Millî Gazete'nin uzun yıllar karşı durduğu, yayılmasını engellemek adına mücadelesini verdiği “dinlerarası diyalog” fitnesi yeniden mi ısıtılıyor? “Dinlerarası diyalog”cuların temel argümanlarından biri olan “İbrahimi dinler” söyleminin yeniden meşrulaştırılmaya çalışılmasındaki amaç ne? İktidarın desteklediği sivil toplum kuruluşlarından biri olarak öne çıkan KADEM’in “İbrahimi dinler” çıkışına, inançlı kesimlerden tepkiler yükseliyor.

Papa’nın Türkiye ziyaretinde yaşanan skandal olaylar hâlen tartışılmaya devam ederken, iktidara yakın kadın derneği KADEM’in “İbrahimî Dinlerde Kadın” başlıklı eğitimi tepki çekti. Ana başlığı “Güven Toplumu İnşası” olarak belirlenen programın içeriğindeki bir sunumda geçen “İbrahimî Dinler” ifadesi, tüm dikkatleri bu noktaya topladı.

Karaman’da AK Parti Kadın Kolları'nın desteklediği KADEM programında kullanılan “İbrahimî Dinlerde Kadın” başlıklı sunum, Papa’nın Türkiye ziyaretinin yol açtığı tartışmaların henüz dinmediği bir dönemde kamuoyunda yeni soru işaretlerine yol açtı. Bu programla birlikte Türkiye’nin yakın tarihinde derin tartışmalara yol açan “dinlerarası diyalog” tartışması yeniden hatırlanırken, KADEM’in bu kavramı eğitim içeriğine dâhil etmesi, eleştirilere neden oldu. “Güven Toplumu İnşası” başlığıyla düzenlenen programda bir psikolog, bir avukat ve bir ilahiyatçı tarafından sunumlar yapılırken, özellikle ilahiyatçı hanımın “İbrahimî Dinlerde Kadın” konulu sunumu hassasiyetle takip edildi.

“İBRAHİMİ DİNLER” İFADESİ ÖZELLİKLE Mİ SEÇİLDİ?
“İbrahimi dinler” tabiri, Kur’an-ı Kerim’de buyrulduğu üzere tek hak din olan İslâm’ı, tahrif edilmiş Yahudilik ve Hristiyanlıkla eşitleme çabalarının bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Bu yaklaşım, Türkiye’nin geçmişte büyük tartışmalara yol açmış FETÖ merkezli diyalog projelerini de çağrıştırıyor. Papa’nın gelişinin ardından böylesi bir etkinliğin düzenlenmesini manidar bulan çevreler, KADEM’i eleştirerek, “Daha düne kadar millet dinlerarası diyalog tuzağının acısını yaşadı, bedelini ödedi. Bugün İbrahimî dinler adı altında benzer bir söylemin yeniden dolaşıma sokulması kabul edilemez” şeklinde değerlendirmelerde bulunuyor. Öte yandan birçok İslâm âlimi, “İbrahimî dinler” söylemine şiddetle karşı çıkarak, bu söylemin Hristiyanlığı ve Yahudiliği hak din gibi göstermeye çalışan misyonerlerin bir manipülasyonu olduğunu ifade ediyor.




