“İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsen
Bu nice okumaktır.”
Yunus Emre’nin bu şiirini duymayanımız yoktur.
İlim, bize kimliğimizi öğretmiyorsa o ilim değildir. Bizi, bize tanıtmayan kitabı okumak, dünya eşkıyasının defterini okumak gibi bir şeydir.
Eşkıya, yolların, boğazların, yolcuların soyguna uygun durumunu bilen ve ona göre hareket eden adamdır. Eşkıya, eşkıyadan bu tür bilgileri alır.
Günümüz dünyasında üç dil bilen, dünya coğrafyasında hangi ülkeden neyi nasıl soyacağını öğrenen, Amerika’dan diplomalı adamlar gördük.
Tereyağından kıl çeker gibi hazineyi hâlâ hortumlamaya devam ediyorlar ama her şey kitabına uygun yapılıyor. Çünkü bu ilim adamlarımız bu işin kitabını okumuşlar.
Şair Bağdatlı Rûhî:
“Dermiş hakîm “bilmediğim nesne kalmadı”
Dünyayı bildi bîçare kendin bilmedi” yani, dünyayı bilen, her konuda felsefe üreten nice adamlar var ki, kendilerini öğrenemeden gittiler.
Paranın trafiğini biliyorlar. Paraya yol gösteriyorlar. Ülkelerin ürettiği her şeyi nasıl soyacaklarını biliyorlar. Vermemekte direnenlerin ülkesine baskın yapıp zorla alıyorlar, dünyaya yön vermeye çalışıyorlar da kendi hayatlarının akışına bir yön veremiyorlar.
Biz nereden geldik, niçin geldik, nereye gidiyoruz, ne idik, ne olduk, ne olacağız sorusu üzerinde kafa yormuyorlar.
Kişinin kendisini unutmasının nedenini Rabbimiz bize şöyle açıklıyor:
“Allah’ı unutan ve Allah’ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. İşte onlar fasıkların ta kendileridir.” (Haşr süresi ayet 19)
Kişinin Allah’ı unutması demek kendisini unutmaya vesile olmak demektir. Allah’ı inkâr eden adamın zararı önce kendisine sonra çevresinedir.
Hâlbuki Allah’a iman etse ve her gördüğü şey de onu hatırlasa, çalmak için gittiği petrol, altın, uranyum, gümüş vs. gibi madenleri o Allah yarattı diye inansa ve her nefes alışında Allah’ın huzurunda vereceği hesaba bir nefes boyu yaklaştığını bilse, Allah’ın mülkünde Allah’ın kullarını soymaya gidemez. Vermeyenleri ordularıyla öldüremez.
Böylece Allah’ı hatırlamak kendisini hatırlamak olacaktır. Kendisini ateşe atmamak için yapacağı her iyi hareket ise diğer insanların huzuruna sebep olacaktır.
Leskofcalı Galip:
“İlim ise maksat eğer ârifinefs ol Galip
Kendini bilmeyen adam gibi nâdân olmaz”
Diyerek kendini bilmeyen insandan daha aşağılık bir adamın olmayacağını ifade edivermiş.
Aşağılık duygusuna kapılanlara dikkat ederseniz, Rabbini unutmuş olduğu için kendisinden de haberi olmayan, dünyalık mal mülk, makam ve rütbe ile büyümeye çalışan insanlar olduğunu görürsünüz.
Rabbine iman edenler, Onun yarattığı her şeye karşı yaptığı saygının Allah’a karşı saygı olduğunu bildiklerinden, Onun kitabı Kur’an’da karada ve havada yaşayan, can taşıyan her varlığın bizim gibi birer ümmet olduğunu bildirdiğinden yerde sürünen, havada uçan canlılardan bir tanesine bile aşağılayan gözle bakamaz.
Kişi, kendini tanımak için, kendisini yaratanın kitabını okusun.