PARİS TE yaşanan terör olayının ardından herkes bir
şeyler söylüyor, yorumlar yapıyor, tahminlerde bulunuyor. Böyle bir olayın
gönül hiç yaşanmamış olmasını arzu ederdi. Özellikle 30 yılı aşkın bir süreden
beri terör ile boğuşan ve yaşayan bir ülkenin ferdi olarak terör olaylarının
insanları nasıl yıktığını, acılara boğduğunu yakından biliyoruz. Bu bakımdan
yaşanan terör olaylarının doğru değerlendirilmesi, bundan terörün önlenmesi
hususunda dersler çıkartılması gerekirken bir heyecan kasırgası estiriliyor ve
bu heyecan kasırgası ülkeleri ve insanları yaşananlardan ders çıkarmadan
uzaklaştırıyor. Söz gelimi bir haber Batı, IŞİD e karşı birleşmeli başlığı
altında verilirken bir başkası Avrupa artık savaşta başlığı altında yer
alırken Fransa Cumhurbaşkanı Hollande ın patlamaların ardından yaptığı
konuşmada, Bu bir savaş ilanıdır cümlesine vurgu yapılıyordu.
İlk başlıktan meseleye yaklaşırken atılan başlığın ve
yapılan açıklamaların olayın gerçek yüzünü yansıtmaktan uzak, hâlâ terör
denince Haçlı ittifakının aklına IŞİD in geldiğini göstermesi bakımından dikkat
çekici. Çünkü Batı IŞİD e karşı birleşmeli başlığı Batı çoktan beri IŞİD e
karşı birleşmemiş de Paris patlamaları bu konuyu gündeme getirmiş gibi bir
görüntü ortaya çıkarıyor. Yıllardan beri Irak ve Suriye de Batılı koalisyon
ortakları sadece IŞİD e karşı mücadele etmiyorlar mı Bu soruya hayır cevabı
vermek mümkün mü Hatta öylesine IŞİD e karşı bir cephe oluşturuldu ki, bu
ittifaka baktığınızda bölgemizde sadece IŞİD terör örgütü var da onun beli
kırılmak isteniyor sanırdınız. Hâlbuki bölgemiz uzun yıllardan beri değişik
adlar altında olsa da bir takım terör örgütlerinin çalıştığı bir alandı.
Özellikle ülkemiz 30 yılı aşkın bir süreden beri PKK terör örgütü ile mücadele
ediyor. 30 yıldır ülkemizde kan akıyor, insanlar hayatlarını kaybediyor. Buna
karşılık terör örgütünün kırmızı bülten ile aranan elebaşları Avrupa
ülkelerinde lider gibi kabul ediliyor, her türlü desteği görüyorlar. Yani,
Batı, IŞİD dışındaki terör örgütlerini hep baş tacı etti, destek verdi, Benim
teröristim iyidir anlayışı ile hareket etti/ediyor. Paris saldırılarının
arkasından Batı nın sadece IŞİD e karşı değil tüm terör örgütlerine karşı
birleşmesi gerektiği anlayışına varılabilseydi, şerden hayır çıkarmak mümkün
olabilirdi ama görünen o ki, Batılıların İslam düşmanlığı terör ve terör
örgütleri konusunda tarafsız bir değerlendirme yapmalarına imkân vermiyor.
Avrupa artık savaşta başlığına döndüğümüzde ilk
aklımıza gelen soru, Batı yıllardan beri İslam dünyasına karşı birlikte savaş
yürütmüyor mu oluyor. Irak ın ABD tarafından işgali diğer Batılı ülkelerin
desteği ile gerçekleşmedi mi Afganistan terör örgütlerini söküp atmak adına
ortak bir işgal altında değil mi Suriye de ABD ve koalisyon ortakları aylardan
beri Suriye yi birlikte vurmuyorlar mı Yani Avrupa ülkeleri ABD nin de dâhil
olduğu bir savaşın içinde değiller mi Acaba, savaş alanı İslam ülkeleri olunca
yapılan bombardıman ve işgaller yok mu sayılıyor
Son olarak bir başka başlığa dikkat çekmek istiyorum. Bir
gazetenin manşete taşıdığı, Teröre İnat; Özgürlük, Eşitlik ve Kardeşlik
başlığı altında 1789 Fransız Devrimi ne atıfta bulunuluyor, böylece Fransız
devrimi dünya üzerinde özgürlük, eşitlik ve kardeşlik anlayışının hâkim
kılınmasını sağlamış gibi bir anlayış sergileniyor. Ama Batı dünyası söz konusu
olduğunda özgürlük, kardeşlik ve eşitlik şarkılarını dillerinden düşürmeyenler
muhatap Müslümanlar olunca bu kavramların anlam değiştirdiğini görmediğimiz
sürece yaşanan olayları doğru değerlendirmek mümkün olmayacaktır. Artık
Müslümanların Batı nın çifte standardını esas alan kavramları ile düşünmek ve
olayları değerlendirmek alışkanlığından kurtulması gerekiyor.