Hükumet özür diledi ama günlerden beri etrafı yakıp
yıkanların bu millete özür borcu yok mu Onların yaptıkları yanlarına mı
kalacak Bunca tahribatın sebebi olarak Gezi Parkı nda yerleri değiştirilen bir
ağacın gösterilmesi yeterli ve inandırıcı olacak mı Hadi diyelim ki olaylar
daha fazla büyümesin ve devam etmesin diye sorumluluk mevkiinde bulunanlar özür
diliyor, peki arkasından Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ı ziyaret eden ve
ziyaret sonrası hükumete ilettikleri isteklerini açıklayan Taksim Dayanışma
üyelerinin tavrını çözüm bulucu nitelikte görmek mümkün mü Gerçi bu
açıklamalar -isterseniz istekler ya da ültimatom diyelim fazla bir şey fark
etmez- gerçekten uzlaşma arayışının bir sonucu olarak görülebilir mi Bu tavır
uzlaşma arayışı değil, teslim alma yaklaşımı gibiydi. Arınç ile görüşmelerinin
ardından yaptıkları açıklamayı televizyonlardan izlerken ilk aklıma gelen
cümle, Buyurun!.. Ülkeyi siz yönetin.. oldu. Bunu söylerken Sivil Toplum
Örgütlerinin temsilcilerinin iktidarlardan istekleri olamayacağını elbette
söylüyor değilim. Sivil Toplum Örgütlerinin görevi tabanlarının isteklerini
yöneticilere ulaştırmaktır. Ancak, istekler sıralanırken, Ya bu istekler yerine
getirilir ya da olaylar devam eder anlamına gelebilecek yaklaşımı ile çözüm üretilemez. Böyle bir dayatma
seçilmişlerin yetkisini ellerinden almaya, onları yetkisiz bırakmaya yönelik
olabilir.
Bu köşede 4 ya da 5 yılda bir halkın oyunu almanın önemli
ancak yeterli olmadığına dikkat çekmiş, hatta, yetki aldım diye Ben yaptım
oldu mantığı ile hareket edilemeyeceğini belirtmiştim. Bu bakımdan zaman zaman
bazı konularda halkın görüşünün alınması gerektiğini, bunun ister araştırma
yoluyla ister halk oy ile halkın tercihini ortaya koymasına imkan verilmesi
gerektiğini düşünenlerdenim. Söz gelimi bir şehri ilgilendiren önemli bir karar
alınmadan önce o şehir halkının olayın mahiyeti ve muhtemel sonuçları konusunda
bilgilendirilmesi ilk adım olabilir. Günümüzde bu oldukça kolaydır. Kitle
iletişim araçlarından yararlanılabilineceği gibi afişler, el broşürleri gibi
vasıtalarla halkın konu hakkında bilgi sahibi olması sağlanabilir. Özellikle
şehirlerle ilgili konulardaki her karar Belediye Meclislerinden geçmekte ve
buralarda siyasi partilerin temsilcileri bulunmaktadır. Bu bakımdan halkın
bilgilendirilmesi görevinin belediye meclisi üyelerine düştüğü söylenebilir
ama, büyükşehirlerde bu iş çok zordur. Kaldı ki önemli bir karar belediye
meclisine geldiğinde çoğu zaman partiler arasında görüş ayrılıkları ortaya
çıkmakta, her parti kararın kendi isteği doğrultusunda çıkmasını istemektedir.
Böyle anlaşmazlıkların ortaya çıktığı konularda meselenin şehir halkının oyuna
sunulması sağlanabilir diye düşünüyorum. Bu mekanizma harekete geçirilmesine
rağmen bir takım çevrelerin sokaklara inmesi, terör estirmesi son bulur mu
Bulacağını söylemek günümüz şartlarında mümkün değildir. Ancak, farklı
kesimlerin eylemcileri desteklemesi önlenebilir.
Gezi Parkı bahane edilerek sokağa inenlerin yaptığı
tahribatın arkasından Hükumet adına Sayın Arınç ın özür dilemesi olayların
yatışmasına yönelik iyi niyetli bir adamdır. Ancak, bunca tahribat, yakıp
yıkmanın ardından eylemcilerin temsilcisi olarak Arınç ı ziyarete gidenlerin
çıkışta hiç olmazsa yapılanlardan dolayı özür dilemeleri gerekmez miydi Özür
dilemenin ardından isteklerini sıralamış olsalardı daha uzlaşmacı ve
birleştirici bir tavır sergilemiş olmazlar mıydı Bir özür dilemeden sıralanan
istekler sadece eylemcileri ve yaptıklarını aklamaya yönelik bir tavır olarak
ortaya çıkmıştır.
Ayrıca Gezi Parkı çerçevesinde başlatılan eylemlerle
ilgisi olmayan istekler ne anlama geliyordu .. Bu da maksadın Gezi Parkı nda
yerleri değiştirilen ağaçlara sahip çıkmak değil, ülkeye zarar vermek olduğunu
göstermez mi Bu şartlarda kim kiminle uzlaşacak Kısacası dayatma ile uzlaşma
olabilir mi