yeni dostlar ediniriz. Farklı kültürler ve adetler

öğreniriz.

7. Seyahat etmek, İslam tarihi boyunca ilimle ve hizmetle

uğraşan kişiler için adet haline gelmiştir. Gezerek farklı kültürler, farklı

insanlar ve farklı beldeler görülmüştür. Farklı insanlardan bir şeyler öğrenmek

ve geçmiş insanlardan ibret almamız için Allah Teâlâ bize yeryüzünde gezip

dolaşmamızı tavsiye buyurmuşlardır. Farklı yerler, farklı hizmet alanları için de birer fırsat olarak düşünülmelidir.

8. Kâinatta çeşit çeşit varlıklar vardır. Hatta aynı tür

varlık içinde çok çeşitli sınıflar vardır. Örneğin insanlar kavimlere ve

milletlere, kavimler aşiretlere ve ailelere ayrılmıştır. Hatta bugün yeryüzünde

yaşayan milyarlarca insan, neredeyse birbirine hiç benzememektedir. Allah

Teala nın varlıkları farklı ve çeşitli yaratması; bir imtihan ve rahmet olmanın

yanında; ayrıca Allah Teala nın kudretine ve ilmine de delalet etmektedir.

Dillerinizin ve renklerinizin farklı olması, Allah ın mucizelerinden ve

(sıfatlarının) delillerindendir.   ve

Gece ve gündüzün birbirinden farklı olması ve uzayıp kısalmasında da göklerin

ve yerin yaratılışında da takva ehli kimseler için nice hikmetler ve mucizeler

vardır.   Ayeti kerimeleri buna işaret

etmektedir.

O halde; gerek devlet gerekse millet olarak, insanların

dil, davranış, ırk ve renk, cinsiyet, yaş, eğilimler ve mesleklerinin farklı

oluşunu bir çatışma ya da kavga sebebi olarak görmemeli; bunların hem birer

imtihan hem de birer imkân olduğunu bilmeliyiz. Bütün bu farklılıkları

güzelliklere dönüştürerek dünya ve ahirette bize yararı olacak işlerde bu

farklılıklardan istifade etmeliyiz.

Unutmamak gerekir ki kâinattaki her şey orijinaldir ve

güzeldir. Her insan da orijinaldir ve farklı bir güzelliği taşımaktadır.

İnsanların aynı düşünmelerini ve aynı olmalarını beklemek hem tabiata aykırıdır

hem de Allah Teâlâ nın yaratılışına karşı gelmektir.

Yine unutmamak gerekiyor ki insanları bu şekilde farklı

beden ve karakterde yaratan Mevlâ Teâlâ dır. Bize düşen her şeyi olduğu gibi

kabul edip olduğu gibi beğenmektir. İnsanların yaratılışlarında kusur ya da

eksiklik görmek; Allah Teâlâ nın nimetlerini beğenmemek ve O na karşı isyan

etmektir.

Ey insanlar! Sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve

tanışıp anlaşasınız diye sizi kabileler ve aşiretler olarak ayırdık/yarattık.

Allah, kiminize kiminizden daha çok rızık/zenginlik

verdi.

Sizi yeryüzünde halife olarak yaratan/tayin eden ve

imtihan olsun diye bazı konularda kiminiz kiminizden üstün yaratan Allah tır.

İnsanların geçimlerini biz tayin ettik ve aralarında biz

paylaştırdık. Birbirlerine hizmet edip iş gördürsünler diye de onlara farklı

farklı kabiliyetler/dereceler verdik.

Erkekler kadınların koruyucusu ve idarecisidir. Bunun

sebebi, erkeklerin kadınlar için mallarını harcamalarıdır. Biz, insanları bazı

yönlerden birbirinden farklı yarattık.