Bir haftadır Suriye ye yapılması planlanan müdahaleyi
tartışıyoruz. Mısır daki darbeyi unuttuk. Yapılan katliamları unuttuk. Yeni
düzenlenen baskınları görmezden geldik ve devam eden direniş gösterilerini
görmez olduk. Görülen o ki önümüze konulan yeni bir Suriye Krizi ilk amacına
ulaştı. Çünkü Mısır da gerçekleştirilen İhvan tarzı direniş başta İsrail in
güvenliği olmak üzere tüm bölgesel düzeni tehdit eden yeni bir formüle karşılık
geliyordu. İhvan durmadı ama biz durduk. Direnişin önemini demek ki tam idrak
edemedik. Biranda bambaşka bir gündemin esiri oluverdik.
Şimdi harıl harıl bir Müslüman coğrafyaya yapılacak yeni
bir operasyonu tartışıyoruz. Bugüne kadar Suriye de yüz bini aşkın insan
hayatını kaybederken 2 milyondan fazla insan da yer değiştirmek zorunda kaldı.
Bilmiyorum umurunda olan var mı ama acaba müdahale ihtimali ne kadar insanın
daha kendi evini terk etmesine sebebiyet verdi Suriye de kardeşlerimiz
korkuyorlar. Rabbim kimseye böyle bir korku yaşatmasın. Reel politik mazeretler
üretilerek bugüne kadar Batı nın yaptığı hiçbir müdahale Türkiye nin yararına
olmadı. Ankara ise bazı çatlaklara rağmen rejimin düşürülmesi arzusuyla tam
destek veriyor. Operasyonun önceliğinin İsrail in güvenliğini sağlamak olduğunu
yazmayan kalmamasına rağmen, galiba Ankara operasyonun Türkiye nin güvenliği
için yapıldığını zannediyor.
Kimyasal Bahane
Her ne kadar gündemden düşse de Suriye ye müdahale kararı
kimyasal silahın kullanımı sonrası alındı. Gel gelelim hala rejimin kimyasal
silahı kullandığına dair gerçek bir belge ortaya konamadı. Israrla tüm
bulgular, rejimin kullandığını gösteriyor diyorlar. Maalesef bunu İngiliz
parlamentosu yemedi. Bizde ise müdahale meşruiyetten önce geldiğinden kimin
attığının bir önemi yok. Ben kimyasal silah kullanımında kesinlikle İsrail in
parmağının olduğunu düşünüyorum. Çünkü dış ülkelerin desteği ile ayakta kalan
bir rejimin, Batı nın kırmızıçizgilerini ilan ettiği bir noktadan kendi dalını
kesmesi bana pek inandırıcı gelmiyor. İsrail uzun bir müddettir Batı nın
bölgeye müdahalesini arzuluyor, fakat ikna edemiyordu. Batı kimyasal silahların
kullanılmaya başlandığı bir bölgede İsrail in güvenliğini sağlayamayacağından,
mecburen müdahale etmek zorunda kalacaktı. Kimyasal silah kullanımı ile bunca
zamandır müdahaleden kaçan Batı ikna edilmiş oldu.
Asıl Hedef Rejim mi
Türkiye 1 senedir ısrarla rejime son verdirecek bir
insani müdahale kartına oynuyor. ABD ise müdahale söylentileri ortaya
çıktığından bu yana sınırlı bir operasyonun altını çiziyor. Sınırlı
operasyondan bizim anladığımız, Suriye de rejimin ortadan kaldırılmayacağı,
ülkede kaosun İsrail in güvenliği lehine devam edeceği bir müdahale. Buna
karşılık Batı nın çıkarları için tehdit olarak algılanan hedefler etkisiz hale
getirilecek. Peki Batı nın vurmak istediği hedefler hangisi Bu noktada ABD de
Gölge CIA denilen Stratfor dan yayınlanan bir yazı bu konuda bizi aydınlatır
nitelikte. Çünkü gerçekten de müdahale ile ilgili olarak kimyasal silahların
kullanılıp kullanılmamasının Batı için çok bir önemi yok. Önemli olan 1 seneden
fazla Suriye de etki alanlarını arttıran Türkiye ve İran ın bu noktadaki
kapasitelerini kırmak. Türkiye özellikle yakın zamanlarda atağa geçerek ABD için
Kuzey Suriye de büyük önem arz eden oyunu bozmaya kalktı. İran ise uzun
zamandır Suriye de ikinci bir İran inşa etme amacındaydı. Yapılan müdahale
şüphesiz bu doğrultudaki girişimleri kırma niteliğinde bir hamle olacak.
Suriye yi Ne Bekliyor
Şuan bölgede öyle birrüzgâr estiriliyor ki, müdahale konusunda herkes kendi açısından haklı
görünüyor. Türkiye başta olmak üzere Suriye deki istikrarsızlıktan etkilenen
bütün bölge ülkeleri bölgede istikrarın sağlanması adına rejimi ortada
kaldıracak bir müdahaleyi yeterli görüyorlar. Ancak hedefinin açıkça
tanımlanmayan bir operasyonun bölgenin böylesi hassas bir dönemden geçtiği
bugünlerde neler getireceğini kestirmek çok zor. Bu noktada her şeyden önce
kimyasal silahın kim tarafından kullanıldığının ortaya çıkarılması konusunda
baskı yapmak şart görünüyor. Aksi takdirde kimyasal silah kullanılmış olmasının
verdiği meşruiyetle siyasal hedefinin sürekli değişikliğe uğradığı uzun dönemli
ucu açık bir müdahale ihtimali başta Suriyeli kardeşlerimiz olmak üzere tüm bölgenin
kabusu haline gelebilir.