Dershanelerin kaldırılmasına esas itibariyle itirazım yok. Çünkü, dershaneler parası olanların olmayanlara göre daha avantajlı duruma geçmesine katkı sağlayan kurumlar olarak işlev gördü, görüyor. Bu bakımdan eğitimde eşitliğin esas olması, bazı öğrencilere takviye zorunlu ise bunun okullarda açılacak kurslar yoluyla sağlanması gerekir. Kaldı ki, öğrenciler arasındaki anlama ve kavrama farkının bazı öğrencilerin ek derse ihtiyaç duymalarına yol açtığı bir gerçektir.

Bu arada dershaneler giderek öğrenciyi müşteri olarak gören kuruluşlar, bu arada haksız rekabetin de merkezi haline gelmişti. Genellikle okullarındaki çalışkan çocukların bazılarını alarak onların sınavlarda elde ettikleri başarılı sonuçları reklam olarak kullanmışlardır. Yani, zaten dershaneye ihtiyacı olmayan bu çocukları alarak güya dershanelerinde öğrencilerin başarılı olduğu görüntüsü veriliyordu. Demek istediğim o ki, dershaneler birer eğitim-öğretim kurumu olmaktan çok ticarethane haline gelmişti. Bunu söylerken işin ticari boyutuna karşı çıkıyor değilim. Elbette, dershane açmak bir yatırım yapmak ve riziko üstlenmek demektir. Bunun bir ticari boyutu, netice itibariyle kâr hesabının olması yanlış değildir. Ancak, bakanlık okullarında fiilen kadrolu olarak öğretmenlik yapanların dolaylı yollarla dershane açtıkları, hem okullarında öğretmenlik yaptıkları hem de öğrencileri kendi dershanelerine yönlendirdikleri bilinen bir husus. Bu bakımdan devlet ve üniversite hastanelerinde görev yapan doktorların özel muayenehane açmaları ve hastalarını buralara yönlendirmelerine benzer bir manzara ortaya çıkmıştı. Nasıl ki, uygulanan ekonomik sistem ve insana bakıştaki değişim hastaları müşteri konumuna getirmiş ise dershanelerde bir bakıma öğrencileri aynı konuma düşürmüştür. Bunlara çözüm bulunması mümkün ise herkesin destek olması gerekir. Ne var ki, daha öncede belirttiğim gibi dershanelerin çok az bir bölümü özel okul olma şartlarına sahiptir. Milli Eğitim Bakanlığının dershanelere gönderdiği okul olma şartlarını bildiren yazıda bunu gösteriyor. Çünkü dershaneler genellikle çarşı içlerinde, iş hanlarının üst katlarında açıldı. Bunda özellikle ulaşım şatlarının kolaylığı önemli rol oynadı. Böyle olunca da dershanelerin okullaştırılarak eğitimde rahatlamanın sağlanmasını beklemek kolay olmayacaktır. Bu bakımdan dershanelerin kapatılmasını emirle ve kanun zoruyla sağlamak yerine dershaneleri zorunlu hale getiren eğitimdeki uygulamalardan kurtulmak daha sağlıklı bir yol olacaktır.

Söz gelimi gerek eğitim alanında var olan sınavlardan kurtulmak, bu sınavların insanların geleceğini belirleyen unsurlar olmaktan çıkartılması sanıyorum öğrencilerin ve velilerin dershanelere ihtiyacını en aza indirecektir. Bakanlığın bu yönde bazı adımlar atması sevindiricidir. Bunun yanında dikkate alınması ve ciddi olarak uygulamaya konulması gereken husus, her okul yönetiminin kendi içinde kurslar açmasıdır. Çünkü, her öğrencinin kabiliyetinin aynı olmadığı gerçeği ister istemez öğrenciler arasında farklı gelişmelere zemin hazırlıyor. Böyle olunca bu öğrencilerin ek derslerle takviye edilmesi gerekiyor. Böyle olmazsa dershanelerin yerini özel ders verenler alacaktır. Bu arada derslik sayısının artırılarak sınıf mevcutlarının düşürülmesi, öğretmenlerin derste öğrencileri ile birebir ilgilenmesinin sağlanması da önemli bir adım olabilir. Kısacası eğitim ve öğretimin tek yerinin okul olması, bunun içinde gerekli şartların sağlanması aslında devletin görevidir. Olaya bu açıdan bakıldığında dershaneler eğer bugün eğitim sisteminin yanı başında bir sektör haline gelmişse bunda devletin geçmişte görevini yapmamış olmasının nemli rolü vardır..

Bu noktada öğretmenlerin ekonomik bakımdan sıkıntı içinde oldukları gerçeğini unutmamak gerekir. Öğretmenlerin ekonomik şartlarını düzeltmek içinde okulların kurslar açması sağlıklı bir yol olabilir. Öğrencileri birer yarış atı olmaktan çıkartmak da sanıyorum eğitim ve öğretim için önemlidir.