Şehit kanlarıyla örülüdür Gazze’nin duvarları
Vurmakla ölmez Şeyh’in evlatları…
Orada doğanlar ölmek için doğarlar.
Ağlayanlar, şehadet nasip olmadığı için ağlar.
Kur’an-ı Azimüşşan’dır ab-ı hayatları
Kur’an’dır evlatları, cihatları, saltanatları…
Kâinatın tek gerçek İslam yurdu,
İlme kapı, davete ocak, cihada ordu…
Silah mermileri ile tesbih çeken ablalar,
Örgü örmek ile kalmadılar.
Yer altında kırk farklı Gazze inşa eden babalar,
İşkencelere, hapislere doymadılar.
Sokakta zalim avcılığı oynayan evlatlar,
Büyüdüler. Yahya oldular, Muhammed oldular.
Künyelerine Ebu Ubeyde dediler.
Kutlu kapıdan tufan gibi geçtiler.
Zalim askerleri, seçilmiş cesetler haline getirdiler.
Siyonist zebanileri, geldikleri cehenneme geri gönderdiler.
Yahudiler kudurdu. Şaştı terazileri…
Kendi elleriyle yıktılar, kurdukları tüm dengeleri…
Allah’ın matematiği devreye girdi.
Gizli olan ne varsa, çıktı ortaya gün gibi…
Bin çocuk katlettiler.
Bin kadın katlettiler.
Bin yaşlı katlettiler.
Bin gazeteci katlettiler.
Bin doktor katlettiler.
Bin aktivist katlettiler.
Hastaneleri, okulları yerle bir ettiler.
Çadırları yaktılar. İnsanları kül ettiler.
Bin cami duvarına pislediler.
Bin devleti kendilerine düşman ettiler.
Tüm dünyaya ruh hastalıklarını ayan ettiler.
Kendileri ile iş tutan tüm münafıkları ifşa ettiler.
Aksa tufanı ile kendilerini helak ettiler.
Onlar bir plan kurdu. Allah da bir plan kurdu.
Muhakkak ki Allah doğru söyledi.