Bizim mahallenin bir algısı var. Neymiş, ateyistin namazı kılınmazmış.

El hak doğru! Adam iman etmemiş ki. Adam namazı kabullenmemiş ki!.. E, o halde niçin cenaze namazı kılınsın? Kılınmaz abi...

Yalnız çok kimsenin haberdar olduğu bir hadis var. Doğrusu şaşırtıcı, ancak sonucu itibariyle memnuniyet verici bir hadis...

Şöyle ki: Medine'de münafıkların başı Abdullah b. Ubey ölmüş ve samimi bir mümin olan oğlu babasının vasiyeti üzerine Hz. Peygamber'den cenaze namazını kıldırmasını istemişti. Hatta kefen olarak da Hz. Peygamber'in gömleğini istemiş.

Hz. Peygamber, Abdullah'ın isteğini kabul etmiş, gömleğini vermiş ve cenaze namazını da kıldırmıştı.

Namaz öncesi Hz. Ömer'in itirazı üzerine Hz. Peygamber, Tövbe/80 ayetine dayanarak kendisinin bu hususta muhayyer bırakıldığını söylemiştir.

Bir süre sonra da Tevbe/84. Ayet nüzul olmuştur. Yüce Allah, 'Onlardan ölen hiçbir kimsenin asla namazını kılma ve kabrinin başında durma. Onlar Allah'ı ve Resûlünü inkâr etmişler ve Allah'a itaatten çıkmış olarak ölüp gitmişlerdir.' buyurmuştur.

Daha sonra merak eden sahabiler Hz. peygamber'den bu hadise ile ilgili bir açıklama isterler. O da cevaben: "Gömleğim ve onun üzerine kıldığım namazım, kendisini Rabbimden gelecek azabdan kurtarmayacaktır. Fakat ben, bu sayede onun kavminden bin kişinin samimi Müslüman olmasını umuyorum." buyurmuştur. (Taberi tefsiri-10/206) Gerçekten de bu hadise üzerine münafıklardan bin kişi Müslüman olmuştur.

Geçtiğimiz zamanlarda isim vermeyeyim, ünlülerden ateist diye bilinen birinin cenaze namazı kılınarak toprağa verildi. Başka örneklerde var tabi. Bunlara itirazlar geldi, 'cenaze namazı kılınmaz...' gibisinden.

Şimdi bir başka örnek vermek istiyorum. Kalpleri Allah bilir. Biz zahire yani görünüre bakarız. Merhum Sakıp Sabancı'yı iman ehli biri olarak biliriz. Fatih Camii'nde kılınan cenaze namazına ünlülerden bir isim de katılır. Manken ve oyuncu, Yaşar Alptekin. Öncesinde nasıl bir inanca sahipti bilinmez ama İslâm'ın yasak ettiği her günah varmış hayatında. Fakat o gün o cenazede Rabbinin lütfuna mashar olacaktır. Abdest ve namazla müşerref olacaktır. Mübarek olsun!..

Şimdi, biliriz ki kalpler Allah'ın elindedir. Belki münafıklar kimlerdir bilmeyiz, hatta kimbilir belki kaç münafığın namazını kılmışızdır... Ancak ateistler yani inkarcılar ki onlara kâfir de denir, onların cenaze namazları 'evet' kılınmaz.

Yalnız insan şöyle de düşünüyor, o zâtın cenazesi o musallaya konulmuştur, kaldı ki bu Cenab-ı Hâkk'ın nasip etmesiyledir ve hayatında bir kez bile namaz ile şereflenmemiş kimseler o cenazeye katılmışlar ve kimbilir Cenab-ı hâkkın lütfuna Mazhar olanlar olacaktır... Biz bilmeyiz, Allah bilir!

Evet, ateistin namazı kılınmaz, kılmak istemeyenler de tabii ki kılmasınlar ama musallaya kadar gelmişse bir cenaze ve beraberinde nice gayri İslâm-i hayat sürenler de iştirak etmişse, işte buna da itiraz edilmesin, DERİM vesselam...