Fenerbahçe basketbol takımı, aylardır yazıp duruyorum,

Avrupa nın bir numaralı ekibidir. Ve bu özelliği sebebiyle de bu sezon

Avrupa nın en büyük kupasının bir numaralı favorisidir diye yazılarımın

finalini yapıyorum.

Evet, bu görüşüm bir kere daha sonucunu aldı. Ama az

kalsın Obradovic bazı kaprisleri sebebiyle beni de, Fenerbahçe yi de yakacaktı.

Obradovic tabii ki şu anda Avrupa nın en iyi hocasıdır. Hatta ondan sonra

gelenler onunu yanına pek yaklaşamaz durumdadırlar. Oyuncu transferini yaparken

doğru seçim yapmak, fizik güç olarak takımı doruk noktaya taşıyabilmek gibi

bütün önemli özeliklere sahiptir. Ancak ne var ki, her büyük hoca gibi zaman

zaman kaprislerine yenik düşmektedir. Baksanıza bizim ligde bile epeyce

yenilgisi vardır. Bakınız bu tür kaprisler büyük hocalarda vardır dedim. Çünkü

o kıvama gelememişler önce kendilerinden, sonra çevrelerinde korktukları için

kılı kırk yararak görev yapmaya çalışırlar. Ama Obradovicler korkusuzdur.

İşte bu paragraftaki analiz Fenerbahçe nin Laboral Kutxa

karşısında az kalsın finali oynama hakkını teslim etme noktasına taşındığının

kanıtlarıdır.

Açalım. Sizde uzun olarak Vesely, Udoh ve hatta Antic

gibiler var. Karşıda ne var Sadece Brousis... Oyun kurucu dediğim tiplerden

sizde kimler var Sloukas, Dixon, Hickman... Onlarda ise sadece Adams...

Şutörlere bakalım. Yani dış oyunculara... Fenerbahçe de Datome, Bogdanovic ve

oyuna hiç girmeyen Melih Mahmutoğlu... Karşıda ne var Hemen hemen hiç. Ya da

toplasan bir veya iki dörtte bir adam...

Bu takım oyunun gidişene göre, rakibin aldığı önlemlere

göre, rakibin oyunu profiline göre, parkeye doğru seçimlerle kadro sürdüğünde,

ya da hocası yukarıda sözünü ettiğim gibi büyüklük kaprisine takılmazsa, rakip

tanımaz. Ama basketbol öyle bir spordur ki, maçı kazandım sanıp yanlışa

başvurduğunda veya gevşediğinde baktın ki maç gitmiş.

Final- Four un bu ilk maçın çıkardığı ilk beş

Fenerbahçe yi bir anda on sayı önde çıkardı. Yorulmalar beşlerde değişiklikler

tabii ki yaptıracaktı. Ama benim kabullenemediğim bir şey var. O da eli

sıcakken, maçı sana taşıyorken, şayet yorulmamışsa, yani kenardan en azından

öyle görünmüyorsa ve de siz onu ileri dakikalarda kullanmak üzere kenara

alıyorsanız, biliniz ki sallanmaya başlarsınız. Öyle de oldu... Udoh, Vesely,

Antiç ikilisini belki de faul problemi yüzünden çok sık değiştirmek durumunda

kaldınız ama, karşısında uzun olarak sadece Brousis vardı.

Neyse... Rakip takımın koçu da Adams ı son dakikalarda

dinlenmiş girsin diye dördüncü periyotta oyuna geç aldı. Yoksa bir aralık yedi

sayı öne bile geçmişlerdi. O süreç Adams la oynanmaya devam edilseydi,

Fenerbahçe ye yazık olacaktı. Zaten şöyle bir hatırlayınız. Bitime saniyeler

kala Adams ın attığı üçlük şut çemberin içinden çıktı. Ki bu Adams fizik olarak

da Brousis gibi çoktan bitmişti bile... Nitekim Fenerbahçe uzatmada ezdi geçti.

Bendeniz maçtan önce çevremle muhabbet ederken maçın 10-12 sayı farkla

Fenerbahçe tarafından kazanılacağını öne sürmüştüm. Uzatmaya gidince ensemde

boza pişirdiler haklı olarak...

Şimdi CSKA var... Asla ve asla bir Laboral değiller...

Tıpkı Fenerbahçe gibi alternatifleri çok bir takım... Teknik adamları da bizim

ligden de geçmiş İtoudis. Oyuncu seçimlerinde, oyuncu değişikliklerinde, oyunun

tezgâhlanmasında bir küçük kapris bile Fenerbahçe yi basketbol tarihimizin en

büyük kupayı getirmesinden mahrum bırakır. De Colo ya ciddi dikkat!

O zaman pazar akşamı saat 21.00 de ekran başına!